YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔

27.BÖLÜM: KISKANÇLIK VE KAVGA

Bölüm ithafı ^^

incisehide00

Aşık olmak sanırım tarifi olmayan bir duyguydu. İçinde hissettiğin türlü türlü duyguların hangisini dile dökecek kadar çok ve farklıydı. Aşıktım hemde çok. Ama içimde kıpır, kıpır olan duygularının hangisini söylesem bilemiyordum. Aşık olmak aşığım diyerek geçmiyordu sanki.

Kalbinin değişik hislerle kaplanmasına, onun yanında dünyanın en güvenilir yerinde olduğuna dahir hisler hissetmek doğru bir aşktı. "Kızım yesene birşeyler daha." Elimdeki çatalı bırakıp tabağımdaki peynirle oynamayı kestim. "Doydum ben Annecim."diyerek ayağa kalkıp yanına giderek her iki yanağından öptüm.

Sanrım Buğra hocayı düşüne düşüne karnımı bile düşüncelerimle, hissettiklerimle doyurmuştum. Yüzümde bugün geçen günlerden daha farklı bir neşe vardı. Bunun bende, annemde farkındaydı. "Tamam canım dikkat et derslerini dinle." Diyerek konuşmuş ve oda kalkıp beni kolları arasına almıştı. Olumluca kafa sallayıp salonun koltuklarının yanına attığım çantamı alıp evden çıktım. Akpilimi almışımıyım diye kontrol ettikten sonra zaferle gülümseyip durağa adımladım.

Otobüsün gelmesine dakikalar varken aklıma gelen özgeyle yarım ağız sırttım. Eminim bu durumumuzu söylediğim de bayılıp düşer kalırdı. Uzaklardan görünen otobüsle sırtımda düşecek olan çantamı düzeltip oraya odaklanmışken arkamda duyduğum korna sesiyle irkilip oraya döndüğüm de Buğra hoca gelmemi işaret ederek, "Gel kıvırcık." Diyerek ön koltuğa doğru uzanıp kapıyı açmıştı.

Onu görmemin etkisiyle elim ayağım birbirine dolanırken kafa sallayıp direk açmış olduğu ön koltuğa oturdum. "Günaydın güzelim." Diyerek elini saçlarıma götürüp okşamasıyla dudaklarımda keyif verici bir tebessüm oluştu. "Günaydın." Demiştim. Çünkü daha ona Buğra diyebilecek kadar kendimi aşmış değildim.

Alıştırmam gerekiyordu bununda farkındaydım. Arabayı çalıştırıp okula doğru sürmeye başlarken içimde oluşan huzursuzlukla ona dönüp, "Biri görse yanlış anlar. Ben okulun yakınında inerim." Demiştim lakin Buğra hoca kaşlarını çatıp, "Öğrencimle evlerimiz yakın ve seni okula ben getiriyorum." Diyerek kesin bir dille konuşmasıyla artık ne dersem diyeyim herşey boştu. Çünkü eminim ki o kendi dediğini yapar beni dinlemezdi.

"Çok tuhaf ya daha düne kadar seni sevmeme rağmen yüzüme bakmıyordun ama bugünde böyle." Diyerek bakışlarımı ardımızda bıraktığımız yollara çevirdim. Sesimle birlikte hissediyordum dudaklarında bir sırıtış oluşmuştu. "Beni seviyordun ama sende duygularını çok iyi sakladın kıvırcık." Diyerek sırıtmıştı. Çok nadir güldüğü için bir tek benimleyken güldüğünü görüyordum. Ve bu gülüş görülmeye değerdi.

"Sınavlar geliyor güzelim senin bu sene ortalamanı dereceyle bitirmende fayda var. Üniversite sınavı için test çözmen lazım. Birlikte daha sık çalışalım." Demişti. Ben ders konusunda onun yanındayken illa ki konuyu dağıtacak birşey yapardım ama ders denince Buğra hocanın kırmızı çizgisiydi. Yani ben istesem bile o dersleri kaynatmazdı.

"Haklısın zaten şişk- yani şey müdür bu sene 12 sınıfların kapanacğını söyledi."Demiştim. Hay öyle müdüre lakap takan dilimi köpekler yesin. Kaşları tehtitkar bir şekilde havalandı ve gözlerini üzerime dikip, "Ee söylesene Rüya hanım nolmuş şişko müdüre." Diyerek gülmesiyle elimin tersiyle kendime bir şaplak indirmemek için kendimi çok zor tuttum.

Dudaklarımda oluşan tebessümle, "Pardon hocam." Demiştim lakin bana öyle bir bakmıştı ki sertçe yutkundum. Sanırım yine yan yanayken Hocam demiştim. Sanırım ne ya dedim ya işte. Birşey demeden önüne dönmüştü. Sanırım gerçekten sinirlenmişti. "Alışkanlık işte ben napiyim?"diyerek bu kez ben söylendim. "Sen bana okulda adımla ithap ediyordun ama ben sana Buğra bile diyemiyorum. Zaman ver alışıyım bari."diyerek yine konuşmuştum. Bu halime karşılık yine bana dönmeden, "Sen alışmaya bak " demiş ve okulun bahçesine sürmüştü Arabasını.