Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım. Keyifli okumalar, bol öpücükler!
İkiye On Kala - Koptu İpim Düşüyorum
•
Yağız'ı yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştıran adamı gördüğümüzde, "Lan!" diye bağırdı Demir. "Lan, lan, lan, lan!..."
Demir'in aynı kelimeyi tekrarlayarak adamlara doğru koşmasıyla can acıtacak kadar soğuk olan şok havuzundan çıkarak ben de koşmaya başladım. Duvardaki Yağız bizi görünce patlamış dudağına rağmen kocaman sırıttı, "İşte şimdi bittin," dedi adama ve eşzamanlı olarak Demir onu adamın ellerinden kurtardı.
Adamı kendisine doğru çevirip bir an olsun beklemeden kafa atan Demir'e, Yağız düştüğü yerden kalkıp "Öldür onu, parçala!" diyerek gaz verirken ben de başka bir adamın birinin sırtına atlamıştım.
Ben sırtında olduğum adamın kulaklarını zıt yönlere doğru çekiştirirken adam çığlık atıyor, Demir'in tekmelediği adama yardım etmeye gelen üçüncü adam Yağız'ın tükürük bombalarının tadına bakıyordu. Evet, tükürük bombası, Yağız'ın ardı arkası kesilmeyen güçlü tükürükleri...
Her şey o kadar hızlı oldu ki bittiğinde dengemi şaşırmış, kendime gelmem için beklemem gerekmişti. Üç adam da yerde yatıyor, biz soluklanmak için olduğumuz yerden ayrılmıyorken birbirimizin hasar kaydını çıkarıyorduk. Yağız'ın dudağı patlamış, tişörtünün yakası yırtılmıştı. Demir'in sol yanağında hafif bir kızarıklık vardı, benim ise sadece saçlarım dağılmıştı.
"Bittiniz lan siz," dedi Yağız'ın ağzına yumruk atan adam, yerden kalkmaya çalışırken görmediğimiz bir anda yürek yemiş gibi davranıyordu.
"Kaybol," dedi Demir fazla söze gerek duymayarak.
"Az sonra adam yığıyorum buraya, görelim bakın ey mi yamanmış bey mi," dedikten sonra en az kendi kadar zarar gören arkadaşlarını da yanına alarak bizden uzaklaştı.
"Biz buna ne ara meydan okuduk da bu meydan okumamızı kabul ederek gitti?" diye sordu Yağız düşünceli bir sesle.
"Yağız," dedi Demir, kendisini sakinleştirmeye çalıştığı derin nefesler alıp vermesinden belliydi. "Sus, yoksa bir tane de ben çakacağım ağzına."
Korkulu gözlerini hızlıca kırpıştırırken ellerini kaldırarak ağzına örttü, travmatik bir olaydan kalma bu davranışını aradan geçen yıllara rağmen tekrarlaması içimde bir yerlerin burkulmasına neden olunca buna bir son vermek istedim. "Adamlar neden seni dövüyordu?"
Bu soruyu ona sorduğumu biliyordu ama Demir ona konuşması için izin verene dek ellerini ağzından ayırmayacaktı, bunun farkındaydım. Demir'e dönerek gözlerimle Yağız'ı işaret ettim, oflayarak "Konuş, hadi," dedi.
"Bu hanzo mekandaki dans eden kızlardan birine sürtünüyordu," dedi Yağız hızlıca, gözlerimi büyüterek onu dinledim. "Ben başta onları sevgili sandım, yanlarına gidecektim, 'Poşet şarkısında da böyle dans etmezsin be!' demek için çünkü adamı görseniz, nasıl ateşler içerisinde yanıyor, neredeyse bıçak kemiği delmek üzere... Ama sonra fark ettim ki kadının surat ifadesi hiç hoş değil, adamı kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyor ama kalabalıkta yapamıyor. Eh, böyle bir durumda yerimde kim olsa yanlarına gider ve adamın yüzüne tükürürdü, ben de gittim ve yüzüne tükürdüm."
"Aferin lan sana," diye destekledi Demir onu.
"Ama sonra öğrendim ki gerçekten de sevgililermiş, kız sadece ona trip atıyormuş. Durum böyle olunca adam beni yakamdan tuttuğu gibi mekandan dışarı çıkardı, arkadaşları da onunla birlikte geldiler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ UYKUSU
Teen Fiction8 arkadaş, 5 şehir, aşk ve yalanlar. "bu bir yolculuk hikayesi ve her yeni şehir, kendimizi bulmamız için var." 06.06.2020