birinci bölüm | vicdan

2.7K 94 23
                                    

"Sağolun teşekkürler."

Celasun, kolumdan sıkıca tutarak arabaya bindirdi. Yürüyebileceğimi bin kez söylemişken Cumali abiden emir aldıkları için böyle yapmak zorundalardı.

"Seni nereye götürelim? Gönül teyze se-"

"Aman Meke, gerek yok. Siz normal beni her zamanki yere bırakıverin."

Eve gidene kadar kimsenin ağzını bıçak açmamıştı. Meke inmeme yardım ederken Celasun çantamı taşıyordu. O kadar abartılacak bir durum yok desem de hala korkudan ölecek gibiydim.

Girdiğim iş bile boyumu çok aşıyordu.

Koltuğa yavaşça oturduğumda yaram biraz daha sızladı. İstemsizce dişlerimi sıktım. Meke uzanmama yardım ederken ona teşekkür ettim. Yaramdan dolayı uzanmam gerektiğini söylemişti doktor.

"Birazdan Selim abi gelecek, seninle konuşacakmış." Benimle birinin konuşacak olması, konuşacak kişinin Koçovalılardan biri olması beni iyice germişti.

"Ne konuşacakmış?"

"Ya Eylül Allah aşkına, ne konuşacağını bilmiyormuş gibi sorma."

"Abi tamam sakin.. Kötü bir niyeti yoktu sonuçta." dedi Meke. Nefesimi sıkıntıyla verdim. Cevap vermeme gerek kalmadan zil çaldı.

Kapıdan giren Selim abi ve Akın'dı.

Akın'ın gelmesi nedense beni şaşırmıştı.

Oturur duruma gelmeye çalıştım. Selim abi eliyle durmamı söyledi. Meke hızlıca Selim abiye sandalye çekti. Akın oturmayı tercih etmemişti.

"Hoşgeldin Selim abi, böyle karşılamak istemezdim ama.."

"Hiç önemi yok Eylül, başka sefere. Sen bana şu işi bi anlat önce." Yaşadığım anlar aklıma gelince sertçe yutkundum.

"Babam en son bu şey için gitmemi söylemişti. Haberin vardır." Selim abi kafasını sallayarak devam etmemi belli ederken Akın lafa girdi.

"Şey dediğin ne?"

"Sakladıkları silahların yerini öğrenmek. Bizden çaldıkları silahların yerini öğrenmek." Nefesimi zorla verip devam ettim.

"Her şey yolunda gibi görünüyordu, evine kadar girdim. Odasında bir şey bulabilirim diye düşünmüştüm. Karıştırdım ama tam olarak adresi bulamadım. Tek ögrendiğim şey bir fabrikanın deposunda sakladığıydı. Transfer edeceklerdi, ama nereden nereye gerçekten bilmiyorum Selim abi. O kadarını öğrenemedim."

Selim abi ağzını açamadan Akın konuştu.

"Seni nasıl bıçakladı? Yani nasıl anladı?"

Selim abi, oğluna sinirle dönüp baksa da Akın ciddiyetini hiç bozmadı.

"Odasından çıkarken korumalarından biri beni gördü. Arık'ın benden bi şey istediğini söylemiştim ama inanmamış olmalı ki beni ona şikayet ettiler. Arık beni bırakırken kendince son hamlesi buydu işte."

"Kızım neden söylemedin bize, çocuklara haber verseydin seni onlar alsaydı.. Böyle riskli işler yapmanın ne anlamı var?"

"Bir işi de kendim becerebilmek istedim Selim abi, babam hep bundan şikayetçiydi. Yapabileceğimi düşündüm ama yine yapamadım."

Selim abi kafa salladıktan sonra Akın'ı alıp mutfağa gittiler. O sırada Meke'ye Yamaç abiden telefon geldi ve hızlıca evden çıktı.

"Akın, bir iki günlüğüne burada durmanı istiyorum."

doomsday | akın koçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin