otuz ikinci bölüm | düğün2

693 38 6
                                    

"Eşek herife bak, nasıl da gülüyor." Karaca'nın dediğiyle kıkırdadım. Hepimiz onlara mutlulukla bakıyorduk. Oğlunu evlendiren anneler gibi hissediyordum.

"Evet!" Düşen gözyaşım bu sefer mutluluktandı. Serçe parmağımın ucuyla silerken kahkahayla alkışladım. Tek isteğim mutlu olmasıydı, kiminle oluyorsa olsun; yeter ki mutlu olsundu.

Celasun, Yasmin'in duvağını açıp alnından öpmeden önce Çukur'un çocukları ayağa kalkıp oo'lamaya başlamışlardı. İçimden bir kez daha keşke erkek olsaydım diye düşündüm.

Alkışı bırakıp sadece onları izlerken Akın elimi tuttu. Ona bakıp gülümsedim. Uzun zaman sonra gerçekten mutluydum, mutlu olmuştum.

〰️〰️〰️〰️

"Lan Meke! Al onu gel, gel!" Ceketine sakladığı şişeyle gelirken arka masadakiler gülerken kıkırdadım.

"İnsan haber verir lan Meke.." Akın yanımda söylenirken önümdeki meşrubattan bir yudum aldım.

"Ne bu?"

"Abi şey ya, tadımlık olsu-"

"Pek tadımlık gibi içmemişsin ama.. Meke sana bir şey söyleyeceğim. Sonunda birinin aklına gelmiş." Yamaç abi eliyle yanağını iterken Meke eğilip kafasından öptü.

"Oğlum yavaş lan!" dedi Akın ve yavaşça Meke'nin bacağına vurdu.

"Bir şey diyeceğim. Bundan daha var mı?"

"Yok abi, biz de daha var."

"Sizde çok mu? O zaman siz bir ikileyin bu bizde kalıyor, hadi yallah. Getir yeğen bardaklarını, annem gelmeden hadi çabuk."

Onlar bardaklarını doldururken sadece gülmekle yetindim.

"Gülüm veriyorum sana biraz?"

"Koy hadi azıcık koy." Nolur bana da sorun, lütfen.

"Abim sen içecek misin?"

"Olur abi." diye söylerken Akın gülüp kulağıma eğildi. Bir şey söyleyecekken birbirimizin kulağına eğilip söylüyorduk.

"Viskinin değil de votkanın hastasıyız diyorsun yani yavrum."

"E tabi." Kadehlerimizi tokuşturduk.

"Afiyet olsun."

Saadet abla birden kafaya dikince hepimiz şaşkınlıkla ona baktık. İstemsizce ağzım açık kaldı.

"Ablam bu kadar hızlı içme." Saadet ablanın tepkisinin üstüne güldüm.

"Ver ver Yamaç'ım, sen bir tane daha ver."

"İşte Vartoli Saadettin'in Sadiş'i."dedim bir kez daha Salih abi'yi taklit ederek. Herkes kahkaha atarken kadehimin yarısını bitirdim. Bir daha Salih abini özlediğini söylersen seni boğacağım.

"Gülüm, noldu? İyi misin?" Damla abla peçeteyle ağzını kapatarak yerinden kalkıp lavaboya koşuşturdu. Kucağımda duran çantayı Akın'ın kucağına bıraktım ve yerimden kalktım.

"Çok mu koydum ki ya ben.."

"Dur abi sen otur, ben gidip bakayım." Hızlı yürüyeceğim için elbisemi hafifçe elimle tuttum. Ayağımda uzun zamandır giymediğim topuklu ayakkabılar hızlı yürümeme engel oluyordu.

"Abla, iyi misin?" dedim ve kapıyı tıklattım. Sifona basma sesi gelince bekledim. Cevap vermek yerine tuvaletten çıktı.

"Gel abla bir yüzüne su çarpalım istersen."

doomsday | akın koçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin