Yaklaşık dört gündür günde üç sınav oluyorduk. Bugünün de son sınavı olarak Buğra hocanın matematik sınavı kalmıştı. Fizik, coğrafya, Edebiyat.. gibi derleri olmuştuk. Sonuçlar açıklanmıştı ama henüz bize söylenmemişti. Müdür çıkışta kimlerin kampa gideceklerini açıklayacaktı. Ders zilinin çalmasıyla Çağlar kolunu Omzumdan sarkıtıp, "Helvamı güzel kavur kankacığım." Diyerek söylendi.
Tabi beyfendi matematik sınavına Özgeyle konuşacağım diye hiç çalışmamıştı. Diğer dersler allah var çok çalışmıştı. Yüzümdeki tebessümle elimi kaldırıp amin dermişcesine yüzüme sürüp kafa sallamamla kafama şaplak yemem bir oldu. "Ne var ya niye vuruyorsun!" Diyerek çemkirdim Çağların yüzüne.
"Ay durun kahka atmaktan karnıma ağrılar girdi." Her zamanki gibi Özge de komedi izlermiş gibi bizi izliyordu. "Hain! Kara gün düşmanı! Birde amin mi dedin sen!"Diyerek şakadan bir kızgınlıkla konuşan Çağlarla kahka atmam bir oldu. Tam ağzımı açıp birşey söyliyecektim ki zil çaldığı için nöbetçi öğretmen bağırdı. "Siz üçünüz!! Sınavdan kalkmak mı istiyorsunuz! Sınıfa sınav başliyacak!!"
Sana o ses tellerini takan allahım şükürler olsun ki ilk defa karşılaştım bu kadınla. "Tabi hocam hemen."diyerek ikimizin de elinden tutup özge kaldırmıştı. Canım arkadaşım da olmasa g*tüm yerinden kalkmaya pek meraklı değil. "Sevgilim bir şans öpücüğü?" Sınıfa doğru giderken Çağların Özgeye yanağını uzatmasıyla yüzümü buruşturdum.
Bizdemi böyleydik?
"Şurdan sana bir çarparım göreceksin şansı! Git sınavına Çağlar!" Diyerek canım arkadaşımın terslemesiye Çağlar omuz silkip o öpmese bile hemen Özgenin yanağına sulu bir öpücük bırakıp koşmaya başladı. Özge ise ne kadar da atarlı falan olsa da utanmıştı. Sesi soluğu çıkmıyordu. Kıkırdamamla Karnıma yediğim darbeyle yüzümü buruşturdum. "Gülmesene ya!" Diyerek söylenen Özgeye gülmemek ne kadar zor olsa da kendimi durdurmuştum.
Çağlar çoktan sınıfa gitmişti. Koridorda kimse kalmadığı için sınavın başlamış olma gerçeği korkusuyla hızlıca özgenin kolundan tutup, "Koş kızım Buğra hoca öldürecek bizi!" Diyerek sürüklememle Özgenin tiz sesiyle karşı karşıyayım gençler. "Çekiştirmesene be!" Kapıyı çalıp komutu beklemeden sınıfa kendimle birlikte sürüklediğim Özgeyle girmemle sınav kağıtlarını dağıtan bir adet Eylül ve bize ciddiyetle bakan Buğra hocamızla karşı karşıya kaldık. Eylül nispet yaparmış gibi süzülerek bana bakıp kağıtları dağıtmaya başlamışken sinir yine sarmalamıştı beni.
Bu kızı uzaya falan gönderme gibi bir şansımz yokmuydu?
Yada Marsa da gönderebiliriz. Ee ne demişler bilim adamları. Marsta hayat var. Yoksa da var bilin! Eylül gidince yok diyebilirsiniz. Sinsice sırıtacaktım ki onun sert sesiyle kendime geldim. "Orada Korkuluk gibi dikilmeye devam edecekseniz çıkın dışarı!!" Hop yavaş gel aslan parçası! O nasıl sestir! Karşında sevgili müstakbel karın var yani!
Ne?
Ne dedim lan ben! Müstakbel karınmı! Tokatlayın beni dostlar!
"Aa şey hocam pardon!"diyerek bukez de Özge beni sürüklemişti. İkimizde yerimize oturunca Eylül bütün sınıfa kağıtları dağıtmış bu kezde bize doğru geliyordu. Özgeye kağıdını verdiğinde Özge direk sınava gömülmüştü ama bana kağıdı uzattığın da gözlerinde öyle bir sinsilik geçmişti ki bir an da afalladım.
Bu bakışlar allah vergisi değil! Şeytan vergisi!
"Versene Eylül Rüyaya kağıdını!" Yine Buğra hocanın sert sesiyle kafa sallayıp kendince sertçe şov yaparak lakin benim gözümde bir sümsük olarak kağıdı bırakıp kendi sırasına gitmişti. Yok suç benimkinde! Sınıfta Eylülden başka kızmı yok! Yada ne kızı başka erkekmi yok!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Teen Fiction!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...