729 33 54
                                    

Çako, Korhan beyin masaya gelmesiyle kendini salondan dışarı atmıştı. Gergin ortamlar ona göre değildi. Ayrıca bir koruma olarak o masada oturması da doğru değildi. Asuman'ın o elbise içindeki zarifliği , onu bu gece büyülemişti. Üstelik isminide ilk kez söylemişti. Onun , ismini hitap eden sesi kulaklarında yankılandığında ister istemez gülümsedi. Salon kapısında dikilmeye devam ederken, içerideki büyük kalabalık artmaya devam ediyordu. Bir ara, kapıdaki görevlilere ilişti gözü. Korumalar ve valeler dikiliyordu. Dışarıya attı kendini bir kaçamak yapıp. Sanki nefes almak istiyor gibiydi Anahtarı teslim alan vale , ona yaklaştı.

"Arabanızı mı istiyorsunuz ?" dedi.

"Hayır. Hava almaya çıktım."  dedi. Vale gülümseyerek kafa salladı ve uzaklaştı. Kısa bir süre sonra, dönen camlı kapıdan içeriye göz gezdirdi Çako. Asuman, salon kapısında durmuş etrafına bakınıyordu.

"Beni arıyor olmalı.." deyip içeriye yeltendiği sırada Asuman asansöre çoktan binmişti. Çako koşsada yetişemedi. Asansörün, duracağı katı bekledi.

"Ne yapıyor bu ?!" diye söylendi diğer asansörü çağırırken. Kısa bir süre sonra gelen asansörden iki bayan indi ve Çako nihayet teras katını tuşladı.  Kızı deli gibi kontrol etmek istiyordu. Sabırsızca açılan asansör kapısından çıkıp hole göz gezdirdi. Genişçe bir kapıdan içeri girdi hızlı adımlarla. Bu geniş kapı, çok büyük bir odaya açılıyordu. Etrafa göz gezdirip tam çıkacakken, büyük camekandan perdenin uçuştuğunu gördü. O an aklına gelen tek şey, Asu'nun intihar amaçlı bu katı seçmesiydi.. Bu olayı kaldıramazdı.. Bunu düşünmek bile onu dehşete düşürdü. Perdeyi hafifçe araladı...


... ''Şimdi kurtuluşum yok, her şeyin bittiği yerdeyim..'' diye düşündü. Gözünden bir damla yaş aktı. Karşısında sırıtan çocuğun gözünü, intikam bürümüştü adeta. Asuman, ilk kez umudunun tükendiğini hissetmişti..

"Seninle yarım kalan bir işimiz var küçük hanım..."

Gökhan kızı biraz daha ittirip, terastaki büyük , demir havalandırma kutusuna dayadı. Asuman buz kesmişti. Bacağında hissettiği elle bütün nefreti içinde çağladı adeta...

Gökhan'ın boynuna arkadan bir kol dolandı.

"Seni öldürmemem için tek bir sebep söyle" bu ses.. Asuman ne olduğunu anlayamamıştı. Gökhan'ın  eli gevşedi istemsizce ve Asuman onun. dokunuşlarından kurtuldu. Çako resmen onu koluna kıstırmış boğuyordu. Gökhan kızarmış bir şekilde o koldan kurtulmaya çalıştı.

"Seni öldürmemem için tek bir sebep ?" diye tekrarladı Çako. Asuman o şokla bir iki adım sendeledi.

"Sende kimsin?!" Gökhan zar zor konuşmuştu kısık sesiyle.

"Demek sebep yok" diyerek boynunu daha fazla sıkmaya başladı. Asu, karşısında nefessiz kalan çocuğu izliyordu. Öylece baktı onun nefessizlikten yaşarmış gözlerine. Nefretle onun acı çekmesini izleyebilirdi fakat ölmesini asla..

"Dur." dedi zar zor Asuman. O an Çako, uyguladığı gücü bıraktı.

Gökhan deli gibi öksürmeye başladı. Çako onu itip yere düşmesini sağladı. Çevirip sırt üstü yatırdı ve tekrar boğazlamaya başladı. O kadar sinirliydi ki, aklından tek geçen onu öldürmekti. Fakat yanındaki kızın varlığından haberdardı. Her ne kadar bunu yapmayı deli gibi istesede yapamazdı. Onu deli gibi yumruklamaya başladı. Kendini kaybetmişcesine.. Öfkesini çıkarırcasına.

"Dur lütfen.." dedi. Çako bir an nefes alıp kıza baktı. Ağlıyordu. Kendine gelip yumrukladığı çocuğa baktı. Nefes nefese ayaklanıp elini salladı acıyla.. Ne yaptığına dönüp baktı tekrardan. Gökhan yerde kıvranıyordu. Kızı belinden tutup içeri soktu. Asu tir tir titriyordu. Soğuktan mı ? Korkudan mı ? Çako telefona sarılıp kısa süre konuştu ve kıza yanaştı. Bu narin kızı sarmalamak, kendi dünyasının içine, kalbinin tam orta yerine çekmek istiyordu. Dışarıdan gelebilecek bütün kötülüklere karşı, onu, kendi yarattığı küçük fonusta korumak istiyordu adeta. Yoksa aşık mı oluyordu ? Aklındaki milyonlarca düşünceden sıyrılıp,

ÇAKOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin