24.BÖLÜM: TARTIŞMA

1.9K 67 15
                                    

***********HATIRLATMA************

"Yavaş lan!"diyerek ne kadar ciddi görünmeye çalışsada bize karşı içinde yumuşacık bir his vardı. Özgeyi ahtapot gibi yapıştığı için güç bela onurdan ayırıp bu kez ben sulu bir öpücük koydum yanağına ve kolunun altına girdim. Diğer kolunun altına da özge girmişti. "Ee ne yapıyoruz millet."diyen onura düşük suratla bakıp tam birşey diyecekken benim yerime konuştu. "Dur tahmin edeyim güzelim. Sen yorgunsun ve eve gideceksin. Özgeyi saymıyorum o herzaman hazır." Demişti.

"Hayır yanlış cevap çocuk! Kıvırcık benimle geliyor!"

*******

Nutkum tutulmuş bir şekilde Buğra hocaya bakıyordum. O ise benim aksime öyle bir bakıyordu ki Onura birşeyin baskısının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Rahatsızca yerimden kıpırdanıp onurun kolu altından çıktım. "Sana soran oldumu hoca!" Onurdan hiç beklemediğim bir şekilde konuşmasıyla Özgeyle o an göz göze geldik.

Neden göz göze geldik onun bile farkında değilim lakin özge bana gözleriyle Buğra hocayı işaret etmişti. Işık hızında ona baktığım da çenesi kasılmış, adem elması sinirden hareket ediyordu. Çene kası öyle bir şişmişti ki karşımızda bir seri katil duruyor gibiydi. İlk defa Buğra hoca bu kadar öfkeliydi. Özge de hemen Onurun kolunun altından çıkıp yanıma geldi.

"Bak çocuk!" Her harfin üstüne basa basa konuşmasıyla kendinden emin bir adım attı. "Boş konuşuyorsun! Aklını alırım!" Adeta kasvetli bir rüzgar esiyordu. Gün günük güneşlikken aniden esen rüzgarla saçlarım uçuşmaya başladı ve Buğra hocanın onura bu kadar yakın olmasından dolayı kokusu yine sarmalamıştı içimi.

"Hadi ya! Sen kimsin! Rüyanın yalnızca Öğretmeninden başka birşeyi değilsin! onu yanımdan almayı hangi hakla yapıyorsun!!"diyerek öyle bir konuşmuştu ki Onur Bir an bakışları bana kaymıştı. "Sen mi? karar veriyorsun Rüyanın hiçbirşeyi olmadığımdan?"diyerek sormasıyla Onurun verdiği cevapla adeta tokat yemişcesine şaşkınlıkla İkisine baktım.

"Evet Çünkü bunu Rüya söyledi hoca! Onun için hiçbirşey ifade etmiyorsun! Sen onun hiçbirşeyi değilsin!" Demesiyle adeta yere çakıldım. Gözlerim tek bir kişiye odaklıydı. Kalbim tek bir kişi için atıyordu. Ayaklarım, gözlerim tek bir kişi için yerden kesiliyordu.

Ben böyle birşey söylememiştim!!

Bana öyle bir baktı ki hayatındaki en büyük düşmanı varmışcasına...
Bakışlarında öyle bir öfke sezebildiğim kadar, hayal kırıklığı vardı ki dilim adeta tutulmuş, konuşamıyordum. Hayır böyle birşey söylemedim diyemiyordum. Bana olan bakışlarından dolayı gözlerim dolmuştu. Özgeden yardım istemek istiyordum ama onu bile yapamıyordum.

Yüzünde ki öfkenin hepsi banaymış gibiydi.
Onurun yalanına inanmıştı... "Okula ait değilsen giremezsin birdaha okula velet! Görürsem kötü olur." Demişti. Sesinde karanlık havada birbiri ile çarpıp çıkan gökgürültüsü kadar öfkeli, nefret, ve hayal kırıklığı saklıydı. Anlamıştım ama bunu söyleyemiyordum. Arkasını dönüp büyük adımlarla arbasına adumlayıp seri bir şekilde binmişti.

Şaşkınlığımı üzerimden atıp koşarak arkasından gitmiştim. Çalıştırmış olduğu arabasıyla hareket edecekti ki aniden arabanın önüne atladım. Neden böyle bir çılgınlık yaptım bilmiyorum ama böyle bu şekilde, gitmesine izin veremezdim. Gözleri gözlerime kilitlenmiş öfkeyle bakarken gözleirmi kararlıkla hiç ayırmadan, "Ben öyle birşey demedim."dedim. Eminim duymuştu ama hiçbir tepki vermemişti.

Aksine bakışları karardı ve kornaya basıp eliyle bir işaret yapıp,"Çekil önümden! Git işine Rüya Yüksel!" Boğazıma oturan yumruyla gözlerimin dolamsını engelleyemedim. Bana inanmamıştı. Öyle birşey söylemedim dediğime inanmamıştı..
Gururuma dokunan ise buydu. Gözlerinde ki öfke biraz olsun inmezken tek hamlede direksiyonu kırdı ve yanımdan süratle geçip gitmişti. Çenemden boynuma doğru süzülen göz yaşımla bıraktığı boşluğa baktım.

YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin