31.BÖLÜM: TİRİPMİ ATIYORUZ?

1.5K 60 18
                                    

Geceler düşman kesilmişcesine bir gün normal geçen gecem kalmamıştı. Dengemi alt üst edip beni sürekli farkındalığımla sınayan Buğraya öfkeliydim. Denge falan kalmamıştı artık bende. Bu aralar çok ağlak olmuştum. Bu aşırı derece sinir bozucuydu. Başımı yavaşça arkaya atıp derin bir nefes aldım. Ne yapacağımı artık ben bile kestiremiyordum. Doğruyu yanlışı ayırt edemeyen bir küçük çocuktan farkım yoktu. Tıpkı onun da dediği gibi...

Ben büyüyemeyen çocuktum.

Hareketlerim, davranışlarım ona göre çocukluksa onunda sevdiği kızdan birşey saklayıp başka kızla özel konulara girmesi hangi kitapta yazıyordu? Benimki çocukluktu en azından. Bana konulan bir teşhis varken ona söylenecek tek bir söz yoktu. Ne zaman aklı başına gelirse o zaman ben yine onun Kıvırcığı olacaktım. Ama yok bu böyle devam ederse işte o zaman hiç istemediğim biri olurdum.

Son kez mesaj gelmeyen WhatsAppa bakıp kapattım telefonu. O kızda vardı birşeyler. Onun gizemi neyse artık çözmem gerekiyordu. Birden bire sürekli bizi ağlayarak izlemesi ve babamı her sorduğum da yüzünde kırgınlık belirmesi neye işaretse bulmam gerekiyordu. Odadan dışarı çıkıp sabahın erken satinde eve gelen annemin ve babamın konuşma sesleriyle adımlarım benden izinsiz durdu. Kulağımı aşağıya verdiğim de kısık sesle konuştuklarını anladım. "Gördüğüm ilk an tanıdım ben zaten. Bana bakışları intikam doluydu." Salonu dolduran annemin sesiyle adeta olduğum yerde donup kaldım.

Babamın seslice sıkıntılı bir nefes vererek konuşmasıyla kafamda ki soru işaretleri çoğaldı. "Uzun zamandır bende görmedim onu. Birden karşıma çıkınca hiçbirşey söyleyemedim. "Babamın sesiyle ikinci şoka girerken kimden bahsettiklerini anlayamamıştım. Kafamda biriken soruları onlara sormak istiyordum ama bir taraftan da bana doğruyu söyliyeceklerinden pek emin değildim. Yeni aşağı iniyormuşum gibi bir hava verip salonda koltukta uzanan babama ve anneme baktım.

Babamın gözlerinde parıltılar dikkatimi çemişti. "Nasılsın baba?"diyerek sordum onlara doğru adımlarken. Annem koltuğa sırtını yaslayıp beni bakış açısına aldı. "Daha iyim kızım." Diyerek gülümsemeye çalıştı. Ben aşağı iner inmez konuyu dağıtmışlardı. Ne annem ne de babam bahsetmişti. "Ben çıkıyorum Anne." Diyerek gidip yanağını öperek dış kapıya adımladım. İçimde olan burukluluğa engel olamıyordum. "Görüşürüz birtanem."  Evden çıktıktan sonra direk otobüs durağına yürüdüm. Gelen otobüse bindiğimde aklımda tek bir kişi vardı. Dün gece geldikten sorna yine kavga etmiştik.

Onun yaptığı hiçbir hareket bana normal gelmiyordu. Yani sanki o kızla konuştuğunda başka birine dönüşmüştü. Durakta duran otobüsle hemen inip okula adımladım. Bahçede hala olan öğrencilerle sıra olunmadığını anladım. Zaten bu sıra  olmakta çok saçmaydı. "Kanka gel buraya." Özge ve yanında iki kızla bana seslenmeleriyle değişik bir bakış atıp onlara doğru adımladım.

Yanıma gelip kolunu omzuma atan özgeye tuhafça bakıp, "Hadi voleybol oynayalım." Diyen özgeye ciddimi diye aval aval yüzüne baktım. Birde bizim yanımızda olan tanımadığım o iki kıza da baktım. "Hadi oynayalım." Dedim ve çantamı banka bırakıp çoktan grup oluşturan kızlara doğru adımladık. "Sen şu takıma gir. Beste sen buraya gel. Özge sen de Elçinle bize gelin." Diyen 11. Sınıflardan bir kıza, "Ee ben hangi takımdayım?"diyerek sordum. Kız bana garipçe bakıp, "Sen ve Ece B grubuna girin." Diyerek kendi taraflarına gitmesiyle göz devirip bizim grubun yanına geçtim.

"Hadi başlatıyorum." Diyen o kıza hepimiz yerlerimizi aldık. Yaklaşık yirmi dakika boyunca topu yönetip oyun oynamıştık. Sayılar berabereyken son olarak bestenin attığı servisi ben karşılayıp havalandırdım. "Zil çaldı gençler!!!" Herkes sıra olmuş bize bakıyordu. Şuan bu topu düşüren kaybedecekti. Hemen karşıya yolladığımız top tekrar bize gelmişti. "Sıraya!!" Diyerek bağıran buğra hocayla dengemi kaybedip topa karşılık veremedim.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin