Korhan Haznedar'ın ölümü medyaya yayılmaya başlamıştı.
"Ünlü iş adamı Korhan Haznedar hayatını kaybetti. 7 yıl önce Çakır Haznedar'ın ölümüyle sarsılan aile, bu haberle yıkıldı..."
Haber medya aracılığı ile de her yere yayılmıştı. Asuman'ın arkadaşları haberi alınca ona ulaşmaya çalışsalarda, Asuman'ın buna hiç hali yoktu.
Gazetelere "Acı Kaybımız" başlığı altında pek çok kişi tarafından ilan verilmişti.
"Korhan Haznedar hakkı rahmetine kavuşmuştur. Merhume'nin cenazesi, Perşembe günü Cihangir camiinde kılınacak ikindi namazına müteakıben Cihangir mezarlığına defnedilecektir."
Asu, siyah elbisesini giyip, dedesini son yolcuğuna uğurlamak için hazırlanmıştı. Ona yakışır bir biçimde.
Ev çok kalabalıktı. Mezarlıktan sonra gelecek misafirleri ağırlamak için hazırlık yapılıyor, etli pilav yapıp helva kavuruyorlardı.
Herkes arabalara doluşup, mezarlığa doğru yola çıkmıştı. Koçer ailesi, okul arkadaşlarıda Asuman'ı bu zor gününde yalnız bırakmadı. Haberi duyan Mete ve Eliz' de mezarlıktalardı.
"2 gündür tanıdığımız kız için, ilk defa bi cenazeye şahit oluyorum.." dedi Eliz.
"Uzatma.." dedi Mete.
Cenaze arabası gelmişti. Medya mezarlık girişine toplanmış fotoğraflar çekilmeye başlanmıştı. Asuman siyah güneş gözlüğünü takıp, Tekin'le beraber indi.
Mezar başına geldiğinde, tabutun aile mezarlığına, babası Çakır Haznedar'ın yanına gömülmesini göz yaşlarıyla izledi. Kemal, ardından Tekin toprak attı. Dualar okunuyordu. Asu güç almak istermişçesine Anna'ya tutunuyordu. Korhan'ın kadim dostları, sosyetenin bilindik isimleri de ordaydı.
Dua bitince herkes baş sağlığı dilemeye başlamıştı. Sude, Merve, Eylül, Yasemin, Ece bile gelmişti. Hepsine tek tek sarılıp teşekkür etti Asuman. Ömer, Çetin, Kuzey, Feyyaz, adını bilmediği diğer arkadaşlarıda tek tek sarıldılar . Müjgan geldi ardından. Ona sıkıca sarıldı.
"Başın sağolsun, Allah sabırlar versin.." dedi. Arslan, Giray ve Kartal da aynı şekilde dileklerini iletmiş, Tekin ve Kemal'le tokalaşmışlardı. İşte Çağatay oradaydı. Kızın perişanlığı onu paramparça etti.
Ona sıkıca sarılınca Asu'dan bir hıçkırık koptu. Onu bırakmıyordu. Çako'da öyle. Sarılma uzun sürünce, Anna onları uyardı. Arkada başsağlığı dilemek isteyen uzunca bir sıra vardı. Asu zar zor tokalaştı hepsiyle. Eliz ve Mete'yi gördü.
"Başın sağolsun.." dedi Eliz ona ve sıkıca sarıldı. Aynı şekilde Mete de Asuman'a sarılınca, uzaktan onları izleyen Çako, delirmek üzereydi.
"Sakın bir delilik yapma!" Diye uyardı onu Arslan ve devam etti,
"Ne yeri ne de zamanı..."
Çako sakinleşmeye çalışıyordu ama bu pek mümkün değildi. Ömer ve Kuzey'e çocuğu gösterdi. Mete sarılmasını bırakınca,
"Bir şeye ihtiyacın olursa sakın çekinme.." dedi. Gitmeden onu kafasından öpünce Asu'da şaşırmıştı. Uzaktaki kalabalıkta bi hararet koptu. Çako'yu Giray ve Ömer tutmaya çalışıyordu.
"Saçmlama lan! Bugün olmaz! Asuman'ın halini görmüyor musun.."
Çako'yu zar zor arabaya bindirmişlerdi. Herkes artık evlere dağılıyor ya da taziye evine gidiyordu.
Tekin Anna ve Asuman'ı arabasına alıp evin yolunu tuttu.
Koçer ailesi de taziye evine doğru yola çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKO
Chick-LitSevdiği çocuğun düşüncesizliğinden, birinin sohbet grubuna attığı saniyelik hatadan sonra şimdi kaosa dönen o fotoğraf, bir kızın hayatını kabusa çevirmeye yetecekti.. Çeşitli zorbalıklara daha fazla dayanamadı Asu... Tek kurtuluşu okulunu değiştir...