912 45 9
                                    

/Tekin/





Ertesi gün sabahın sekizinde kahvaltıya inmek için odasından çıktı Asuman. Genelde bu saatte kahvaltı ederlerdi fakat okula gitmiyorken kahvaltıyı umursamaz uyumaya devam ederdi. Fakat gece pek uyuyamamıştı... Kapıda dikilen çocukla karşılaşınca umursamadan yanından geçip merdivenlerden inmeye başladı. Gerçektende kırılmıştı. Çako bir şey demeden onu takip edip aşağı indi. Asuman sandalyesini çekip masaya oturduğunda ,

"Günaydın" dedi dedesi.

"Günaydın"

"Erkencisin, okul tatil sanıyordum."

"Tatil zaten, bugün birkaç işim var"

"Günaydın" dedi Tekin arkadan gelerek ve oda masaya oturdu.

"Ne işi ?"

" Dışarıdan birkaç şey almam gerekecek"

"Geç mi gelirsin ?" dedi Korhan.

"Bilmiyorum, merak etme , Tekin peşime bi kuyruk bulmuş.." dedi gözlerini devirerek. Amacı , salon dışında dikilen çocuğu sinir etmekti. Sanki dünün acısını çıkartmak istiyor gibiydi. Korhan kahkaha ile karışık konuşmaya başladı,

"Kuyruk mu ?" Tekine'e döndü.

"Yeni korumadan bahsediyor baba.." dedi Tekin açıklama getirerek.

Çako konuşulanları duyuyordu.  "Kuyruk mu ? Canına susadı bu kırmızı kafa" diye söylendi.

"Ben bu akşam Ankara'ya uçacağım 2 gün yokum, ev sana emanet" dedi Korhan Tekin'e dönerek.

"Cesur seninle mi birlikte ?"

"Evet oda gelecek, birde Mithat" dedi çayını yudumlarken. Bir süre sonra,

"Ben doydum size afiyet olsun" diyerek ayaklandı Asuman. Yine masada iş konuşulmaya başlanmıştı. Odasına çıktığında arkasına dönüp Çako'ya dikkatle baktı.

"Bir şey mi oldu ?" dedi Çako ciddiyetle.

"Öğleden sonra dışarıda işim var" diyerek odasına girdi ve kapıyı yine sert bir şekilde çocuğun suratına çarptı. Çako , onun bu hareketi kasıtlı yaptığını biliyordu. Her hareketiyle bu kırmızı kafa sinirine dokunmaya başlamıştı bile.

"Seni şımarık kızılötesi " dedi ve bu benzetmeye kendiside istemsizce gülümsedi.

Öğleden  sonra Asuman montunu giyip odadan çıktı ve merdivenlerden inmeye başladı. Çako'da ardından hızlanıp evin kapısına gelip , kıza kapıyı açtı. Arabayı getirdiğinde diğer korumada atıldı.

"Senin gelmene gerek yok, işimiz kısa sürecek" dedi.

"Ama efendim bana ne denildiyse..-"

"Ahmet, lütfen gerek yok dedim"

"Olmaz efendim gelmem gerekiyor "

"Sorun değil Ahmet, ben hallederim" dedi Çako lafa atlayarak.

"Tekin bey duyarsa.."

"Duymayacak" diye devam etti Asuman ve arabaya bindi. Çako dolanıp şoför koltuğuna oturup kemerini taktı ve dikiz aynasından Asuman'a bakarak,

"Nereye ?"

" Healing Hospital" dedi. Bacağında iki dikişi mevcuttu ve artık aldırması gerekiyordu.
Kısa bir süre sonra hastaneye gelip içeri girdiler.

Hemşire Asuman'ı direkt olarak odaya alıp,

ÇAKOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin