43. Bölüm

403 29 1
                                    


Kulağındaki telsizden duyduğu anons ile fırladı yerinden Cemal. Çatışma seslerini duyuyordu, çok uzakta değildi, Kerem'in aksi istikametinde iz sürerken, içinden şansına küfrediyordu. Her biri farklı yönlerde beklerken olayların merkezinden uzak kalmak büyük şanssızlıktı. Kaçışan insanların arasından koşar adım ilerlerken bir yandan da telsizden ekibini yönlendirmeye çalışıyordu. Ortalık bir anda karışmıştı, sokağın her tarafında silahlı adamlar vardı ve muhtemelen buradan fazlasıyla insan zarar görerek çıkacaktı. Tam o anda o kaosun orta yerinde ne yazık ki "Abi!" diye haykıran sesi duydu. Çatışmanın olduğu sokağın tam başında köşeye sinmiş şekilde duran genç kızın sesi duyulmayacak gibi değildi. Bu sefer önce sesli bir küfür savurdu genç adam sonrada sanki yanı başındaymış gibi başladı söylenmeye.

"Senin burada ne işin var!" 

"Ah be güzelim!"

Genç kızın olduğu tarafa geçemiyordu çünkü sokağın her tarafında silahlı adamlar pusuya yatmış bekliyorlardı ve ne yazık ki  Selda henüz kendisini görmemişti. Selda hatta abisi dışında kimseyi görmemişti. 

"Sus!" diye bağırması hiç bir işe yaramıyordu. Silah seslerinin arasında genç kızın çığlıkları hiç durmuyordu ve ne yazık ki artık bu sesi ve seslenen kişiyi fark eden sadece kendisi değildi. Hemen arkasındaki binadan çıkan iki kişi önce kendi aralarında sessizce bakışmış sonrasında ise sinsi bir gülüşle yaklaşmışlardı Selda'ya. Cemal an be an gördüğü ama müdahale edemediği duruma küfrediyordu sürekli... 

Saniyeler içinde sokak karışmış her yerden silah sesleri yükseliyordu. Artık sokakta neredeyse polis ekipleri ve örgütün adamlarından başka kimse kalmamıştı. Bir de Selda... 

Derin bir nefes aldı Cemal, anıları zihnine sert darbeler vururken, karşısındaki genç kadının en sonunda silahlı iki adam tarafından yakalandığını görmek öfkesinden gözünün dönmesine sebep olmuştu. Selda'nın gözlerinde gördüğü korkunun ve çaresizliğin içini yakışına küfretti. Tüm vücudu kasılmıştı ancak bu sefer izin vermeyecekti. Bu sefer değer verdiği kimse zarar görmemeliydi. Kendini topladı, uygun yere usulca geçti ve soğukkanlılıkla tek atışta Selda'nın ağzını kapatmış çekiştiren adamı alnının ortasından vurdu. 

Artık çığlık çığlığaydı genç kadın...

Diğer adam ise ateşin ne taraftan geldiğini anlamaya çalışırken bir yandan da Selda'yı yanında tutmaya çalışıyordu. Tam o boşlukta Cemal de sokağın tüm karmaşasına inat, ani bir hareketle koştu yanlarına. Uzun boylu ve oldukça iri olan tekinsiz görünüşlü adam bir yandan Selda'yı kolundan mengene gibi sarmış çekiştirirken bir yandan da seri hareketlerle sokağın sakin yönüne doğru adımlamaktaydı. Sokak nispeten boştu ve en sonunda Cemal adamın bakış açısına girmiş kendini belli etmişti.

Aksanlı konuşmasına rağmen anlaşılır olan sese dikkat kesildi Cemal.

"Uzak dur kızın güzel kafasını patlatırım!"

Bir birilerini görebildikleri bir noktadan çarpık bir gülüş, ürkütücü bir bakış gönderdi Cemal.

"Kızı bırak silahını yere koy!"

"Asla!"

"Tekrar söylüyorum kızı bırak!"

O anlarda Selda'nın sessiz iç çekişlerinin dikkatini dağıtmaması için üstün çaba sarf ediyordu Cemal.

"Yaklaşma kızı öldürürüm!"

"Sana son defa söylüyorum, kızı bırak!"

Öfkeli bakışları ile bir birinin en ufak hareketine odaklanmış iki adamın da saniyeler içinde verecekleri karar Selda'nın pamuk ipliğine bağlı hayatını belirleyecekti. Önce sert derin bir nefesi örgütün iyi bir adamı olduğunu belli eden yabancı adam aldı. Nefesini alırken Selda'nın sıkı sıkıya tuttuğu boğazını sadistçe bir zevkle sıkmaktan da geri kalmadı. Cemal ise bu hareketle sanki mümkünmüş gibi daha da öfkelenmişti. Gözlerindeki nefreti elinden geldiğince göstermemeye çalışarak bu defa Selda'ya seslendi.

MeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin