Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, özellikle satır atası yorumları... bayılıyorum! Keyifli okumalar, çok çok öpücük!
Yüzyüzeyken Konuşuruz - Uykusuz ve Dengesiz
•
Başımın altındaki yastığı u biçiminde bükerek kulaklarımı kapatırken sabır dileniyordum. Madem çıkmıştık bir yola, katlanacaktım. Yağız'ın uykusunda konuştuğunu ve konuşmadığı anlarda da horladığını unutmamış olsaydım, yine de çıkar mıydım bu yola, işte bundan emin değildim.
"İnsaf be kardeşim!" dedi Demir fısıltıyla.
Yağız'ın alt komşuyu bile uyandırabilecek şiddetteki horultusuna rağmen Demir'in beni uyandıracağını düşünerek fısıldaması gülümsememe neden oldu.
ALTI YIL ÖNCE
"Bizdeki de kafa be! Bi' sus artık, sus!" dedikten sonra yastığını Yağız'ın suratına doğru fırlattı.
"Berk!" diye kızdım.
"Ne var ya? Beyefendi üç saattir kesintisiz uyuyor ama ben onun yüzünden beş dakika bile uyuyamadım! Artık uyansın da ben uyuyayım biraz, uykusuzluktan geberip gideceğim valla yazık olacak bana da size de."
"Bize de mi?" diye sordu Özge.
"Ölümümün ardından ne çok acı çekeceğini bilmiyormuş gibi konuşma."
"Ya tabii... Ne acı çekerim ama... Kesin depresyona falan girerim."
"Emin ol, o ilk yaşayacağın şey olur."
"Of, susun da artık uyuyalım," dedi Demir.
Birkaç saat sonra yani okulun ilk ders saatinde matematik sınavımız vardı ve biz de bu yüzden bir önceki gün okul çıkışından sonra hep birlikte çalışmak için, daha doğrusu Yağız ve Özge'nin bizlere matematik çalıştırması için Özge'nin evine gelmiştik.
Esin ve Ekin babalarının sorun edebileceğini söyleyerek çalışmamız bitmeden önce yanımızdan erken ayrılmak zorunda kalmışlardı, bu her ne kadar hepimizi çok üzse de elimizden gelecek hiçbir şey yoktu. Benim babam ise Özge'yi çok sevdiği ve saydığı için gece onda kalmama razı gelmişti. Neyse ki Özge'nin ailesi bir akrabasının düğünü için şehir dışındaydı da Berk, Demir ve Yağız'ın da bizimle kalmalarına engel olamamışlardı. Özge'nin babası muhafazakar biri olduğu için kızının yabancı erkeklerle aynı evde kalmasını istemiyordu. Belki benim babam da bunu istemezdi ve bu durumun muhafazakar olmakla da ilgisi yoktu, bilemiyordum çünkü ona her ihtimali göz önünde bulundurarak kız kıza pijama partisi yapacağımızı söylemiştim. Arden aramızda yoktu çünkü gece vardiyası yaptığı işi henüz başlamıştı. Ne iş yaptığını bilmiyorduk, hiçbirimize söylemiyordu ama haftanın üç gününde sadece geceleri çalıştığından haberdardık.
Bütün akşamı denklemler ile geçirdikten sonra yorgun düşünce Özge'nin bizim için hazırladığı yer yataklarına geçtik, Yağız dakika geçmeden uykuya daldı ve sağ olsun, sayesinde hiçbirimiz uyuyamadık. Öyle gürültülü horluyordu ki babamın horlamasına alışkın olan ben bile kulaklarımı kapatmak zorunda kalıyordum.
"Kamyon reisin sesinden değil de bizim fısıldaşmalarımızdan mı rahatsız oldun gerçekten?" diye hayret edercesine sordu Berk.
"Kamyon reis mi?" diye güldü Özge. "Güzel, beğendim."
"Yağız'ın elinde olan bir şey değil bu," diyerek araya girdim. "Bilerek yapmıyor."
"Emin değilim," dedi Özge. "Sonuçta Yağız'dan bahsediyoruz, sırf bize gıcıklık olsun diye bile bu sesleri çıkartıyor olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ UYKUSU
Teen Fiction8 arkadaş, 5 şehir, aşk ve yalanlar. "bu bir yolculuk hikayesi ve her yeni şehir, kendimizi bulmamız için var." 06.06.2020