Suskunluğun altında saklı olan bir çok çığlık, ve göz yaşı vardır.
*EsraIşık*
Dilimde lal olmuş kelimeler bir bir havada asılı kalırken ne diyeceğimi ne tepki vereceğimi bile kestiremiyordum. Gözlerim durgunca yerde kanlar içerisinde olan Uzaydaydı. İçim de oluşan en ufak bir acıma duygusuna dahi yer yokken aklım sadece hem nefret ettiğim kadar da sevdiğim adamdaydı..
Babamdaydı..
Kalbimde oluşan sızıyla elimi destek olarak Özgenin koluna götürdüm. Beni en iyi anlayan belki de şuan özgeydi. Onun gititği gecelerde küçük br kız gibi suskunluğumda yanımda o vardı. Suskunluğumun altında bağıra bağıra değil de ağzını kapatarak ağlayan kız çocuğunun yanında o vardı yine.
"Hadi gel canım." Birşey diyordu ama benim aklım ve zihnim söylediği hiçbir kelimeyi ayırt edemiyordu. Bahçeyi çoktan saran öğrenciler ve müdürle Bakışlarım hala öfkesini dizginleyememiş kendinde görünmeyen Buğra hocadaydı. O kadar öfkeliydi ki okul dışı birini dövmek her ne kadar ağır bir şey olsa da Müdür korkudan ağzını açamıyordu. Firar eden göz yaşlarımla yine kalbimde ki ağrı kendini bastırınca özge kolumdan tutup bizi çıkışa adımlattı.
Şuan gideceğimiz tek bir yer vardı.. o da babamın yanıydı. Baba demek bile içimde körükleyen sevgiyi artırırken, içimdeki pişmanlıkla özgenin kolunu bırakarak daha hızlı adımlar attım. Şuan ne Buğra hoca ne de uzay ve müdür umrumdaydı. Tek istediğim bir an önce taksiyle o hastaneye gitmekti. Sırtımızda hissettiğim bir çok bakışları umursamadan göz yaşlarımı silip özgenin bir taksi durdurmasına izin verdim.
Ona haksızlık mı ediyordum.
Gözlerimi yumup biriken yaşların daha hızlı düşmesini sağladım. Duran taksiyle ikimizde takisye binmiştik. Yüzümde durgun ifadeden konuşamıyordum ama zihnim olan herşeyi yeni yeni idrak etmemi sağlıyordu. Ardımızda bıraktığımız keskin bakışları ve herkesi düşünmemeye çalışarak sadece babamı düşünmeye çalıştım. Eğer ki ona kan verilmesi lazımsa verirdim.
Bu kadar nefret etmeme rağmen, döktüğüm göz yaşlarımı bile sayamazken verirdim. Nasıl geldik hastaneye hiç farkında değildim ama duran taksiyle özge hemen ücreti ödeyip kendisi inmişti. Bende hemen inip koluma giren arkadaşımdan destek alarak hastaneye girdik. Durgunluğumun altında biriktirdiğim hıçkırıklarımı içime attıkça kalp atışlarımda ki sızı artıyordu.
"İyi günler Murat yüksel adında bi hastamız burda kaçıncı oda da acaba?" Bir an duraksayıp bize şaşkınlıkla bakan sekretere bende bakışlarımı çevirdim. Ağlamaktan kızaran gözlerimle ne kadar da zorlansam da onunda gözleri üzerime çevrildi. Adeta nutku tutulmuş bir şekilde bana bakıyordu. Ve anlamadığım bir şekilde bu kızında yüzünde üzgün bir hal vardı. İçimi kaplayan tuhaf bir hisle gözlerimi çekemiyordum o kızdan.
"Beni duymuyormusunuz?" Diyerek kinayeli bir sesle tekrar konuşan özgeyle bakışlarını benden alıp tedirgince saçını arkaya atarak,"Şey 312 numaralı odada efendim." Demişti. Sonlarda kekeleyen sesiyle tuhaf bir merakla bakışlarımı ondan alıp özgenin elini tuttum. "Hadi." Diyerek hemen asansöre bindik. İçimde bu kez kendini gösteren tufah hisle arkamı tekrar döndüğüm de tuhaf ve anlayabildiğim kadar üzgün gözlerle hala gözleri üzerimdeydi.
Tekrardan kesişen bakışlarımıza ben bile şaşırsamda, onda beni ona çeken birşey olduğunu anladım ama şuan babamdı ilk adımımız. Söylenilen kata çıkıp o odayı görmüştüm ki buranın yoğun bakım katı olduğunu yeni yeni farkediyordum. "Bakarmısınız içerde Murat yükselin yakınlarıyız durumu nasıl?" Ben konuşamıyordum ama özge benim yerime de konuşup odadan çıkan doktora babamın durumunu sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Teen Fiction!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...