Derisi bacaklarına yapışmış rahatsız koltuklarda, havasız odada yan yanalardı. Yaşanmışlıkların izlerini taşıyan, yorgun bir gülümseme vardı Güzel'in yüzünde. Konuşmaya başladı.
"Meri, ben Türkiye'ye geleli iki yıl oldu. Kuzenimle geldim, annemin borcu için para gerekiyordu, okulu bıraktım. Bir seneden fazla kalmam dönerim diyordum ama olmadı. Aslında doktor olacaktım, yani gelmeseydim. Ama şimdi... Neyse. İlk geldiğimde hiç Türkçe bilmiyorum diye ucuza temizlik yaptım bir sürü yerde, bir ev vardı karşıda, kuzenimle orada kalıyorduk. Zordu. Sonra biraz Türkçe öğrenince bıraktım o işi, hasta bir teyzeye baktım. Rahattım teyze çok kibardı, kimse de karışmıyordu ama teyze üç ay içinde öldü. Sonra yine bir kaç eve hasta bakmaya gittim ama zordu hepsi. Hele birinde bir dede vardı sorma!"
"Bu şirketten mi buldun bu işleri?" tüm dikkati ile dinliyordu Meri, kızın yüzüne hüzün çökmüştü anlattıkları ile... Kendisi içinse hasta bakmanın uygun olamayacağını düşünüyordu bir yandan. Hayatı boyunca anneannesi dışında yaşlı kimse ile fazla vakit geçirmemişti zaten.
"Hayır ilk zamanlar buradan değil. Tanıdıklardan filan. Sonra şirketlere telefon bıraktım, bir kaç işte öyle buldum ama sürekli iş değiştirmek çok zor. Sabret iyi bir işe gir, iyi maaş veren iyi birilerini bekle."
"Benim çok vaktim yok ama... Hemen bir iş bulmam lazım."
"Şansın varsa hemen çıkar birşeyler merak etme, hiç belli olmuyor ki. Bir bakıyorsun ertesi gün iş buluyorsun, bir bakıyorsun aylarca beklemişsin, sürünüyorsun."
"Benim hemen bulmam lazım..."
"Sen Türkçe biliyorsun belli, mesleğin ne?"
"Ben bale öğretmeniyim, Türkçe de biliyorum..."
"O zaman sen çocuk bakıcılığından başla, hem orada daha çok iş var, ama bebek isteme zor... Birde yenisin ama en az yedi yüz dolar iste. Burada maaşı en çok dolarla veriyorlar. Bir de izin parası iste, izin gününde her hafta sonu alırsın."
Kızın söyledikleri kafasına yatmaya başlamıştı ama izin filan istemiyordu fazla para da istemiyordu Meri, tek istediği güvenli bir yerdi. Çocuk bakabilir onlara bale ve piyano öğretebilirdi. İyi İngilizcesi ve Rusçası vardı. Kafası biraz karışıktı ama bir şeyler şekillenmeye başlamıştı. Karşısındaki kıza usulca sarıldı. "Teşekkür ederim..." dedi. İyi insanlar vardı, umudunu kaybetmeyecekti. Arkasından takip etti kızı, dediklerini bir bir yapıyordu. Dediği gibi Ferda Hanım'da ona aynı soruları sordu, ne iş yapabileceğini yemek, temizlik gibi konularda ne bildiğini, resmini de çekip bir cv oluşturdu. Haber vereceklerdi.
Sonra yine Güzel'den yakın olduğunu öğrendiği diğer şirkete de gitti Meri, kızın telefonunu alıp vedalaşmıştı. Onun yaptığı görüşme olumlu geçmiş bir aile ile çıkmıştı. Benzer şekilde sorular soran bu diğer şirket ilk gittiği yere göre daha lüks ve bakımlıydı. Ortada bekleşen çeşit çeşit kadınlar yoktu, sakindi. Kendisi ile görüşen yaşlı babacan adam, iyice incelemiş çok soru sormuştu Meri'ye. Acemi olduğunu belli etmemeye çalışsa da, karşısındaki insanların durumunu anladıklarından emindi. Tüm kalbiyle iyi bir iş bulmak için dua ederek oradan da saatler sonra çıktı. Artık beklemekten başka bir seçeneği yoktu.
Neredeyse iki hafta boyunca da bu iki şirketten haber bekledi Meri, ilk gittiği yer telefonla bir kaç iş çıkarmıştı ama ona göre değildi hiçbiri. Elindeki kısıtlı parasını bitirmek istemiyordu ama Güzel'in de dediği gibi herhangi bir işe de girmek zordu. Değişik değişik insanlarla görüşmüştü. Sonra ilk gittiği şirketten fena sayılmayacak bir teklif geldi.
Şehir merkezinde çalışan bankacı bir ailenin ikiz çocuklarına bakıcı ve eve yardımcı arıyorlardı. Hemen hazırlandı, ilk defa bir heyecan vardı içinde. Ofise gittiğinde ise kendisi gibi altı kişinin daha aynı aile için görüşme sırası beklediğini gördü. Aslında bu iyi değildi ama sabırla sırasını bekledi ve nihayet ilk işine kabul edildi. Diğerleri ile ne görüşüldüğünü bilmiyordu ama seçilmek ilginç şekilde gururunu okşamıştı. Aile sempatik iyi insanlara benziyordu, vakit kaybetmeden başlamak istiyorlardı ki bu Meri için de iyiydi. Otelden çıkış işlemlerini tamamlayıp genç çiftle beraber evlerine doğru yola koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meri
General FictionBir kadının hayatta kalma hikayesi... Gerçek insanlardan ve hayatlardan ilham alınarak kurgulanmış, duygu yüklü, umut dolu, aşk kokan bir hikaye... Elif Meri ve Kerem'in hikayesi... ***Dünya'nın birçok yerinde bazı kadınlar ortak bir kaderi yaşıyor...