Yangın mı çıkmıştı?
Yanıyorum.. bütün iliklerime kadar yanıyordum.
Belimdeki elleri gittikçe sıkılaştı. Her saniye, daha çok yaklaşıyordu. Olmayan mesafeyle nasıl yaklaştığını ben bile anlayamazsam da, onu hissediyordum. Bu nasıl bir his, inanın anlatamıyorum sözlerle. Sadece o kadar güzel ve heyecan vericiki, gerisini tamamlayamıyordum bile. Adeta dilim lal olmuş, hareket edecek gücüm elimden alınmıştı.
Bu kez dudakları hareket etmiyordu. İkimizde nefessiz kalmış bir şekilde birbirimizden ayrıldık. Bedenlerimiz arasına koyduğumuz mesafeyle, alnını alnıma yasladı. Elleri belimden bir an olsun inmezken, eşsiz nefesini yüzüme vererek konuştu. "İnan bana küçük sevgilim, o kadar mutlu olacağız ki, sadece yüzünde gülücükler açacak."
Gözlerimi kapatmış bir şekilde, anın güzelliğinin bütün vücudumu sarmalamasına izin vererek, onun sözlerine verdim kendimi. "Sen okulunu kazanacaksın. Ben bizim için ev tutacağım.." sustu.
Duraksadı.
"Belki sonra annen de karşı çıkmaz bize. Sonuçta sen artık büyüdün. Benim için hep küçüğüm olarak kalacaksın ama herkesin gözünde büyük olacaksın." Dedi.
Onun söylediği her güzel hayallerin sözleriyle birlikte göz yaşlarım süzülüyordu. "Sonrasını sen hayal et.. tamamla bizi kıvırcığım." Biraz daha yaklaşarak konuşmamı bekledi. Bir an olsun dinmezken göz yaşlarım, ıslak dudaklarımı aralayıp konuştum. "Ben de öğretmen olmak istiyorum.. sonra da yazar. Sonları mutlu bitecek türlü türlü kitaplar yazmak istiyorum. Asla baş karakterleri üzmeyeceğim. Biz belki de bir kitabın baş karakterleriyiz. Bizim de belki bir yazarımız vardır.. bende öyle olmak istiyorum. Yazar olmak, seninle aynı mesleği yapmak, sonra evimizi birlikte döşemek istiyorum." Söylediğim her söz kalbimin ritmini daha fazla artırırken kendimi tutamayıp hıçkırıklarımı serbest bırakarak, anın ritmine doğru rahtalamaya çalıştım.
Bir an olsun sözlerimi kesmemişti.. aksine göz yaşlarımı bile silmeden sadece rahatlamamı beklemişti. "Biz belki de bir kitabın baş karakterleriyiz. Bizi yazan yazarın kalbi kadar, hikayemiz mutlu olsun mu?"
Duraksadım.
Göz yaşlarım dindi.. onun yerine şaşkın bir şekilde gözlerimi aralayıp onun açık olan gözlerine çevirdim bakışlarımı. "Benimle sonsuza kadar mutlu olmaya söz verip, ilerde ki güzel eşim olurmusun?"
Kalbim durdu.
"Benimle evlenirmisin kıvırcığım?"
Ayaklarım yerden kesilmişcesine anın verdiği özel heyacanla adeta dilimi yutmuş bir şekilde ona bakmayı sürdürdüm. Ne diyeceğimi en iyi ikimizde biliyorduk.. ömrümün sonuna kadar sorulacak tek soru bile olsa, daima cevabım evet olacaktı.. evet bile yetmezken, daima cevabım sonsuza kadar sevgilim olacaktı.
Heyecandan buz kesen ellerime bukez de usulca süzülen göz yaşlarım eklenmişti. Bakışları yüzmün her ayrıntısını incelerken bu kez beni kolları altına çekip sıkıca sarılarak başımın göğsüne yaslanmasını sağlayıp, sıcacık dudaklarını saçlarıma bastırdı. Belki de hayatımda yaşadığım en güzel gece bu geceydi. En kötü gece olmasını beklerken, sonsuzluğumu adadığım sevgilimin, hiç tereddüt etmeden, sadece evlilik değilde mutluluk teklif etmişti.
İlerde ki hayatımıza sonsuz bir huzur teklif etmişti. Her ilişkide de olması gereken bu değilmiydi... evlilik cüzdanı yazıda iken, mutluluk ve huzur daima sonsuz olmalıydı. Yavaşca sıcak kollarının arasından çıkıp yine göz göze gelmemizi sağladım. Bir cevap vereceğimi anlamış olacak ki beklenti ile değil de alacağı cevabı bildiği için, huzurla yüzüme baktı. Bu bakışlar bile içime huzur doldururken, dudaklarımı dişlemeye bir son verip, ağladığım için kısık çıkan sesime özen gösterek o sözleri döktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK AŞK |öğretmenim| TAMAMLANDI✔
Teen Fiction!!ARGO KELİMELER İÇERİR!! ******* Onun aşkı da benim aşkımda birbirimize yasaktı. ne o sevebilirdi beni bir nefes yakınımdan. Ne de ben onu sevebilirdim bir nefes yakınında. imkansız ve yasak aşktan ibaretti bizimkisi. "Buram buram aşk kokuyorsun k...