20. Bölüm

649 52 4
                                    

O güzel sarılıştan, huzur veren anlardan sonra karnındaki uçuşan kelebeklerle yol boyunca gülümsemişti Meri, hafiflemiş hatta özgürleşmiş bile hissediyordu kendini. Bunca sıkıntısına rağmen, hiç beklemeyeceği bir anda karşısına çıkan, onu gülümseten bu adama aşık oluyordu.

Eve yaklaştıklarında usulca elini tuttu Kerem, yine güç vermek isteyen onu sahiplenen bir tutuştu bu.

"Meri, bu gece seninle ilgili hissettiklerimi aileme anlatacağım. Yanımda olmanı istiyorum ve ben,  sen de istersen, izin verirsen artık elini tutmak istiyorum." Çok güzel bakıyordu Kerem, bir kadına davranılabilecek en kibar şekilde davranıyordu.

"Kerem sana gerçekten inanıyorum ama birden, yani bu kadar hızlı karşılarına çıkmak hoş olmaz gibi. Biraz zaman versek, ailene değer veriyorum hepsi harika insanlar, sen birazcık bahset ama çok anlatma olur mu?" Masum masum bakıyordu artık evin önünde durmuş olan arabada. Birine yakalanmak an meselesiyken hemen arabadan çıkıp odasına kaçmakta tek istediği şeydi, çaktırmadan etrafı kontrol ediyordu.

"Biraz derken? Meri, ben sana aşık oldum..." 

Masmavi gözleri fal taşı gibi açılmıştı Meri'nin ama konuşamıyordu.

"Meri, duydun mu beni? Tamam böyle arabada pat diye söyleyince biraz garip oldu ama anlamış olman lazım artık. Aşık oldum ben sana, onun için bunun birazı nasıl olur bilmiyorum."

"Tamam!"

"Bu kadar mı? "Tamam"  Yani başka bir şey yok!..." Biraz esprili biraz alıngan yüzünü buruşturmuştu Kerem. Kendini bu kadar açmışken, Meri'nin utangaç hali hem çok hoşuna gidiyordu hemde artık karşılık bulmak istiyordu.

"Kerem, benim için bu durum çok hızlı gelişiyor, kızma lütfen, zaten şimdi biri görecek..."

"Tamam güzel kaçağım benim... Sen yine kaçamak oyna bakalım. Ben seni konuşturmasını bilirim." Son bir hamle ile avuçlarındaki ellerine uzun bir öpücük kondurmuş, uzun uzun kokusunu içine çekmişti Kerem.

Meri usulca el sallayıp arkasından hayranlıkla onu izleyen Kerem'in bakışları arasında arka girişten eve girdi sonra da sessizce, kimseye görünmeden odasına geçti. Heyecanlıydı, mutluydu ve Zahide'nin söylediğinin aksine ona tüm kalbi ile güveniyordu.

Kerem de rahatlamıştı, aklındaki tek sorun dışında, avukat sorunu dışında, artık o da kendinden emindi. Biraz oyalandıktan sonra da herkesi büyük ihtimalle bulacağı avlu tarafından eve doğru geçti.

Selda, Sevinç ve Mehmet bahçede tahmin ettiği gibi ellerinde çayları, gece sohbetindelerdi. Kerem'in avluya keyifle girişiyle de hepsinin bakışları imalı bir şekilde değişmişti. O anda sadece bakışları ile konuşuyorlardı. Meraklarını daha da arttırmak için Kerem tatlı tatlı gülümsemekten başka bir şey yapmadan, rahat hareketlerle karşılarına geçip oturdu. Suratına merakla bakan iki kız kardeşine inat onları daha da meraklandırmak için masadaki kuruyemişlerden atıştırıyor, sadece gülümsüyordu ama dakikalar sonra Sevinç artık tutamadı kendini. Kaçınılmaz konuşmayı yapmak için daha fazla beklemeye gerek yoktu.

"Kerem, bize bir açıklama yapacak mısın artık?" Sesi rahatsız edici şekilde iğneleyiciydi, beklediğinin aksine biraz da gergindi ama Kerem bu halini görmezden gelmeyi tercih etti.

"Ablacım, açıklama derken fazla ciddi kaçtı bence..."

"Bence gayet ciddi ve nahoş bir durum ama sen farkında değilsin kardeşim..."

Ortamdaki buz gibi hava, gergin bakışlar devamını getiremeyen meraklı aile üyelerinin daha da sessizleşmesine sebep olurken, Kerem ablasının bu tavrını yine görmezden gelerek devam etti. Sakin ve keyifli görünmeye çalışıyordu.

MeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin