Evden çıktıklarından beri telefon ile konuşan Cemal, Kerem'in sinirlerini hoplatmaya başlamıştı. Konuştuğu kişiler bahsettiği konular neydi, umurunda bile değildi, şu anda ikisinin de odaklanmak zorunda oldukları konunun Meri olduğunu düşünüyordu. Merkeze gideceğini bildiği Cemal'in peşine zorla takıldığında tek istediği bir an önce sevdiği ama çok kırgın olduğu kadına ait bir ize ulaşmaktı.
Sonunda merkeze ulaştıklarında da aralarındaki sessiz anlaşma devam etmiş Kerem sadece kendisini takip etmişti. Uzun, gri koridoru geçerken çalan telefonların, masalarında ve toplanmış oldukları odalarda birbirlerine bir şeyler anlatan sivil giyimli kadınların ve adamların uğultusu ağrıyan başına yine ağrılar girmesine sebep oluyordu. Saat neredeyse gece yarısına yaklaşmıştı ama merkez dedikleri bu yer hala kalabalıktı. En sonunda adımları yavaşladı. Koridorun sonunda Cemal'in sert bir itişle açtığı kapının ardındaki dört kişi, bu sesli giriş ile aniden kapıya dönmüş biraz tedirgin bakışlarla karşılarında öfke ile soluyan Cemal'e bakıyorlardı.
"AÇIKLAMA İSTİYORUM!"
Cemal'in daha içeri girmeden kükrercesine bağırması odadaki ve hatta diğer odalardaki herkesin suspus olmasına sebep olmuştu. Ortamda huzursuz kıpırtıların seslerinden başka bir ses çıkmıyordu.
"Bana biri hemen açıklama yapsın!"
Kerem içinden adamın çıkışını takdir etse de ifadesi hiç renk vermiyordu. Hemen yanı başında sessizce odayı ve içerde sinmiş halde bekleyen dört kişiye dikmişti bakışlarını. Hangi cesur yürek cevap verecek o da merakla bekliyordu.
"Sinaaan!"
Kısa boylu sarışın adam hafifçe ayağa kalkarken en sonunda konuşabilmişti.
"Cemal bu bir ihmal değil! Yani..!"
"Nasıl ihmal değil lan!" Hızla üzerine yürüyen Cemal kendini o anlarda zor tutuyordu, iki adımda yanına ulaştığında boyunun da verdiği üstünlükle karşısındaki adama tepeden öfke ile bakıyordu. Sinan tekrar cevap veremeden de devam etti.
"Dört ekip vardı Sinan! Dört eğitimli ekip! Yani sekiz kişi hiç biri mi görmedi lan, uyuyor muydular, hepsinin aynı anda çişi mi geldi! Amerikan filmlerine özenip çörek mi zıkkımlanıyordular? Ne? Söyle açıklama istiyorum!"
"Sakin ol lütfen!" Sinan karşısındaki arkadaşının haklı sinirine karşı sabırlı davranıyordu. Eskiden beri bu aileye yakın olan adamın Meri için ne kadar dikkatli olduğunu herkes biliyordu. Geçmişte yaşadıkları, kaybettiği kız kardeşi için bu durumu sahipleniş şekli bile farklıyken ona hak vermemek elde değildi. Cemal bakışlarını bir an bile çekmeden, derin bir nefesi içine çekerken de sakince devam etti adam.
"Senin kadar bizde sinirliyiz! Takipteki herkesin ifadesi alınıyor, kimse fark edememiş kızı... Haber verdiğin andan beri bölgedeki tüm kamera kayıtlarını incelemeye aldık, şapka filan erkek çocuğu gibi çıkmış siteden..."
"Biliyoruz... Başka ne var elimizde?"
Konuşmadan önce hafifçe arkasındaki adama göz attığında, Cemal'in onayını bekler gibi es vermişti Sinan. Bu adamı da Meri gibi tanıyorlardı ama şu an da burada neyi ne kadar duyması gerekiyordu karar veremiyordu.
Durumu fark eden ve Sinan'ın tereddütünü gören Cemal devam etti.
"Kerem bizimle iş birliği yapacak sorun yok..."
"Tamam... O zaman şöyle söyleyeyim herkes bu işle ilgileniyor ama kısa zamanda henüz elimizde net bir şey yok onu en son vapurda, şimdilik, kaybettik..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meri
General FictionBir kadının hayatta kalma hikayesi... Gerçek insanlardan ve hayatlardan ilham alınarak kurgulanmış, duygu yüklü, umut dolu, aşk kokan bir hikaye... Elif Meri ve Kerem'in hikayesi... ***Dünya'nın birçok yerinde bazı kadınlar ortak bir kaderi yaşıyor...