yirmi ikinci bölüm | amcam

869 48 4
                                    

Bas bas bağıran zil sesim, kulaklarımı kanatırcasına bağırırken elimi telefona attım.

'Yamaç abi'

Telefonda yazan yazıyı görünce hemen dikleşip telefonu açtım.

"Efendim abi," Sesimin uykulu çıkmasına engel olamamıştım. Ne yapayım, Akın uyu demişti..

"Araba kullanmasını biliyor musun sen?" Bu soruyla kafamın üstünde ampul yanmış gibi olmuştu. Niye sürekli birileri beni bırakıyordu? Benim ehliyetim zaten vardı.

Ha doğru, arabaya ihtiyacım olmayacağını düşünüp Fatih Ceylan'ın bütün arabalarını Koçovalı'lara vermiştim.

"Biliyorum abi, noldu? Geleyim mi?"

"Sakin kalacaksan, sözümün tek bir tanesinden çıkmayacaksan evet. Otele gel, geldiğinde bizi ara." Sevinçle yataktan çıktım. Tam telefonu kapatacakken tekrar seslendim.

"Yamaç abi,"

"Efendim Eylül."

"Gelirken silah alayım mı? Aldınız benim silahlarımı." Ofladı.

"Al kızım, al. Benim odam- Efsun nerede kalıyor?"

"Senin odanda Yamaç abi."

"Tamam, tamam o zaman. Kilerde deterjanların arkasında silah var bir tane, onu al gel. Yoldayız biz de, karşılaşırız muhtemelen."

Telefonu kapattıktan sonra çıkarttığım kıyafetleri tekrardan giydim. 2 saat falan uyuyabilmiştim. Ayılmak için çok ses çıkarmadan lavaboya girdim ve yüzümü yıkadım. Nefesimin tıkanmasıyla hızlıca odaya gittim. Çantamın içinden ilacımı çıkardım ve iki kez sıktım.

Sakin ol Eylül, sakin ol.

Her şey bitecek. Az kaldı.

Savaş bitecek, kazanan siz olacaksınız.

Kazanan sen olacaksın. Kazanan Akın olacak.

Kazanan Çukur olacak.

〰️〰️〰️〰️

Kapının açılma sesini duydum. Arkasından Akın'ın Cengiz diye seslenişini. Otuz saniye sonra kapıyı açtım.

"Cengiz."

"Hayır, hayır.." Bi' otuz saniye sonra Cumali abi yanımdaki kapıyı, sonra da diğer bir yandaki kapıyı Yamaç abi açtı. Planlarına beni dâhil etmezlerse haksızlık olacağını düşünüp, rahat duracağıma yemin ettirmişlerdi. Daha doğrusu Yamaç abi ve Cumali abi. Akın hâlâ konuşmamaya yemin etmiş gibiydi.

Cengiz dizlerinin üstüne çökerek 'yeter' diye bağırmaya başladı. Gülerek onu izlemeye devam ettim.

Cengiz'i depo gibi bir yere Cumali abi ve Akın sürüklerken Yamaç abi en önden yürüyordu. Ben en arkadan. Ölecekti, çok şükür ki kurtulacaktık ondan.

Cengiz'i odaya götürüp koltuğa bağladılar. Eline serumu benim takmamı istediklerinde kafa sallayarak onayladım. İlk seferde beceremesem de ikincisinde yapabilmiştim. Hemşire değildim sonuçta.

Arka tarafa girdiğimde Yamaç abi Cengiz'i çoktan uyandırmıştı. Can kulağıyla dinlemeye başladım. Planlarından tam olarak hâlâ haberim yoktu.

"Sen bize seçim hakkı vermedin. Aykut mesela, çorbanın içinde zehir olduğunu bilseydi içmezdi. Ama bilmiyordu. Sen şimdi biliyorsun. Nasıl? Tanıdık geldi mi? Kokusunu al diye şurada bir delik açtırdım kızına, geliyor di'mi hafif bir acı badem kokusu?"

doomsday | akın koçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin