Wattpad-Güçler Okulu facebook sayfasında bu bölümle ilgili tanıtım videoları ve capsler var.
Son olarak pazartesi doğum günüm :D
Bölüm ithafları:
AytekinBayraktar1 ve pinarskrci
"Aytekin ver şunu!"
"Kendin al. "
Sesin geldiği yöne gidince koridorda Aytekin ve Pınar'ı gördüm.
Pınar-Aytekin ver şunu!
Aytekin-Gel al.
Melis-Noluyo, bağırışmalarınız taa diğer koridordan duyuluyo.
Pınar-Ataç zinciri yapmıştım Aytekin onu götüne soktu.
Aytekin-Götüme sokmadım arka cebime soktum.
Pınar-Aytekin ver şunu!
Aytekin-Gel al aşkım.
Aytekin, Pınar'a götünü gösterince ikimizde gülmeye başladık.
Pınar-Aytekin... Öküz ya!
Elini Aytekin'in arka cebine sokup zinciri aldı.
Aytekin-Götümü elliyolar, imdat!
Pınar-Bağırma salak!
Aytekin-Çok kötü hissediyorum şu an.
Pınar-Gerizekalı!
Melis-Hoca gelicek girsene sınıfa.
Pınar-Bu mal aldı ataçlarımı bi türlü giremedimki sınıfa.
Aytekin-Sus kız.
Pınar-Öküz!
Aytekin-Mal.
Pınar-Sikik!
Aytekin-Orospu!
Pınar-Piç!
(Hey Allah'ım bunlar okulda da böyle :D )
Melis-Hoca geliyo!
Aytekin ve Pınar koşarak sınıflarına gidince kendimle gurur duyarak sınıfa gittim.
Biz sınıfa girer girmez İclal Hoca'da sınıfa girdi. Hepimiz yerlerimize oturup kitapta kaldığımız yerleri açtık ve İclal Hoca hiç beklemeden derse başladı.
"Çocuklar bildiğiniz gibi gücümüzü kullanma kullanma konusunda sınırlar vardır. Örneğin hipnoz gücü olan biri izinsiz kimseye hipnoz yapamaz. "
İlayda ve Mert'e baktı. Ama oluyo mu, biz bunları zar zor birleştirdik (tamam biz yaptık denemez ama ufak tefek katkımız var en çok katkı Aytekin'de tabii ) hoca eski konuları açıyo.
"Ya da zihin okuma gücü olan biri izinsiz zihin okumamalı. "
Nisa ve İlayda, Zeynep'e bakıp çok haklısınız hocam diye bağırdılar.
Mert-Hocam diyelimki beden değiştirme gücü olan biri var, bu kişi izinsiz başkalarının kılığına giremez di mi?
"O da yasak. "
Mert-Bak! Duydun mu? diyerek Aytekin'e imalı imalı baktı.
Aytekin-Oğlum ben senin iyiliğini düşünüyorum sen napıyosun.
Mert-O nasıl iyilik? Az kalsın se-
Aytekin-Lan sus! Herkesin duymasına gerek yok.
Berke-Yine naptınız?
Aytekin-Yok bişey. Dersi dinleyin.
"Peki çocuklar, derse dönelim. Dediğim gibi güçlerimiz sınırlı ama sınırlı olasına rağmen bu güçlere sahibiz. "
Nisa-Allah vermiş, kimse laf edemez.
Hepimiz Nisa'nın bu esprisine göz belerterek cevap verdik.
"Ama bir güç var ki, o güce sahip olmak bile yasak. "
Tebeşiri eline alıp tahtaya "Diriltme" yazdı ve altını iki kere çizdi.
"Diriltme çok büyük öneme sahip bi güçtür. Bu güç sayesinde bi insan, bir dinazoru bile canlandırabilir. "
İlayda-Ama bedeni çürümüş olur. Yani vücudunda bi et ya da kan olmadan dirilebilir mi?
"Evet. "
Zeynep-Nasıl?"
İclal Hoca ellerini iki yanında açtı. "Sihir işte. "
İğrenç, diye geçirdim içimden.
"Dirilirken vücutlarına o et ve kan bi şekilde geri geliyo. Nasıl geri geldiğini bilmiyoruz, sadece güce sahip olan kişiler biliyo. "
Ha, eti ve kanı varsa o kadar da iğrenç diilmiş.
"Bu güç, sahip olan kişilerin elinden alınıyo. Çünkü dediğim gibi bu güç çok tehlikeli. 1981 Mia Beena adında bi kız insanları ve hayvanları diriltmeye başladı. Öldürülen kuduz hayvanlar tekrar dirilince topluma zarar vermeye başladı. Dahası Mia bu gücü kötülük için kullanıyodu. İnsan diriltme karşılığında para alıyodu. Kendisine saygı duymayanları cezalandırmak için kuduz hayvanlar diriltiyodu. Ya da öldürülen katiller... En sonunda bu gücün yasaklanmasına karar verildi ve bu güce sahip insanların elinden güçleri alındı. Şu an hala bu güç insanların elinden alınıyo. "
Nisa-Peki şu an bu güce sahip biri var mı?
"Evet. "
Koray-Kim?
"İsmini bilmiyorum ama siyah düz saçlı, ela gözlü bi kız. Güçler Okulu müdürleri birleşti ve o kızı arıyolar. "
Melis-Kızı gördünüz yani?
"Evet. Üç gün önce neredeyse yakalıyoduk ama maalesef kaçtı. "
Koray-Ama güçlerini vermek istememesi çok normal, bu güçler onu özel yapıyo. Sonuçta kendisini özel kılan, herkesten ayıran tek şeyin gitmesini istemiyo.
"Biliyorum ama hayatın dengesini bozuyor. "
Melis-Hocam ruh elementi de aynı şey değil mi?
"Sen bir yaşam enerjisini başka bi canlıya veriyosun. Ama diriltme gücü canlının ruhunu diriltiyo ve bedeni ne kadar çürürse çürüsün yenilenir.
Paydos zili çalınca İclal Hoca sınıftan çıktı. Biz de eşyalarımızı toplamaya başladık.
Mert-O nasıl güçmüş la öyle?
Aytekin-Düşünsene, full kemiksin ve üzerine kanlı kanlı et geliyo.
İlayda-Iyy! İğrenç.
Mert-Aytekin sevgilimin midesini bulandırma, kıyamam ben ona.
Aytekin-Aman sevgiliye bak! Daha dün kafana kar atmadı mı Mert, he İlayda?
Mert-O başka bu başka. Ben normalde kıyamam ona.
Aytekin-Ben kıyarım. Geber İlayda beni Melis ve Koray'la baş başa bıraktın.
O öyle diyince Koray ve ben çak yaptık.
İlayda-Napıyım, tikimle oynadılar.
Zeynep-En azından Mert İlayda'ya kar atmış, senin gibi sevgilisine orospu dememiş.
Bunu duymamız üzerine herkes, ovvv, diye bağırıp gülmeye başladı.
Aytekin-Lan hoca düşünce okumak yok demedi mi?!
Zeynep-Ay tamam yaa.
Koray-Otobüs kaçıcak sonra sinemaya yetişemicez, hadi.
#############################
Hepimiz sinemada uzun bi kuyruk olmuş, yan yana oturmuştuk. Pür dikkat filmi izliyoduk. Bi an Zeynep'in yüzü asıldı. Tem noldu diye soracakken ışıklar yandı ve molaya girdik.
Berke-Zeynep iyi misin sen?
Ne soruyon Berke yaa?! Ben sorcaktım! Mal?
Zeynep-Tarih dersi...
Hepimiz "Sihir Tarihi o bi kere" diye söylendik.
Zeynep-Anya kenya işte! Tarih dersindeki kız burda. Şu diriltme gücü olan. Düşüncelerini duydum.
Hemen etrafıma bakındım. Siyah, düz saçlı ve ela gözlü kız... Bu kız mavi gözlü. Bu kız kıvırcık. Bu bi erkek. Aa! İşte orda! Ama iki tane var.
Melis-Hangisi psikopat olan?
Zeynep-Bilmiyorum. Kafam çok karıştı.
Melis-Bence şu gotik olan.
Aytekin-Bu işi bana bırakın.
Elleriyle saçlarını ve giysilerini düzeltti.
Melis-Saçmalama, Behlül'lüğün sırası değil. Aytekin!
Aytekin gotik kıza doğru ilerledi. Kızla konuşmaya başladı. Kızın bi an kaşları çatıldı.
İlayda-Ne konuşuyolar acaba...
Sesimi kalınlaştırıp taklit yaptım.
Melis-Bu küçük beynimi beğendin mi?
Sesimi incelttim. "Aa gerçekten çok küçük. "
Sesimi yine kalınlaştırdım. "Teşekkürler, saçma planlar kurarken kullanıyorum. "
(AytekinBayraktar1 bak sakın alınma kanka severim seni bilirsin ama bu da tiyatro dünyası be abi napalım :D alınma bak)
Hekres gülmeye başladı ama kahkahalarımız kızın sapık diye bağırması ve Aytekin'in kasıklarına tekme atmasıyla son buldu. Aytekin yere yıkılırken biz de koşarak yanına gittik.
Mert-Ne dedin kıza?
Aytekin-Şurdaki solmuş çiçekleri güzelliğinle diriltebilirsin dedim, tokadı yedim.
Nisa-Hepten kafayı yedi, tekme yedi tokat diyo.
Pınar birden koşarak yanımıza geldi.
Aytekin-Ne işin var burda?
Pınar-Asıl senin yerde ne işin var?
İlayda-Ya şurdaki götik kıza görev icabı çok güzelsin dedi tekmeyi yedi.
Pınar-Ne?! Naptın?!
Aytekin-Ya öyle diil... Barbie bi sus la!
İlayda omuzlarını silkip haince güldü. Az değil bu kızda.
Pınar-Aytekin burda neler döndüğünü anlatmak için 10 saniyen var, yoksa senin o yeşil gözlerini tatlı kaşığıyla oyar Shrek'e bedava yemek diye yediririm!
Aytekin-Ya diriltme gücü olan kızı yakalamaya çalışıyoduk, ben de dikkat dağıtıyodum.
Nihayet yerden kalkmıştı. Onlar konuşsun diyerek diğer kızın yanına gittik. Sinema salonunda oturuyodu. Böyle kalabalık bi yerde saldıramayız. Sinema çıkışı kuytu bi yerde saldırırız.
##################
Kız bi ara sokağa girdi. Karşısında Nisa ve Berke vardı. Sağonda İlayda ve Mert. Solunda Zeynep ve Aytekin. Arkasında ben ve Koray. Kız ilk başta aldırmadı ama ona doğru yaklaşınca durdu.
"Ne istiyosunuz?"
"Sen bi kaçaksın. " nisa kızı yakalamak için yanına koştu ve aralarında 10 cm falan varken üstüne atladı. Resmen öne, doğru, zıpladı, ve , uçtu! Kızın refleksleri kuvvetliymiş hemen eğildi. Nisa benim üstüme doğru uçarken ellerimle gözlerimi kapattım ve Nisa üstüme düştü. Bende o refleksler nerde? Ayağa kalkmaya çalışırken Aytekin elindeki çuvalı kızın kafasına geçirdi. Çuvalı geçirmek için çok baskı uyguladı heralde, kız yere düştü. Çuvalı çıkarmaya çalışıyodu ama Aytekin bi erkek olarak daha güçlüydü.
Koray-Aferin be!
Hepimiz kızın etrafına toplandık. Kız bi çığlık attı ve yerdeki ölü bitkiler canlanmaya ve çok fazla uzamaya başladı.
Hepimiz canlanana bitkileri görünce geri geri adım atarak kızdan uzaklaştık. Bitkiler kızın etrafında duvar ördü.
"Siz benim kadar güçlü değilsiniz!"
Melis-Ben senden daha güçlüyüm.
"Kimsinki sen?"
"5 element kehaneti kızıyım. Adım Melis Doğan. "
Kız duvarları indirip bana baktı. "Yine de seni yenerim. "
Melis-Burdan kaçamazsın. 8'e 1'sin.
"Bak Melis bi anlaşma yapalım, sen ve ben teke tek kapışalım ve kazanırsan teslim olucam. "
"Kabul. "
Kız bana arkasını dönüp cebinden bişey çıkardı. Falçata! Bi an onu bana doğrultucağını sanmıştım ama o falçatayla bişeyler yaptı, göremedim. Falçatayı cebine soktu ve sol elini öne uzatıp sağa döndü ve bi kaç adım atıp durdu. Elini sıktı ve yere bi kaç damla kan akıttı. Kanın aktığı yerden bi kaç saniye içinde kuduz bi köpek çıktı.
Ben, "Buraya köpek mi gömmüşler?!" diye düşünürken köpek üstüme gelmeye başladı. Kız zaferle gülümsüyodu ama erken kutluyo zaferini.
Ruh elementiyle köpeğin ruhunu ele geçirdim. Mor gözlerimle köpeğe baktım.
"Saldır ona. "
Fısıldamam üzerine köpek kıza doğru koşmaya başladı. Kız koşuyor ve çığlık atıyordu.
"Dur! Sakinleş ve git. "
Köpek gidince yere düşen kızın yanına çömeldim.
"Adın ne senin?"
"Sanane!"
"Kapışmayı ben kazandım. Teslim olucaksın. "
"Bak beni teslim etmezsen yardım ederim. "
"Ne yardımı?"
"Ölen bi arkadaşın var mı? Varsa diriltebilirim. "
Aslında bolca vardı. En son Ushan ölmüştü. Ve Ushan yılbaşından bir ay önce ölmüştü.
(Hatırlıyo musunuz, Melis ve İlayda hipnoz yapmışlardı. Ushan'ı bir ay önce öldü sanıyolar. )
Ailem de ölmüştü.
"Ama hepsini diriltemem. "
"Nasıl yani?"
"Çok kişiyi diriltmem. Ya ailen, ya arkadaşların, ya da herhangi bi hayvan. "
"Hepsini istersem?"
"Olmaz çok kan akar. Bu iş için kan lazım. Baksana ellerime!"
Ellerini ve kollarını gösterdi. Yara içindeydiler. Ama hepsi kapanmıştı sadece kabuk bağlamıştı.
"Az önce elini kesmiştin, yara nerde? Yok!"
"Yara hemen kapanıyo ama kabuk bağlama kısmı hemen geçmiyo işte. Değişik bi bünyem var. Güçlerle alakalı sanırım. Bak bu iş için kan gerek. Eğer çok kişiyi diriltmeye kalkarsak sen kan azalmasından ölürsün, ben de güç patlamasından. "
Tehlikeliydi. Ama ağzımdan çıkan kelime "Anlaştık. " oldu.
Nisa-Melis saçmalama güvenme şuna!
Nisa'ya aldırmadan kızı dinledim.
"Kimi seçiyosun?"
"Kararsızım. "
"Tamam. Bir hafta süre. "
"Ve o bir hafta süre boyunca bizimle kalıcaksın. "
"Afedersin, anlamadım?"
"Benim de şartlarım var. Kaçma ihtimaline karşı yanımızda kalıcaksın. "
"Tamam. "
##################
Kızı apartmanın bodrumuna kilitledik.
"Yani bodrum olmak zorunda mı? Ben de bi insanım, bana türünün son örneği bi canlıyı araştırma merkezine kapatmış gibi davranmanıza gerek yok."
Melis-Bodrum daha iki gün önce temizlendi yani kirli değil. Ayrıca burda kanepe falan da var.
"Ve-televizyon falan da yok. "
"O kadar rahatına düşkün olma. "
"Rahatına düşkün olmak mı? Burda tuvalet yok!"
"Aa... Onu unutmuşum. "
Kafasını bodrumun parmaklıklarına dayayıp bana imalı imalı baktı ve alkışladı.
"Bravo Kehanet Kızı. Çok zekisin!"
Onu umursamayıp anahtarlarla beraber yukarı çıkmaya başladım.
"Beni burda mı bırakıcaksın? Yemek ne olucak? Ya da biraz su? En azından tuvalet!"
"Geri gelicem. "
Eve girdiğimde herkes salonda halının üstüne oturmuş beni bekliyodu.
Koray-Melis, o kıza güvenemeyiz.
Melis-Biliyorum.
İlayda-Bakın her şeyi boşverin. Şimdi napıcaz?
Melis-Ona güvenmicez.
Aytekin-Ben anlamadım.
Melis-Ölen tanıdıklarımızı geri getirme şansımız var.
Mert-Yani Asya, Hande, Sedat, Batu, Seçil ve Ushan gibi mi?
Melis-Ya da ailem?
Mert-Peki kim?
Nisa-Melis...
Nisa gözüyle kapıyı işaret edince Berfin'i şok gözlerle bana bakarken buldum.
Melis-Sen ne zamandır ordasın?
Berfin-Ailemiz yerine arkadaşlarını seçtiğini anlicak kadar.
Berfin ikimizin kullandığı odaya gitti. Ben de peşinden. Odaya girip kapıyı kapattım ve ağladığını gördüm ama sinirden ağlıyodu.
"Berfin bak-"
"Nasıl yaparsın?! Aileni nasıl boşverirsin?!"
"Yanlış anladın, henüz karar vermedim. "
"Düşünmene bile gerek yok ki... Söz konusu olan ailemiz!"
"Niye? Ben sana yetmiyo muyum?"
"Onu kastetmediğimi biliyosun. "
"Sen de henüz seçim yapmadığımı biliyosun!"
O susunca odadan çıktım. Kapıyı kapatmamla bi eşyanın kırılma sesini duymam bir oldu. Sinirle gözlerimi yumdum ve kırdığı şeyin saatim olmamasını umut ettim.
"Ben hava alıcam. "
Evden çıkıp merdivenleri inerek bodruma gittim.
"Naber psikopat?"
Yeni makhûma psikopat dedim. Ahaha.
"Adım Sanem. "
"Nihayet söyledin. telefonun var mı?"
"Evet. "
"Numaramı yaz, bi ihtiyacın olunca ararsın. "
KORAY
Melis evden çıkınca içecek bişeyler hazırlamak için mutfağa gittim. Kola doldururken Mert ve Aytekin yanıma geldi. Aytekin sırtıma vurdu.
Aytekin-Kazan mübarek olsun kardeşim.
Koray-Ne?!
Berke'de mutfağa geldi, sırıtıyodu.
Mert-Ushan geri dönerse nolcak?
Koray-Nolcak?
Aytekin-Salak. Yemin ederim gerizekalı bu çocuk.
Berke-Kız ekden gidiyo!
İçime bi korku oturdu.
Koray-Gitmez.
Mert-Gider.
Koray-Gider mi?
Mert-Gider.
Koray-Napcam ben?
Aytekin-Evlenme teklif et.
Mert-Oha!
Berke-Neden olmasın? Nişanlanırlar. Okul bitince evlenirler.
Mert-O zaman olur.
Koray-Teklif mi şeyediyim?
Berke-Şey etmek nedir Türkçe yoksunu!
Koray-Yüzük?
Berke-Nişan için demir alyans yeter bence.
Mert-Sonuçta sadece nişan. Hatta söz diyelim.
Koray-Müsait bi zamanda halledelim o zaman?
Aytekin-Halkederiz tabii olum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu 2
FantasyArtık Lise 3'e gidiyoruz. Bi yaş daha büyüdük. Onca olay yaşadık. Ama eminimki bizim hayatımızda aksiyon biter artık sakin yaşicaz kuralları olmadığı için bir sürü macera yaşamaya devam edicez. Kesinlikle eminim bundan. Eski arkadaşlar başka okula g...