12.BÖLÜM: ADI OLMAYAN DUYGU

2.4K 80 20
                                    

İçimde kapışan duygular, her bir köşede bağıra bağıra serzenişler içinde birbiriyle çatışan hisler şuan tam da kalbimden geçen duygular bütünüydü. Adı yoktu bu duygunun. Kıskançlık desem yoktu. Çünkü ben kıskansam şuan burda onları uzaktan değil de bir nefes kadar yakının da olup koluna taktığı o sürtüğü yerden yere vururdum. Kıskançlık benim için anlamını kazandığı yeri buydu.

Bu kadar basitti işte benim için kıskançlık. Lakin şuan hissettiğim duyguların içerisin de , biraz olsun küçücük bir öfke kırıntısı ve kalbimde geçen ince bir sızı. Lakin içimde olmayan, varlığını dahi sürmeyen kıskançlık yoktu. Galiba böyle olacaktı. Sonuçta Buğra hoca son derece yakışıklı biriydi. Tamam bu haksızlık olabilir. Çok, çok fazla yakışıklıydı. Yalnızca yakışıklı diyerek geçemezdim.

Gözden kayboldular. Apartmana girip ardından sertçe apartmanın kapısının kapatılmasıyla gözlerimi sertçe yumdum. 'Düşünme! Sen onun deyişiyle, ufaklık, küçük bir kız çocuğusun! Düşünme Rüya düşünme'

Kahretsin! olmuyor. Şu arabadan inen kadının görüntüsü geçmiyor gözlerimin önünde. Şu kapıdan içeri girip Buğra hocanın kolları altında olan kadının görüntüsü çıkmıyordu zihnimden. Ne bekliyordum ki? Bana sadece sarıldığı için beni diğer öğrencileri gibi değil de başka birşey görüyormu sanmıştım? Gerçekten çok aptalım! Çok! Hemen eve doğru adımlayıp eve girdim. Lanet ediyorum şu kalbime.. içinde barındırdığı duygulara! Binlerce kez yok olmak istiyorum bu şehirden.

Tuhaf bir hisdi işte. Adı konulmayacak kadar tuhaf. Odama girip ardımdan yavaşça kapıyı kapattım. Sırtımı kapıya verip gözlerimi yumdum. Gerçekten tuhaftı! Şuan şu pencereden o odaya baksam ne görüntüyle karşılaşırdım bilmiyorum. Ama korkmuyorum neyle karşılaşırsam karşılaşayım, belki de gerçekleri hayat yüzüme vurmak için beklemişti şu anı. Ellerimi motnumun cebine koyup perdeyi araladım.

Odasının ışığı yanmıyordu. Ne tesadüf bilmiyorum ama odası tam da benim odamla karşı karşıyaydı. Derin bir nefesi dışa verip, "Sanırım kardeşiydi. Yada kuzeni.. yada yakın bir arkadaşı. Değilmi? Sonuçta eve attığı bir kız olsa odaya çıkardı." Tövbe ya ne diyorum ben! İyice delirdim. Kendi kendime seslice konuşuyordum. Arkamı dönüp perdeyi kapatacakken odanın loş ışığının neredeyse bir santim yakınımdaymış gibi gözümü kamaştırmasıyla kırgınlıkla odanın yanan ışığına baktım. Odaya gelmişti!

Acaba yanında o kadın varmıydı.

Buğra hocanın bendenini gördüğüm an gördüğüm görüntüyle şoktan şoka girdim. Kadın Buğra hocanın gömleğinin düğmelerini açıp üzerinden çıkardı ve tek eliyle göğsünden itip yatağa düşmesini sağladı. Gözlerim neredeyse yerinden çıkacak bir şekildeydi. Aynı şekilde ritmini artıran kalbimle birlikte elimi cama koyup , "Yapma nolur yapma!" Dedim sessizce. Şuan oturup şurda ağlayabilirdim. Gözlerimin önünde yapamazdı değilmi? Yapmazdı.

Yapmazdı sanki değil mi?

Kadın, üzerindeki bordo montu çıkartıp yere attı ve sağına baktığın da benimle göz göze geldi. Gözlerimde nasıl bir ifade vardı? Bilmiyorum ama her an ağlayacaktım sanki. Gülümseyerek göxlerini gözlerimden ayırmadan perdeyi sertçe çekip odayı görmemi engelledi. Sertçe akan göz yaşlarımla birlikte başımı sertçe pencereye bastırıp, "Ağlama! AĞLAMA!!' Ağzımdan çıkan kesik hıçkırıkla sırtımı duvara verip dizlerimin üzerine kaydım. "Yapamazsın! Beni değil ama kalbimi,sana olan duygularımı aldatamazsın!"

Belki görmüştü ona nasıl baktığımı. Sonuçta o öğretmendi. Gözlerindeki ona olan hislerimi belki farketmişti belki biliyordu onladı izlediğimi. "Onun yanında hızlanan kalbimden nefret ediyorum." Ağladığım için sesim hem kısık hemde kekeleyerek çıkmıştı. Dizlerimi kendime çekip başımı dizlerimin üzerine koydum. Hâlâ inanmak istemiyordum. Şu gözlerimi yalanlamak,gördüklerimin gerçek olmamasını dilemek istiyordum.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin