ÇAKO

Ж

Koçerler eve vardıklarında Çako iyi geceler dileyip odasına çıktı. Peşinden Çetin de hızlı adımlarla ona yetişmeye çalıştı fakat Çako kapısını kapatıp kilitledi. Kravatını söküp attı ve fotoğrafı eline alıp bakmaya başladı. Aklı başından gitse de bu güzelliğe, Asu'nun yaşadıkları daha ağır bastı. Bu fotoğraf onun için daha başka şeyler uyandırdı kalbinde. Bu narin güzelliğe sahip bir adamdı. Onu tanıma fırsatı, ona dokunma fırsatı bulduğu için oşanslı hissediyordu. Fotoğrafı katlayıp, çekmecesinin altındaki özel kapaklı bölmeye koydu. Tekin bu fotoğrafı isteyecekti elbet. O okulda bu fotoğrafın onlarcası yayılmıştı. Onu düşünerek uykuya daldı Çako. O okulda yaşanılanlarla ilgili daha çok şey öğrenmek istiyordu. Asu nelere katlanmak zorunda kalmıştı tek tek öğrenmeyi kafaya koymuştu.

Asu da yatağında Çako'nun o güzel gülümsemesini düşünerek uykuya daldı..

Hafta başı gelmişti. Asu arabadan inip sınıfa çıktı. Çako henüz gelmemişti. Sınıfta iki üç kişi vardı. Çako'nun yanına oturmak istedi. İçinden nasıl geldiyse öyle davrandı. Ömer günaydın dedi ve gülümsedi. Asu da aynı şekilde karşılık verdi. Camdan dışarıyı seyretti biraz. Gelen giden yoktu. Alçısı hala çıkmamıştı. Kalemi alıp biraz olsun alçının altını kaşımaya çalıştı. Çako sınıfa girdi. Gülümseyerek geldi. Asu'yu kendi sırasında görünce iyice sırıtıp eğildi ve kızın başını öpüp oturdu.

"Günaydın kızıl bombam.." dedi.

"Günaydın.." dedi Asu utanarak. Çako Asu'nun kalemle kolunu kaşımaya çalıştığını görmüştü.

"Ne zaman çıkacak bu ?" Dedi Asu'nun kalemlerinden birini açarken.

"Bu hafta sonu kontrole gideceğim" dedi Asu onu izleyerek.

Çako eğilip kızın alçısına bir şeyler karalamaya başladı.

"Aşkla dolandın kalbime.." yazıp kalemin kapağını kapattı. Asu Çako'nun ela gözlerine bakakaldı. Ece günaydın diyerek yine ön sıraya oturdu. Asu'nun arka sırada olmasına pek şaşırmadı. Sorma gereği de duymadı.

İlk ders bittiğinde Çako ayağa kalkıp Asu'nun elinden tutup kaldırdı.

"Nereye ?"

"Bahçeye çıkalım ?" dedi Çako kıza bakarak.

Asu kafa salladı fakat elini çekti.

"Kusura bakma, her şey için çok erken.." dedi çekinerek.

Çako kıza gülümsedi,

"Sen nasıl istiyorsan öyle olsun.." dedi. Asu'yu zorlamak istemiyordu hiçbir şey için.

Bahçeye çıkıp banklardan birine oturdular.

"Sence birbirimizi iyi tanıyor muyuz?" dedi Çako konu açarak.

"Yani.. hakkımızda bir şeyler biliyoruz az çok.."

"Mesela ?" dedi Çako.

"Hassas noktaların var, onlardan birine deyinince gözün hiçbir şey görmüyor, sinirlisin. Aklına gelen bir şeyi söylemekten asla çekinmiyorsun. Uyuzsun ve gıcıksın" dedi yüzünü buruşturarak ve devam etti.

"Sanki hiçbir şeyden kormuyor gibisin. Ve.. Seninde herkesten gizlediğin karanlık bir tarafın var. Yani acıların var... Benim de öyle. Belki de birbirimizin yaralarını sarmak için karşılaşmışızdır" dedi.

Çako kızın şiir gibi konuşmasına dalıp gitmişti. Saatlerce konuşsa, usanmadan dinlerdi.

"Sen benim hakkımda ne biliyorsun ?" dedi Asu.

"Çok güzelsin be Asu.. Seni ilk gördüğümden beri vurgunum sana.."

Asu kıpkırmızı bir şekilde utanarak ellerine bakmaya başladı. Çako kızın çenesinden tutup yüzünü kendisine doğru kaldırdı.