Uzun bir öpüştü bu. Nehrin sesi, ağaçların ve ormanın o kendine has melodisi, hafif esen rüzgar hepsi birer nota, o an için bestelenmiş özel bir senfoni gibiydi. Meri ise kendini bırakmış, tutku ile sarmalanmış, içinde aklında hep bir yerlerde olan bu adama karşılık verirken gözlerinden istemsizce akan bir damla yaş ile dakikalar sonra geldi kendine. Bir şekilde usulca çekti kendini. Saniyeler önce nefesi nefesine karışan Kerem'in yüzüne bile bakamıyordu ama o sözler dudaklarından döküldü.
"Kerem Bey, bu çok yanlış... Lütfen... Ben özür dilerim..."
"Yanlış mı? Meri, anlamıyor musun? Seni aklımdan çıkaramıyorum ben." Şaşkın hatta biraz öfke ile yüzüne bakıyordu Kerem.
"Ben, gitmeliyim..."
"Meri, yüzüme bak. Sana bir şey söylüyorum..." Kızmaya bile başlamıştı Kerem. Normal şartlar altında karşısına çıkan bir çok kadın onunla birlikte olmak için deli olurdu ama Meri söylediklerine rağmen karşılık vermiyordu. Onu öptüğü anda hissettikleri dışında kesinlikle sürekli kaçıyordu. Sızlayan bileğine rağmen yürümeye çalışırken tarifi olmayan karmaşık duygularla zorla konuştu Meri.
"Bakamam! Ben sizin yeğenlerinizin dadısı, bakıcısı, öğretmeni her neyse oyum... O kadar! Lütfen kafamı karıştırmayın benim, dengem bozuluyor siz yanımdayken. Oynamayın benimle..." Sesi titriyordu ama kararlı bir konuşmaydı bu. Kerem'in gözlerine bakamadan konuşmuştu ama konuşmanın etkisi olmuştu, Kerem tuttuğu kolunu usulca bırakmış, sessizleşmişti.
"Bu mu yani senin derdin?"
"Evet bu! Ben işimi yapacağım, lütfen siz de benden uzak durun."
"Sen beni böyle öptükten sonra o biraz zor küçük hanım."
"Kerem Bey, beni siz öptünüz!" Meri de artık öfkesini kontrol edemiyordu.
"Kerem de artık bana Kerem! Sıkıldım zaten Bey Hanım konuşmalarından. Gerekirse bırak işi."
Meri gözlerini fal taşı gibi açmış, bileğindeki sızının şiddetine rağmen adım atmış, en sonunda Kerem'in simsiyah gözlerine masmavi gözlerini dikmiş ve öfke ile derin derin nefes alarak konuşmaya başlamıştı.
"Siz bana ne demek istiyorsunuz? Ne yapacağım ben sonra? Ev filan mı tutarsınız bana? Ya da bir otel? Bir süre takılırsınız değil mi? Hevesiniz geçene kadar... Siz beni tanımıyorsunuz Kerem Bey! Ben Elif Meri Beridze, öyle sandığınız gibi başka kadınlara benzemem, bir ailem var benim, gerçek bir aile. Kurtulacağım sonunda bu hayattan, kendi hayatımı istiyorum ben anlıyor musun... Ailemi, hayatımı istiyorum zaten! Buraya kimsenin oyuncağı olmaya gelmedim ben. İşi de bırakacağım ama sizin için değil, sizin yüzünüzden..." Ağlamaya başlamıştı Meri, bileğindeki sızıyı hissetmeden arkasına bakmadan yürüyordu kontrolsüzce ama nereye gittiğinin farkında bile değildi. Bir süre sonra Kerem'in varlığını hissetti yine arkasında.
"Meri özür dilerim. Yanlış anladın beni... Gitme böyle bileğin daha kötü olacak, hem ters tarafa gidiyorsun."
Son sözüyle birden durmuştu Meri. Duyguları altüst haldeydi, gelgitleri yüzünden belki de sinirden kendi kendine hem gülüyor hem ağlıyordu ki... Kerem üzgün bir halde arkasında beklerken ona döndü ve vakur bir duruş sergilemeye çalışarak, titremesini engelleyemediği sesi ile zorla kabullendi.
"Kerem Bey beni eve götürebilir misiniz?"
"Teşekkür ederim..."
Aralarındaki kısa süren sessizlik Kerem için can sıkıcıydı. Meri her ne kadar içini dökse de genç adam kendini ifade etmekte biraz zorlanmıştı. Maksadını aşan sözler söylemişti ama ilk gördüğü andan itibaren etkisi altına girdiği bu kadından başta kendisi de kaçmış olsa da, hislerinden artık emindi. Kaç gün işten eve erken gelmiş ablasının bahçesini gören kendi evlerinin terasından liseli aşık gençler gibi onu izlemişti. Yeğenlerine ziyaret için her gidişinde aslında onu görmek istemiş ama kendisinden kaçtığı çok belli olan genç kadını bir türlü yalnız yakalayamamıştı. Tekneye de, Selda'nın partisine de hep onun için gelmişti. Kendinden emindi ama şimdi olduğu gibi karşılık bulamıyordu. Onu öptüğü o büyülü an dışında Meri ondan hep kaçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meri
Genel KurguBir kadının hayatta kalma hikayesi... Gerçek insanlardan ve hayatlardan ilham alınarak kurgulanmış, duygu yüklü, umut dolu, aşk kokan bir hikaye... Elif Meri ve Kerem'in hikayesi... ***Dünya'nın birçok yerinde bazı kadınlar ortak bir kaderi yaşıyor...