FİNAL

2.1K 53 13
                                    

60. BÖLÜM: SONSUZLUK
🌃

Yazarın anlatımıyla;
_____________________

Acı çekmek nedir? Kalp sızıntısı mıydı? Nefes alamamakmıydı? Acı çekmek neydi tam olarak. Tanımını bilmediğimiz bir kelimeyi anlatmaya çalışmak kadar zor bir tanım yoktur. Bildiğimiz sorulardan başlamak gerekir bazen.

Ortamda olan tek duygu sadece acıydı. Genç kızın annesi, babası, ablası ve genç adamın annesiyle babası gibi herkesin içinde, acı vardı. Herkes şuan, aynı acılar içerisinde bekliyorlardı. Kaç saat geçmişti tam olarak, bile bilinmiyorken, artık ortam daha da katlanılamaz bir hal alıyordu. Genç adama göre genç kızın durumu daha da kritikti.

Çarpan tırın darbesi, genç kızın oturduğu bölgeye denk gelmişti. O taraftan darbe aldığı kadar, camların hepside genç kızın vücuduna isabet almıştı. Korkunç büyük kazadan, iki nefes dahi olsa, onunla birlikte acıda vardı. İkiside nefes alırken bile acı veriyorlardı. Bir an olsun, kimsenin göz yaşı dahi dinmezken, tıklım tıklım dolu hastane koridorunu, bir annenin feryadıyla dağkandı. "K-Kızım!!" Kendini yerlere atıp, bir umut... yalnızca bir umut olarak kızının çıkmasını bekliyordu.

Bir zamanlar ona attığı tokatın bedelini öylesine ağır ödüyordu ki, annenin feryadı artık bütün can yakıcı duyguların yanında sönük bile kalıyordu. Aslı hemşire ve babası, genç kızın annesini sakinleştirmeye çalışsalar bile eksik oluyordu birşeyler. Yine bir eksiklik vardı. Yine tamamlanmamıştı.

"Necla anne nolur yapma." Annenin feryadıyla birlikte, Aslı hemşirenin söylediklerini bile zihni ayırt edemiyordu. Sadece o ameliyathane kapısına bakarak bağırıyordu. Belki içinde olan kızı, sesini duyarda uyanır diye bir umutla bağırıyordu. Nasılsa Rüya annesine kıyamazdı. Her ne olursa olsun, annesi, 'Ben kızıma tokat atarak kıydım.' Diyerek geçiriyordu içinden.

Bunları düşünmek için artık çok geçti. Buğranın ailesinden olan anne ve babası göz yaşları içinde duvara sinmiş, birbirlerine sarılarak ağlıyorlardı. Annesinin tutunduğu tek umudu, durumunun o kadar da kritik olmadığının gerçeğini bilmesinden kaynaklanıyordu. İkiside acı çekse dahi, kritik birşey olmadığı için biraz olsun rahatlardı. Karşılarında, Rüyanın ailesine de üzüntüyle bakıyorlardı.

Çünkü annesi dayanamamış bir şekilde bayılmıştı. Bağırmaktan sesi kısılan kadın, bilincini kaybedip son umut Rüyaya seslenerek, gözlerini yumdu. Annesini sedyeye yatırıp acil katına götürerek bir odaya yatırmışlar ve çok kısa sürede tekrar ameliyathanenin önüne gelmişlerdi.

Saniyeler birbirini, dakikalar birbirini derken, saatler artık birbirini kovalamaya başlamıştı. Genç adamın anne ve babası artık ağlamaktan harap olmuşlardı. Genç adamın iyiye dair bir haberini daha duymaya ihtiyaçları vardı. Lakin farkında değillerdi ki, aslında herşey, genç adam uyanınca olacaktı. Genç adam sevdiği kızı göremeyince herşeyi birbirine katacaktı.

"Buyrun." Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş Aslı hemşire, kantine inmiş ve iki su alıp geri dönmüştü. Rüya ne kadar onun kanından da olsa da dayanıklı olması gerekiyordu. Yoksa kim Necla annesini ve babasını sakinleştirecekti. Elindeki suyu, Buğranın annesine uzatan Aslı, zoraki tebessüm edip, "Lütfen alın." Diyerek diretti.

Artık onunda gücü kalmamıştı. Aksine herşey daha yeniydi ama şu iki saat bile ömürlerini almıştı onlardan. Hatice hanım, Aslının elinde ki suyu alıp, genç kıza minnetle bakarak, "Sağol kızım." dedi göz yaşları arasında. Buğranın babası da teşekkürlerini iletmişti. Genç kız sadece kafa sallayıp tekrar, kapıya diz çökmüş, buğulu gözlerle başını önüne eğmiş babasına doğru adımladı.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin