35.BÖLÜM: NE ALAKA? ÇOK ALAKA!

1.3K 51 22
                                    

Sinir bütün hücrelerimi ele alçmışcasına elimi çenemin altına koyup ortalarında oturduğum Çağlar ve Özgeye tek tek bakarak, "İkinize de şurdan bir çakarım birdaha konuşamazsınz." Diyerek sinirle konuşmamla sabahtan beri birbirlerine tirip atıp ortada beni yakan ikili de sertçe yutkunup bana şaşkınlıkla baktı.

"Tamam Rüyaaşkım ya ne kızıyorsun."diyerek beni göğsüne çeken Çağlara adeta başım taşa çarpmışcasına inledim. O anda sınıfa giren Buğrayla 'şimdi sıçtım' diyerek geçirdim içimden. Gözleri direk benim masamdayken bizi o halde yani çağların çekiştirmesiyle üstünde görmesiyle zaten çatık kaşları git gide çattı. Çenesini sıkıştığının belirginleşen elmacık kemiklerinden anlamıştım.

Hemen geri çekilip üstümü düzelttim ve özgeyi kenara itip mal gibi üçümüzde sıkışa sıkışa aynı sıraya oturduğumuz için fazlasıyla tuhaf görünüyordu. Dengesini sağlayıp ayakta dikilen özge tam bana ağzını açıp cevap verecekti ki Buğra hocanın cehennem ateşinin sıcaklığı kadar katı olan sesiyle konuşmasıyla korkuyla gözlerine baktım. "Geçin yerlerinize!!!" Yani ben üç ünlem diyeyim siz de ses teli koptu anlayın. Bağırışı da biz hep birlikte düşünelim.

Hemen bende Kenara çekilip çağların çıkmasına izin verdim. "Görüşürüz aşklarım."Diyerek kapıya ilerleyen çağlarla, özgeyle ikimizinde gözü hemen yanından geçecek olan Buğra hoca ve çağlardaydı. Çağlar tam havalı bir çıkış yapacağını düşünmüşken sinirden bembeyaz olan elini direk çağların ensesine atıp tutmasıyla, "Senin sınıfın burasımı genç??" Diyerek ürkütücü sesiyle sormasıyla Çağlar yine yüzünü buruşturup, "Yoo hocam." Dedi sırıtarak.

Birde bu halde sürekli sırıtıması yokmuydu. Buğra daha da sinir oluyordu. Onun sırıtmasıyla bende kendime engel olamayıp sırttım. Sanki bunu anlamış gibi gözlerini üzerime dikip, "Ne o çokmu komik kıvırcık??" Diyerek bu kez beni terslemesiyle sınıftakilere belli etmeden göz devirdim. Zor da olsa çağları bırakmasıyla koşarak sınıftan çıkmıştı. Ben olsam kaçarak değil uçarak çıkardım.

Gerçi orasıda muammaydı.

"Oturun!!" Sinirlerinin geçmediğini bize bakmadan sinirle konuşmasından anlamıştım. Sınıftan çıt çıkmıyordu. Gerçi sıkıyorsa çıksın kafalarını koparır ha. Koparır demi!koparır koparır. "Nerde kalmıştık Eylül?" Diyerek sormasıyla tam ben cevap verecektim ki şarteller yeni atmıştı. Ne demişti o!!

Eylül!

Rüya değil de Eylül ha?

Bittin oğlum sen!

Bana tiripmi atıyordu bu şimdi? Hemen heyecanla kitabını açıp sayfa sayısını süzülerek söylemesiyle adeta gözlerimden alev fışkıracak derece öfkeyle Eylüle baktım. "123. Sayfa da kalmışız hocam." Demesiyle senin o hocam diyen ağzını söker bir yerine takarım bakışlarıyla ona bakmayı sürdürürken Buğra hoca,"Tamamdır gençler."Demesiyle ders anlatmaya başladı.

Herkes tahtaya birşeyler yazan Buğra hocaya bakarken, benle Eylül birbirimize ölümcül bakışlar atıyorduk. "Başlığı attıysanız yazın gençler." Diyerek yazı yazdırmasıyla önüme döndüm. Ders öyle böyle geçerken son beş dakika kala bizi serbest bırakmıştı. O ara inek kişiler hocaya soru götürmekle meşgulken gözlerim inanamazmışcasına elinde test kitabı ile Buğra hocaya adımlayan Eylüle takılı kaldı.

"Seninkini avlamaya çıkmış." Özgenin beni uyaran sesine karşılık öfkem iki katına çıksa da bakışlarımı üzerilerine kitlemiş bir şekilde ikisine bakıyordum. "Hocam bunu yapamadım." Eğilerek test kitabına, yani buğraya yaklaşan kızla ellerim istemsiz, pardon isteyerek yumruk olmuştu. "Bakalım." Diyen Buğra hoca da soruya doğru eğildiği için ikisi çok yakındı.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin