"Yapma artık böyle." Başım camda göz yaşlarım bir bir süzülürken Özgenin sesiyle, bir tepki vermeden öylece geçtiğimiz yola baktım. Beş yıldır gittiğim okul o okul değilmişcesine canım yanıyordu şimdi okula gidiyor olduğumu bilmek..
Kendime geleceğim dediğim her an neden daha çok dibe batıyordum. Dipsiz bir kuyu gibiydi. Battıkça batıyordum. "Kuzum." Özgenin yumuşacık sesiyle başımı camdan çekip gözlerimi ona çevirdim. Duran otobüsle okula geldiğimizi de anlamıştım.
Toparlanmam lazım.
"Tamam ağlamıyorum." Ağladığım için sesim tamamıyla çatallı ve kısık çıkmıştı. Hızlıca göz yaşlarımı silip, hala bana endişeli bakışlarla bakan Özgeye dönüp, "Hadi inelim." Dedim ve ayaklanıp otobüsten indik. Bana hala endişeyle bakmayı sürdürürken az öncenin aksine biraz daha toparlandığım için burukça gülümseyip, "Bakma artık iyim. Bir an geliyor sadece, göz yaşlarım." Dedim.
"Ağla ama burda ağlama be kızım. Nolur bak, o hoca bozuntusu seni böyle görmemeli kendine gel." Diyerek elimi tutmasıyla bakışlarımı herzaman saydırdığım demir kapıya çevirdim. Sanırım son bir buçuk ay kala hiç bu okuldan nefret edeceğimi düşünmemiştim. Aslında ediyordum ama şimdi ki nefret öyle bir artmıştı ki kelimelerle tarif edemiyordum. İçindeki insanlar kalbimi çok kırmıştı.
"Biliyormusun Özge artık gerçekten kalbim hayır dese de bir taraflardan içimde bitirmeye başladım. Ona olan sevgimden tabiki itiraz etmiyeceğim ama bende ki değeri öylesine azaldı ki sevgisi arttıkça değeri azaldı." Hiç konuşmadan beni dinleyen Özgeyle bakışlarım ardımızdan okulun büyük kapısından giren araba sesine takıldı. Hemen önüme dönüp hızlı adımlarla okula doğru adımladım.
O gelmişti.
İstemeden Özgenin elini sıkarken buldum kendimi. Hızlıca ellerimi gevşetip özgeden bir adım geri giderek, "Dersimiz kiminle?"diyerek sordum. Anında yüz düşen Özgeyle kaşlarım çatıldı. Düşünür gibi olsa da aklına gelmiş olacak ki sıfırlanan moduyla cevap verdi. "Sanırım rehberlikti." Yani onunlaydı.. daha ne kadar kaçacaktım onun derslerinden bilmiyorum ama kaçacak olan ben değil, onun olması gerekiyordu. Zaten son bir ay kalmışken, okulumu veya sınıfımı değiştiremezdim.
"Eee yani? Bana bak kızım! İnada inat gireceksin o derse! Gireceksin onun gözüne gözüne. Kaçan sen olmayacaksın! Acı çeken zaten senken bunu da yapma kendine." Bağırarak konuşan özgeyle aniden bakışlarım etrafa kaydı. Koridordan uzun merdivenlere adımlamışken bazı kişilerin bakışları üzerimizdeydi. "Gerçekten ondan kaçmıyorum, sadece bu ders kantinde durmak istiyorum." Dedim umursamazca.
Evet kantinde durmamın sebebi onun dersi olduğu içindi ama biraz dinlenmekte istiyordum. "Hayır Rüya." Diyerek beni kantinin tersi yönüne, sınıfa çekiştirmesiyle ağzımı açıp tek kelime edemeden bizi sınıfa soktu. Öldürücü bakışlarımı özgeye atsam da umursamadan baştaki üçüncü sıramıza adımlamışken, onun gözünün önünde olmak ve sürekli göz göze gelmek en son isteyeceğim şey olduğu için hemen duraksayıp, "Özge!" dedim uyarıcı bir şekilde.
Çantasını masaya bırakıp bana döndüğün de ne var dermişcesine omuzlarını oynattı. "Ben buraya oturmam. Bak derse de gireceğim, ama bari arkalarda bir yerde oturup uyumak istiyorum." Dedim.
Şaka gibi! Gerçekten şaka gibi!
Özgeden atacağım adımlar için izin aldığıma inanamıyorum. Birşeyler dese de kararlı olduğum için birşey demeden kabul etti. Şimdi kimin yanının boş olduğunu bilmediğim için çantamı şimdilik Özgenin masasına koyup bakışlarımı tek tek gelenlere çevirdim. Kampta olanlardan sonra bir çoğu geçmiş olsun demişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Teen Fiction!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...