28. Bölüm

416 36 2
                                    

Zaman başka yerlerde başka insanlar için farklı bir hızla akıp gidiyordu. Ortak paydaları vardı, paylaşılmışlıklar vardı ama herkes kendi merkezinden görüyor ve yaşıyordu bu dünyayı.

Zahide ve Hülya da kendi dünyalarında, yeni düzenlerinde uyumlu ve keyiflilerdi ama uzun zamandır hiç bu kadar yorulmamışlardı. İki gündür Sevinç'in kulüpten arkadaşlarına evde vereceği davet için hazırlık yapıyorlardı. Evin temizliği için dışarıdan şirket tutulmuş olsa bile sadece mutfak hazırlığı bile yetmişti iki kadına. Meri'ye hem yakın hem yerinde bir mesafe ile saygılı davranıyorlardı. Bu davet için genç kızın tüm yardım tekliflerini de kibar bir şekilde geri çevirmişlerdi. Meri'nin mütevaziliğini seviyorlardı ama O'na durması gereken yeri hatırlatmaktan da hiç gocunmuyorlardı.

Her sene baharın gelişi ile gelenekselleşmiş bir davetti bu, en az Sevinç kadar dikkat çeken, cemiyetin önemli kadınları bu buluşmaları çok önemserlerdi. Biraz bu hazırlıklardan ve koşuşturmadan biraz da her ne kadar hala içini sıkan bir şeyler olsa da Meri'nin naif halinden, kardeşi ile ilişkilerini düşünmeyi de biraz rafa kaldırmıştı Sevinç.

Kış bahçesinde kurulmuş muazzam sofrayı davetliler gelmeden son kez incelerken, gözü salonda annesi ile sohbet eden Meri'ye takıldı. Kırık beyaz, Fransız dantelli çok sade bir elbise vardı Meri'nin üzerinde, zarif bir duruşla bacak bacak üstüne atmıştı. Asla saygısız ve ukala görünmüyor aksine çok kibar çok zarif görünüyordu ve doğal bir sadelikle gerçekten çok şıktı. İstese kardeşine rahatlıkla aldırabileceği pahalı takıları, marka çanta ve ayakkabıları yoktu üzerinde ama inkar edemediği bir asalet vardı kızda, adını koyamadığı o tarifsiz duyguları bastırmak zorundaydı ama beceremiyordu yine. Annesi ile sohbet ederken etrafında onu hayranlıkla izleyen kızlarına baktı kabullenemediği bir kıskançlıkla. Bu kıskanmakta değildi ama içine sindiremediği bir şeyler vardı. Annesi bile gözleri ile seviyordu adeta müstakbel gelinini, herkes ne kadar da çabuk benimsemişti bu efsunlu genç kadını, bu kadarı da fazlaydı.

İlgi çekmek isteyen çocuklar gibi, kadınsal bir içgüdü ile Meri'ye kinayeli bir kibarlıkla seslendi.

"Mericiğim! Sen de bir baksana soframız nasıl görünüyor?"

Meri kibar bir şekilde izin isteyip hemen yanına gelmişti Sevinç'in.

"Ben ne söylesem bilemedim. Her şey harika görünüyor Sevinç abla... Gerçekten çok zevklisin, bence herkes hayran kalacak, hele bu çiçekler..." Yürüyüşü bile kendiliğinden kibardı kadının, Sevinç içten içe kendine güldü.

Samimiydi, doğaldı dahası da vardı ve durum karşısında karmaşık duygularla onu hala ölçen Sevinç'e bile geçmişti. Kibar bir aksan ve gülücüklerle devam ederken Meri çokta dinlemiyordu aslında Sevinç, mantığı ile savaş halindeydi. Kızları keyifle peşinden geldiklerinde, Meri onlarla keyifle ve mütevazı bir halde ilgilendiğinde de dinlemiyordu yine. Bu samimiyetten sonra da pes etti şimdilik, zamana bırakmaya karar verdi. Zaman gösterecekti her şeyi.

Saat ilerledikçe ve davetlilerde teker teker gelmeye başlayınca iyice uzaklaştı kafasındaki karmaşık düşüncelerden. Ortamda gözle görünür, elle tutulur bir gösteriş hakimdi. Her gelen davetli giyimiyle, saçıyla makyajıyla davete ve aslında Sevinç'e ne kadar önem verdiğini belli eden bir hava içindeydi.

Masaya geçmeden önce gruplar halinde sohbet eden hanımları tek tek dolaşırken, Filiz Hanım'ın yanında, onun kanatları altındaki Meri'ye takıldı yine gözleri. Bu davetle artık insanların Meri'yi tanıyacaklarını, merak edeceklerini annesinin boş durmayıp, genç kadını biricik oğlunun kız arkadaşı olarak tanıtmaya başlayacağını biliyordu ama buna engel olmayacaktı. Çünkü olamazdı. O da en az kendisine verilen önem kadar dikkat ettiği bu cemiyetin içinde bir aile çatışması yaşadığının fark edilmesini istemiyordu. Belki durumu kontrol edebilirdi ama kimseye böyle bir dedikodu malzemesi vermezdi. Sohbet ettiği hanımlardan kibarca izin isteyip annesinin yanında kendisini tanımaya çalışan kadınlara gülücükler saçan Meri'nin koluna girdi usulca. Fazla konuşmasına gerek yoktu. Bu temas ile şaşıran Meri'nin aksine gayet keyifle resim veriyordu herkese Sevinç.

MeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin