2015 Mart Sarp
İliklerine kadar üşüyordu Suliko, hava soğuk değildi üstünde de aslında hiç ince kıyafetler yoktu ama kanı çekilmişçesine titriyordu. Meri'yi uzaktan gizlice izlerken, hala bir kabusun içinde uyanmaya çalışır gibiydi. Kızım diye sevdiği, bakmaya kıyamadığı yeğeni titrek adımlarla bir bilinmeze yürüyordu. Koşup yanına gitmek, yanı başında tutmak istese de artık çok geçti. Büyük bir hata yapmıştı ve bedelini tüm sevdikleri ile birlikte yaşıyorlardı.
Meri gözden kaybolmasına rağmen hala gittiği noktaya bakarken eski dostu, çocukluk arkadaşı Berdo omuzundan tutarak kendine gelmesini sağladı. Hala titriyordu.
Lale ise kamyonetin arkasında koltukların arasına sığınmış sessizce beklerken gözlerinde saf korku vardı, korku ve çaresizlik. Sadece bildikleri bile deli gibi korkmasına sebep olmuşken, geleceğin onlara neler getireceğini bilememenin sıkıntısı Suliko gibi titremesine sebep oluyordu.
Suliko da dakikalar sonra kendine gelip kamyonete bindiğinde hiç konuşmadan yola koyuldular. Tüm gece düşündüğü gibi Azerbaycan'a kaçacaktı. Planı aslında kardeşi ve ailesini de yanına almaktı ama artık işin boyutları değişmiş, hayatları altüst olmuştu. Hayati önemi olan, belki de tek şansları olan belgeleri Meri'ye emanet etmenin en doğrusu olduğuna karar vermişti. Hayat sigortası, Lale'den, aşık olduğu kadından sonra en kıymetlisi Meri'nin ellerindeydi. Kardeşini koruyamamıştı ama bu belgelerin varlığı en azından eşini ve yeğenini koruyabilirdi.
Bu düzene katıldığı güne lanet etti...
Tiflis'teki ofisinde rutin bir alacak verecek davası için çalışırken başlamıştı her şey. O güne kadar sıradan, sakin geçen hayatı yön değiştirmişti. Yaşlı, üstü başı dökük, hasta görünüşlü bir adam üzüntülü gözlerle ofisine geldiğinde önce sekreteri ve asistanları tarafından ciddiye alınmamış tam kapı dışarı edilecekken çıkan bağırışmada, duruma müdahale etmişti. Kimdi ne istiyordu bu çaresiz adam merak etmişti. Merhametliydi bir şans vermek istedi. Sekreterine de sert bir bakış atıp herkesin sakinleşmesini sağladıktan sonra odasına almıştı garibanı.
Yaşlı adam da sinirle akıttığı gözyaşlarını sildikten sonra minnetle ve korkuyla başındaki belayı anlatmıştı. Bir yudum su aldıktan sonra...
Oğlunun bulaştığı beladan bahsediyordu hızlı hızlı. Heyecanla parça parça anlatırken konuyu anlamakta önce zorlandı Suliko. Tek tek not aldı detayları. İnanılmazdı adamın bildiği şeyler korkarak paylaştığı görüntüler, çok çok büyüktü. Verdiği isimler, ceketinin cebinde sakladığından buruş buruş olmuş resimler, evraklar korkunçtu. Adam çaresizdi ve tek istediği oğlunu bu beladan kurtarmaktı. Tehlikenin farkındaydı ama olayın ucunun dokunacağı yerleri hesap edemiyordu.
Suliko yaşlı adamı saatlerce dinledi, kimseyi de kabul etmedi odasına, dehşet içindeydi ama içinde bulunduğu tekdüzelik, sakinlik bir anda çok basit geldi gözüne. Tüm hayatı aynı sadelikte ve huzurla sanki sıradan geçmişti. Adamın anlattığı ilişkiler, belgelerdeki rakamlar doğru ise elinde tahmin bile edemeyeceği bir hazine varmış gibi hissetti. Şeytan yavaş yavaş içine girmeye damarlarında dolaşmaya başlamıştı. Kurnazdı, sağlam karakterli bir adamdı ama işte hayatı dümdüzdü. Bu saatten sonra böylesine tehlikeli bir oyuna girmek sadece heyecan demekti ve o anda o kadar da kötü görünmemişti.
Dinledi sabırla dinledi... Yaşlı adama güven verdi, o dakikalarda tehlikede olduğunu çok iyi bildiği genç umurunda değildi ama belli etmedi. Adam saftı ve çaresizdi. Suliko ise kendi iç muhasebesini yapacak durumu geçmişti, nefsi yoldan çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meri
General FictionBir kadının hayatta kalma hikayesi... Gerçek insanlardan ve hayatlardan ilham alınarak kurgulanmış, duygu yüklü, umut dolu, aşk kokan bir hikaye... Elif Meri ve Kerem'in hikayesi... ***Dünya'nın birçok yerinde bazı kadınlar ortak bir kaderi yaşıyor...