Kitlenmiş bir şekilde yalnızca aklımda geçen senaryolara küfürler ediyordum. Babamın arabasını evin önünde görünce adeta beynime kan sıçramışa dönmüştüm. Arkamda Buğra hocanın varlığını dahi unutmuştum. İçimde bütün uvuzlarıma yayılan öfkeyi göz ardı etmeye çalışarak bana endişeyle bakan buğra hocaya ne diyeceğimi bilemezmiş bir şekilde bakmaya devam ettim. "Rüya nerede baban?" Diyerek sert sesiyle sormasıyla dolan gözlerimi gizleyemeden, sıcak kollara sığınmak istermişcesine kafamı iki yana salladım.
"İyi değilim." Dediğim an göz yaşlarım bir bir düşmeye başladı. Bu halime karşı çatık kaşları göz yaşlarımı farkettiği an öyle bir çatıldı ki üzerime bir adım daha atıp, "Söyle bana güzelim nerede şuan baban?" Diyerek diretti lakin evde diyemedim. Çünkü arkamdan gelirdi bunu biliyordum. Düşük omuzlarımı biraz olsun dik tutmaya çalışarak göz yaşlarımı silip arkamı döndüm.
"Gelmeyin!" Diyerek güçlü olmaya çalışarak konuştum ve koşar adımlarla eve doğru gittim. Apartmana girdiğim an öyle bir koştum ki merdivenleri nefes alış veriş hızım iki kata katlandı. Arkamda adım sesleri işitiyordum lakin içimdeki ses bunun Buğra hocaya ait olmasını istemiyordu. Görmesini istemiyordum bu denli güçsüz anımızı, zaaf noktamı, annemin ve benim darma dağan olduğumuzu.
Bizim kapının önünde durup hızlıca cebimdeki anahtarı çıkartıp kapıyı açtım ve içeriye girip anneme bağırarak seslendim. "Anne!!" Boğazım yırtılırmışcasına bağırmamla salonda gelen konuşma sesleri kesildi. Ayakkabılarımı çıkartmadan salona girdiğim de adeta yere çakıldım. Gördüklerimi idrak etmeye çalıştım lakin gurumu ayakta tutacak hiçbir dayanak bulamıyordum. Sicim sicim dökülen göz yaşlarımla bir fısıltı eşliğinde, "Anne." Diyebildim yalnızca.
Hayatta ki en güvendiğim, bana hem annelik hemde olmayan babamın yerini doldurmaya çalışan annem, bizi hiç düşünmeden bırakıp giden babamla salonda konuşuyorlardı. Belki fazla abartıyorum, yalnızca konuşuyorlar.. ama benim içimdeki kırgınlığı dolduracak kadar güçlü değildim ben. Annemin o göz yaşlarının hesabını soramadan annem gibi babamın karşısına geçip konuşamazdım.
"Annecim?" Diyerek öfkeli çıkan annemin sesiyle sertçe göz yaşlarımı silip öfke ile salona bir adım attım. "Ne işi var bu adamın bizim evimizde!"Diyerek sesimin ayarına dikkat etmeden bağırdım. Bağırmamla annem oturduğu yerinde kalkıp bana doğru geldi. Tam bana dokunacaktı ki kolumu sertçe kendime çekip, "Dokunma bana! Sana ne işi var dedim anne! Bizi ardından bırakıp başkasıyla olmaya giden bu adamın senin yanında ne işi var!" Diyerek öyle bir bağırdım ki belki şuan şımarık bir çocuk gibi görünebilirdim ama içimde o kadar büyük bir kırgınlık ve boşluk vardı ki, hayattaki en büyük acıyı babamdan yemiştim. Tokat misali öyle bir çarpmıştı ki yüzüme kendime gelmem uzun zaman almıştı. Bu evde her bir ayrıntısında annemin ve benim birleşip akan göz yaşları vardı.
Kuruyup gitmişti belki ama izi vardı. Geçmezdi.. geçemezdi hiçbir zaman.
"Özür dilerim kızım." Pişmanlıkla babamın konuşmasıyla dudaklarımda aniden tarifi edilemez bir acı gülümseme oluştu. "Annene bağırma. Bağıracaksan bana bağır. İstemedi içeri girmemi ama ben direttim." Demesiyle yüzümdeki gülüş büyüdü. "İyi o halde siz konuşun. Anne! Belki içimizde ki kırgınlığı kapatacak kadar güzel konuşursunuz!" Diyerek sertçe salondan çıktım. "Kızım gel buraya!"annemin ağlamaklı çıkan sesine karşı adımlarımı hızlandırdım ve evden çıkıp merdivenlere ilerleyecektim ki kenarda bana bakan Buğra hocayı gördüğüm an ağlamam şiddetlendi.
Beni bu halde görmesinden nefret ediyorum.
Arkamdan buraya kadar gelmişti ve bir adım geri de durup nefretimi kusmama izin vermişti. Belki rahatlayacağımı düşünüp içeriye girmemişti lakin içimdeki nefret hiçbir zaman tükenmeyecekti.
"Kıvırcık?" Onun sesi de ilk defa durgun çıkmıştı. Saçlarımın önüme düşmesine izin verip yanından geçip gidecektim ki bu kez bileğimdeki elleri beni kendine çekti ve gözlerimin içine bakarak, "İstersen rahatlayacağın bir yere gidelim. Dedi naif sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Teen Fiction!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...