Bölüm şarkısı Protectt me from what i want. Aslında yayımlamicaktım Pazar günü yayınlicaktım ama okunma sayısının çokluğu ve Güçler Okulu tarihinde en çok beğeni ve yorum alan bölüm olmasının hatrına bugün yayınlıyorum.
BÖLÜM SONUNA BAKMAYIN SIRASIYLA OKUYUN!
"Öncelikle Koray'ın bedenini morgdan almalıyız, daha sonra Koray'ı çağıracağız. Zaten Koray'la irtibata geçtiğimde bedeninin yanımda-"
Hemen sözünü kesip "Yanımda?" diye bağırdım.
Yaren sabır diler bir şekilde nefes alıp "Tamam. Senin yanında olduğunu söyleyince ruhu hemen gelecektir. " dedi.
Hemen müdüre dönüp "O zaman orası basit, hemen karakola gidelim. " dedim.
Mert "Peki, arabaya dökülün. " deyince herkes mızmızlanmaya başladı.
"Isteyen arabaya binsin, isteyen benle gelsin. " dedim. İkiye ayrıldık ve benimle beraber gelenlerle, hava elementi yardımıyla uçarak karakola gittik. Hemen görevlinin yanına gittim.
"Merhaba, ben Melis Doğan. Koray Güney'in bedenini almak için geldik. " diye açıklamada bulundum.
"Üzgünüm ama Koray Güney burada değil. "
Şaşkınlıkla birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. "Nasıl yok?"
"Herhangi bir yiyecekten zehirlenme olasılığından dolayı hastahane morguna nakledildi."
"Ne..? Siz bana sormadan bunu nasıl yaparsınız?!" diye bağırdım.
Adam kollarını bağlayıp bana gözlerini kıstı ve "Pardon ama, hanımefendi siz şahsın nesi oluyorsunuz?" diye sordu.
"Nişanlısıyım! Onun en yakınıyım! Sormadan söyleyeyim; hayır, ailesi yok. Şimdi bana hangi hastahaneye naklettiğinizi söyler misiniz?"
Adam pes dercesine derin bir nefes aldı. "Özel Düzce Hastahanesi'nde. "
Hemen hastahaneye gittik. Kapıdaki görevliye "Morgdan kim sorumlu?" diye sordum.
Kadın "Şu arkanızdaki beyefendi." diye cevap verdi.
Hemen arkamı döndüğümde beyaz önlük giymiş, doktor olduğunu tahmin ettiğim bir adam gördüm.
Bana "Buyrun, sorun neydi?" dediğinde hemen "Koray Güney'in cesedini almaya geldik. " dedim.
Adam kaşlarını çatıp "Bunu izniniz olduğunu sanmıyorum. " dedi.
"Evet, var. Ben onun nişanlısıyım, cenaze işlemleri için cesedi almaya geldim. "
Adam alayla güldü ve "Ergence yapılan bir nişanın kanunlarda yeri yoktur. Test sonuçları çıkana kadar Koray Güney burada kalacak. "
Yaren bana eğilip "Melis, o kadar vaktimiz yok, her an öteki tarafı seçebilir. Hatta tam ortada kalması bile büyük bir şans!" dediğinde adama döndüm ve "Bakın Bay..." dedim. Bana "Ekrem. " dşyerek adını belirtinde "Bakın Ekrem Bey, " diye konuşmamı devam ettirdim.
"Ben Koray'ın cenaze işlemleri için buradayım. Ve-o zehirlenmedi bunu biliyorum. "
"Siz bir çok olay yaşanmamış mıydınız? Karakolda söylediler, kaçırılmışsınız, sizi öldürmeye çalışanlar olmuş... Zehirlenmediği ne malum?"
Tam bir şey söyleyecekken biri kolumdan tutup beni çekiştirdi. O kişi her kimse doktora dönüp "Kusura bakma Ekrem Amca. " dedi.
Adam "Şeyma, arkadaşların mı?" deyince şaşkınlıkla başımı çevirdim. Evet! Saçları kızıl ama boya olan Şeyma. Eski düşmanım yeni dostum Şeyma. Taylor Swift Çakması Şeyma.
Şeyma "Evet. Neyse hoşçakal. " diyerek beni çekiştirmeye devam etti. Bir köşeye çekip beni duvara sertçe vurdu.
"Şeyma ne yapıyo-"
"Neler oluyor? Koray'ın öldüğünü hastahanedeki götü kalkık aptal doktorlardan mı öğrenecektim?"
"Bir dakika, neden hastahanedesin?"
"Annem burada çalışıyor, salak! Şimdi soruma cevap ver. "
"Bak, yaklaşık yedi saat falan oldu..." Gerçekten de artık hava kararmaya başlıyordu. "...ve Koray'ı geri döndürmenin yolunu biliyorum. Ama cesedini almamıza izin vermiyorlar."
"Nasıl yani?"
"Boşver! Bir yolunu buldum, o kadar! Bu arada diğerleri biliyor mu?"
"Hayır. Sadece ben biliyorum henüz diğer çocuklara söylemedim. "
"Peki..."
"Melis... Cesedi almanıza yardım edebilirim. "
"Nasıl?"
"Şey... Odanın yerini biliyorum. Ama hep kapı başında görevliler var. İki tane..."
Hemen bizim çocuklara döndüm. "Birileri dikkat dağıtmalı. Iki kişi dikkat dağıtsın, geri kalanlar benimle beraber Koray'ı alsın. "
Nisa "Ya daaaa... Sen güçlerini kullan. " deyince Berfin "Ama bir hafta güçleri elinden alınır. " diye itiraz etti. Sonra Yaren "Ve-Koray'ı geri getiremez. " diyerek sonucu söyledi.
Ilayda "Aslında Melis herkesi korkutsa..?" deyince Berke "O zaman da polisler gelir. " dedi.
Aytekin hemen "Ee, kaçar. " deyince Zeynep "Ama tehlikeye atamayız. " dedi.
Nisa "Peki, biz gücümüzü kullansak?" dedi.
Hemen "Olmaz! Siz daha sınava girmediniz. " diye atıldım. "Dediğim gibi bir plan yapalım. "
Müdür "Melis, bunu yapmanıza izin veremem. Yanlış yapıyorsunuz. " dedi.
O'na dönüp "Bu mu yanlış?" diye sordum. "Arkadaşımızı hayata döndüreceğiz. Allah aşkına, kaç tane böylesine güçlü bir arkadaşlık gördünüz?! Bir kere olsun bize karışmayın, bırakın biz yapalım. Zaten siz her şeyi mahvettiniz bundan sonrasına da karışmayın. Lütfen gidin buradan, karışmayın!" diye bağırdım.
Müdür bir an üzgün bir şekilde bana baktı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra "Peki, size güveniyorum. " dedi.
Hastahane kapısına doğru yürümeye başlayınca hemen bizim ekibe döndüm.
"Şeyma, peki planın ne?"
"Sanırım, hemşire ve doktorların giysilerinin olduğu odadan kıyafet alıp biz yeni çalışanları diyebiliriz. " dedi.
"Ama hepimiz gidersek dikkat çekeriz. "
"O zaman bir doktor ve bir hemşire alalım. "
Hemen bizim çocuklara döndüm. "Nisa hemşire ve Mert'de doktor olsun. Nisa çatlaklığıyla, Mert sinsiliğiyle bu işi halledebilir!" dedim.
Mert ellerini iki yanında kaldırıp ağzını da şaşkınlıktan açarak "Ben niye sinsi oldum?" deyince ofladım. Sonra Şeyma'ya dönüp "Şu giysi odasını göstersene. " dedim.
Hızlı adımlarla Şeyma'yı takip ettik ve bizi giysi odasına götürdü. Mert direk giysilerinin üstüne doktor önlüğünü geçirdi ama Nisa'nın hemşire kıyafeti tam bir takımdı. Nisa'nın giysilerini Şeyma'nın annesinin dolabına tıktıktan sonra Nisa'nın hemşire haline baktık. Zeynep hemen Nisa'nın saçını topuz yapıp "Hemşire gibi görün, genç gibi değil. " dedi.
Odadan çıktıktan sonra planımızı uygulamak için morg odasına doğru ilerledik. Biz koridorun sonunda duruyorduk.
Yaren "Kapıda iki görevli var. Önce Nisa gitsin sonra Mert gider. Dikkat çekmeyelim. " deyince Nisa ellerini iki yanında açıp "Ne diyeceğim adamlara?" diye sordu.
Berke "İşte, onu düşünmedik. " deyince hemen düşünmeye başladık.
Zeynep iki elini birbirine vurup "Bence git, sizin adınıza bir şikayet gelmiş sizi hasta hakları kısmına çağırıyorlar, de. " dedi.
Herkes, aferin Zeynep, dedikten sonra Nisa derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Başımızı koridor duvarından uzatıp Nisa'yı izlemeye başladık. Nisa morga doğru ilerlerken yanına bir kadın geldi. Yirmili yaşlarında falandı herhalde. Nisa'ya bir şey söyledikten sonra Nisa başını tamam anlamında sallayıp çaresiz suratıyla, kadınla beraber gitmeye başladı.
Ilayda "Ne yapıyor bu salak?" deyince ona katıldığımı belirten bir mırıltı çıkardım.
Berfin "Zeynep, Nisa ne düşünüyor?" diye sorunca Zeynep "Allah kahretsin! Kadından kan alacak!" diye bağırdı.
Hepimiz aynı anda, ne, diye bağırdık ve koridordaki herkes bize baktı. Hemen sesimi alçattım ve "Kızım neler oluyor, anlatsana?!" dedim.
"Ya, kadın Nisa'dan kan almasını istedi. Nisa kadına, başka bir hemşirenin yanına gidin, dedi. Kadın da, şu an bütün hemşireler çalışıyor, dedi. Nisa'da bir şey çakmasınlar diye tamam deyip kadının yanına gitti. "
"Ay delireceğim!" diye bağırıp elimi alnıma vurdum. "Tamam da, Nisa kan almayı geçtim kan görünce midesi bulanır ne yapacak?"
Şeyma "Ben anlatabilirim. Şu an hemşire odasına gidiyorlar, hava elementiyle benim anlattıklarımı Nisa'ya aktar. " deyince hemen hava elementini kullanmaya başladım. Koridorun sonuna, kuytu bir köşeye geçtik. Elimde küçük bir hava balonu yaptım.
Şeyma hava balonuna eğilip "Nisa, sana nasıl kan alacağını anlatacağım, Zeynep düşüncelerini okuyacak sen de düşünce yoluyla bizimle konuşacaksın. Şimdi beni iyi dinle! Önce lastiği al ve kadının dirsek içinin biraz üstüne, kas kısımlarına doğru lastiği bağla. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu 2
FantasíaArtık Lise 3'e gidiyoruz. Bi yaş daha büyüdük. Onca olay yaşadık. Ama eminimki bizim hayatımızda aksiyon biter artık sakin yaşicaz kuralları olmadığı için bir sürü macera yaşamaya devam edicez. Kesinlikle eminim bundan. Eski arkadaşlar başka okula g...