Selamlar:)
Yaa şebekelerde bir sorun var. Gönderemedim bölümü bütün gün. Ama sonunda oldu çok şükür.
İyi okumalar meleklerim🌼
***Sağnak gibi birşeydi, durmaksızın akıp akıp gözden kayboluyordu. Etraf bulanıklaşıyor, başına ağrılar giriyordu. Sertçe yutkunup, neler yaşadım diyordunuz kendinize. Ben ne yaşadım da canım yanıyor, zihniniz ne yaşadığınızı kesinlikle kabullenmiyor, öyle bir yerleşiyor ki bilinç altına, tarifi edilemez bir duygu oluşuyor tam sol tarafında.
Etrafım tamamen bulanıklaştı.. sesli hıçkırıklarım gündüz olmasına rağmen istanbulun havasıyla anlaşmış bulutlar birleşerek damlalarını sağnaklı bir şekilde üzerime düşürüyordu. Canım o kadar çok yanıyordu ki yutkunmaktan korkuyordum.. yutkunupta, nefessiz kalmaktan..
Sırtımı apartmanın duvarına yaslayıp bacaklarımı kendime çekerek kollarımı kendime sardım. Göz yaşlarım seslice akmaya devam ederken, yaşadıklarımızı koca bir kabustan ibaret olmasını istiyordum. Kendime engel olamıyordum.. başımı gökyüzüne kaldırıp, sesimin duymalarını bile umursamadan bağırdım. "A-Allahım nolur kabus olsun." Hıçkırıklarımla zar zor konuşabiliyorken boğazımda oluşan yumru daha çok zorluyordu beni.
"N-Ne y-yaptım ki ben?" Annemin dediklerinin doğru olmasını beklemezken, böylece keskin bir doğru, adeta kalbimi yerinden çıkartırmışcasına canımı yakıyordu. Onca anılarımız, derste herkese olan soğuk bakışlarının altında bana gülümsemesi, herşeye rağmen yanımda olması, ellerimi tutması, alnını alnıma yaslaması...
Hepsi koca bir rüyamıydı?
"Rüya değil mi o?"
"Evet, Rüya!" Hala onun apartmanın duvarına sırtımı yasladığım için bulanık gören gözlerimi önümde yeni duran arabaya çevirdim. Titreyen ellerimle gözlerimi silerek görünüş alanımı netleştirdim. Elif ve Merti gördüğüm an sindiğim duvara biraz daha yaslandım. "Rüya!" Elifin endişeyle arabanın kapısını kapatıp yağmuru bile umursamadan bana doğru endişeyle koşmasıyla daha çok sindim duvara.
"Rüya noldu iyimisin?" Elleriyle ellerimi tutup üzgün ve dolan gözleriyle birkez daha konuşmasıyla kafamı iki yanıma salladım. Onunla birlikte Mert de şiddetli yağmuru umursamadan öylece bana doğru gelip tıpkı Elif gibi diz çökmüştü yanıma. "Buğra nerde? Mert koş Buğrayı çağır!!"diyerek bağıran Elifle, öylece sessizce bana bakan mert ayaklanıp binaya gidecekti ki izin vermeden, "Gitme!" Dedim.
Sesin niye bu kadar soğuk çıktı?
Soğudum.. çok üşüyorum artık.
"Neden?" Mert afallamış bir şekilde bana bakarken Elifin tekrardan konuşmasıyla hıçkırıklarım dudaklarımdan firar etmek isterken, konuşmak çok zordu. Dudaklarımı dişleyip, "Ayrıldık." Dedim aniden. Bunu beklemiyor olacaklar ki Mertin dudaklarında dökülen kelimelere bir yenisi olarak Elifin eklendi.
"NE?"
"Hayır ya! Neden ayrıldınız? Olmaz ki?"Dedi Elif.
"Rüya!?" Sorarca bu kez ikiside bana dönünce bastırmaya çalıştığım hıçkırıklarım bir bir dudaklarımdan dökülmeye başlamışken yavaşca ayağa kalkıp, "O istedi." Dedim ve duvardan tutunup ayakta kalmaya çalıştım. Aniden düşeceğim için Mert ve Elifte her iki yanıma gelip kolumdan tuttu. "O mu istedi?" Elif inanamazmışcasına konuşurken Mert onu susturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Roman pour Adolescents!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...