Eskitilmiş Yaz - Uyursam Geçer Mi?
•
Kaçmak için daldığım uykularımın hepsinden ağlayarak uyandım. Fakat yine de uykuyu en iyi kaçış yolu olarak görmeye devam etmekten kendimi alıkoyamadım.
Ne oldu da uyumak benim için bir kaçış yöntemi haline geldi? Ne zamandan beri kötü hissettiğim her anda geçmeyeceğini bile bile kendimi uykunun kollarının arasına bırakır oldum? Daha da önemlisi bu kadın ne zaman çığlık atmayı kesecek?
Uyumak için yattığım yatağımdan öfkeyle kalkmamın sebebi, yan odamdaki kadının çıkardığı rahatsız edici seslerdi. Adamın çıkardığı sesleri duymazdan geliyordum, aksi takdirde kendi yatağıma kusacaktım.
Kırık aynanın karşısında dikilerek parçalara ayrılmış suratıma baktım. Yalnızca kalbimin değil, odamdaki boy aynasının bile kırılmasına sebep olan adamı duymazdan gelmeyi sürdürüyordum. Ruhum acıyor, bedenim öfkeyle titriyordu. Kadına bir an önce defolup gitmesini söylemek isterken üzerimdekilerden hızlıca kurtuldum. Dudaklarımda, artık susmaları gerektiğini söyleyen cümleler saklıyken dolabıma yöneldim, rastgele bir şeyler çıkardım.
İnce askıları olan siyah tişörtümden sonra kahverengi eteğimi de alelacele giymeye çalışırken yine kilo verdiğimi anlamış oldum. Bu kez kaç kilo vermiştim ve bu kez hangi değerlerim normalden daha düşüktü? Daha da önemlisi bu kez beni fark edecek miydi? Başımı iki yana sallarken zihnimdeki sorulara yanıt aramayı bırakalı çok olduğunu kendime hatırlatıyordum.
Kalın siyah kemerimi belime geçirdikten sonra aynı renkteki çantamı aldım ve içini doldurduktan sonra odamdan ayrıldım. Koridor boyu yürürken seslerin arttığını fark edince işlerinin neredeyse bitmek üzere olduğunu anlamıştım.
Kendimi dışarıya attıktan sonra izbe sokak boyunca yürümeye başladım. Nereye gideceğime dair en ufak bir fikrim dahi yoktu. Belki de artık alışmalıydım. Böyle durumlarda gidecek bir yer bulmalıydım kendime ve her seferinde hiç bilmediğim sokaklarda öylece dolaşmaya bir son vermeliydim. Ya da beklemeye devam etmeliydim. Onun bir gün beni affetmiş bir şekilde çıkıp geleceğini ve beni herhangi bir sokakta herhangi bir şarkıyı dinlerken bulacağını düşlemeye devam etmeliydim.
Omzuma astığım küçük çantamın içinden telefonum ve kulaklığımı çıkardıktan sonra rastgele bir şarkı açtım. Zihninde geçmişe dair anıların ve cevabını asla alamayacağın soruların varken yapabileceğin en iyi şey, kendini kaybetmiş bir şekilde yürümeye devam ederken hiç bilmediğin şarkılara eşlik etmektir. Daha önce kaç defa yaptım bunu, bilmiyorum ancak o an yine bunu yapmam gerektiğinden emindim.
İlk nakarattan sonra kendini tekrarlamaya başlayan şarkının sözlerini artık daha iyi anlıyordum. Adımlarımın yavaşlamasının, gözlerimin yaşlarla birlikte sızlamaya başlamasının sebebinin dinlediğim şarkıdaki sözlerin bana hatırlattıkları olduğunu düşünüyordum. Fakat belki de yanılıyordum; girdiğim bu kalabalık caddenin üzerimdeki yalnızlık etkisi de olabilirdi gözyaşlarımın sebebi.
"Uyursam geçer mi?
Ya da bu böyle sürer mi?
Yerine düşlere güvensem
Yine günler incitir mi?
Uyursam geçer mi?
Gece senden güzel mi?
Yerine düşlere dilensem,
Dinerdi..."Başımı iki yana salladım hızlıca. "Dinmezdi."
Uyursam geçmezdi. Bu hep böyle sürerdi. Ve hayır, gece bile ondan daha güzel değildi.
Kalabalık, hareketliliğini sürdürürken durdum. Akan gözyaşlarıma eşlik eden onun siluetine bakarken dudaklarım yine benden habersiz bir şekilde yavaşça kıvrıldı. Ona baktım, bana baktı, birbirimizi göremedik çünkü yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ UYKUSU
Teen Fiction8 arkadaş, 5 şehir, aşk ve yalanlar. "bu bir yolculuk hikayesi ve her yeni şehir, kendimizi bulmamız için var." 06.06.2020