Telefonumun rock şarkı çalmasıyla uyandım. Ekrana bakınca 6 cevapsız arama gördüm. O kadar derin mi uyumuşum? Arayanın Sanem olduğunu görünce oflayarak uyanmaya çalıştım. Ayağa kalkmaya o kadar çok üşeniyodumki... Başımı ve ellerimi yataktan sarkıtıp yavaş yavaş yorganımla beraber kendimi yere atmaya başladım. Yere tamamen yatınca telefonum tekrar öttü. Hemen ayağa kalkıp telefonu elime aldım ve aramayı cevaplandırdım.
"Geliyorum!"
Berfin'e bak. Uyanmıyo bile mübarek.
Bodruma indim. "Ne var Sanem?"
"Tuvalete gitmeliyim. "
Oflayıp bodrum kapısını açtım. Sanem'le beraber eve gittik. Sanem tuvalete gidince ben de odamdan yorganımı ve yastığımı alıp kanepedeki koltuğa kuruldum. Sanem tuvaletten çıkınca elleri belinde karşıma dikildi.
"Acıktım ben. "
"Hani diyorum buzdolabı diye bişey icat etmişler için bi açıyosun yemek çıkıyo. "
Bana gözlerini devirip mutfağa gitti. Ben de arkasından "Ay götüm. " diye söylendim. Telefonumu elime alıp saate baktım. 05:26. Bu kız resmen bana işkence olsun diye erken kaldırdı. Göte bak göte!
Televizyonu açıp kanepeye iyice kuruldum. Bulduğum en uygun diziyi izlemeye başladım.
Sonra kalkıp mutfağa gittim ve kahve yapmaya başladım. Zaten bir saat sonra uyanıcaktım normalde, şimdi uyursam geri uyanamam. Kahvemi küçük termosuma doldurdum ve masaya oturdum. Sanem masaya oturduğumu görünce şaşırdı ve dik dik bana baktı.
Melis-Ne var?
Sanem-Ne ne var?
"Ne baktın?"
"Hiiç. Uyursun sanmıştım. "
"Sen de kaç di mi?"
Gözlerini abartılı bi şekilde devirdi ve başını arkaya atıp tekrar bana döndü.
"Hiç de bile!"
"İyi. Böyle düşünmen çok iyi. "
Tekrar göz devirip nutellalı ekmeğini yemeye devam etti. Ben de bi parça ekmeğe nutella sürüp yedim ve kahvemden koca bi yudum aldım. Ekmeğimi bitirince sarı bezi elime alıp masayı sildim ve kahvaltılık tiyecekleri masaya koydum. Sanem'in masayı tekrar kırıntı yaptığını görünce kızdım.
"Yeni silmiştim!"
"Yemek yiyorum. "
"Dökmeden ye!"
"Dökmeden nasıl yicem?"
söylediğine hak verdim ama yine de sarı bezi ona doğru uzatıp salladım. "Temizle o zaman. "
Kalan bütün ekmeği ağzına bastıra bastıra tıktı ve masayı silmeye koyuldu. Ben de termosmumu elime alıp tekrar kanepeye yattım ve televizyon izleyerek kahvemi içmeye devam ettim. Bi çığlık sesi duyunca koşarak mutfağa gittim.
"Melis, al şu manyak kardeşini üstümden!"
Berfin, Sanemi yere yatırmıştı ve üstüne oturmuştu. Elleriyle saçlarını tutuyodu.
Berfin'i kolundan tutup kaldırdım.
"Evde olduğundan haberim var. Yemek yemeğe geldi. Geç sen de kahvaltı yap. "
Berfin bana inanmaz gözlerle bakarken Sanem zafer kazanmış gibiydi. Kesin içinden Berfin'e dil çıkartıyo diye düşünürken uyandırmak için Koray'ın odasına gittim.
Lan ne tatlı uyuyo. Ayağım yerdeki kutuya takılınca kutunun içindekini merak edio hemen açtım. Bir çift mavi lens görmüştüm. Koray'da ne işi var bunların o zaten mavi göz... Lan?! Bi çığlık koyverdim ve Koray hemen uyandı. Lensleri elime alıp on gösterdim.
"Bu ne yaa?"
"Lens. "
"Sen mavi gözlü değil miydin?"
"Değilim. Aslında bak şöyle... Ben lens sipariş verdim ama renkli olsun demedim bana yanlış göndermişler okulun ilk günü de sen beni beğenince takmaya devam ettim. "
Söylediklerini zar zor anladım ve yüzüne bakmamak için kafamı eğdim. Çünkü o bi çift kahverengi göz tuhafıma gitmişti. Lensleri kutuya koyup odadan çıktım ve üstümü giyinmek için odama gittim. Benim mavişim maviş değil araba motoruymuş! Belki de otomobil motoru değil kamyon motorudur. Olabilir! Çünkü öküz!
Rutin işlerimi hlledip montumu giydim. Berfin ve Koray'da montunu giyiyodu.
Salona gittiğimde Sanem'i koltuktaki yorganım ve yastığıma kurulmuş film izlerken buldum. Yanına oturdum.
"Hakkında bilmemiz gereken biley var mı?"
"Yetimim. Para karşılığında insan diriltiyorum. Bu arada içerdeki çocuk kocan mı?"
"Hayır! Daha 16 yaşındayım. "
"Ne 16'sı? Lise 3 değil misin?"
"Daha doğum günüm gelmedi. Neyse. Kapıyı kilitlicem ve kaçmayı düşünme bile, Zeynep düşüncelerini okicak. "
"Ayh yeter! Kaçmicam. "
"Ben uyarıyım da. "
Hiç bişey söylemeden evden çıktık. Otobüste de hiç konuşmadık. Koray'ın lens meselesini hiç konuşmak istemiyodum. Onu çirkin bulduğum falan yok sadece alışılmadık bi görüntü. Sanırım Koray'da konunun açılmasını istemiyo. Ona kızgın olduğumu sanıyodu ama değilim. Ortamı yumuşatmak için otobüste yanına oturmuştum ama sesini bile çıkarmıyodu. Kulaklığımı telefonuma taktım ve Nükleer Başlıklı Kız-Eğer İstersen şarkısını açıp kulaklıklardan birini ona uzattım. Çalan şarkıya bakınca biraz şaşırdı ama yine ses çıkarmadı. Şarkı bitince hala gergin olduğunu fark ettim.
"Lensler yüzünden sana kızgın değilim. "
"Değilsin?"
"Değilim. "
Yanağımı öpünce herkes ovv diye bağırmaya başladı. Hele Nisa ellerini havada sallıyodu.
Melis-Sus Nisa seni de biliyoruz Berke'yle yılbaşı akşamı.
Nisa-Zeynep! Sen söyledin di mi!?
Herkes yine ovv diye bağırdı.
Melis-İlayda seni de biliyoruz.
İlayda-Hiç de bile! Olmadı öyle bişey.
Mert-Bi bız kavuşamadık zaten! İlayda kestir şu saçını.
Herkes gülmeye başladı. Resmen anırıyoduk. Mert'se bizim aksimize surat asıyodu.
KORAY
Bizim çocuklara işaret verince Aytekin telefonla konuşuyomuş gibi yaptı. Sonra masucuktan ağlamaya başladı.
"Dedem... Ölmüş! Ben eve gidicem abi bu halde okula gidemem. "
Mert-Biz de gidelim.
Zeynep-Size noluyo?
Aha Zeynep kıllandı. Başka şeyler düşün. La la la. Yok bu olmaz. Bum çiki çiki.
Mert-Arkadaşımıza destek olucaz.
İlayda-Biz de gelelim.
Berke-Yok!
İlayda-Niye?
Berke-Bi erkek ağlarken yanında kız olmasını istemez.
Nisa-Tamam da...
Koray-Bak okula geldik. Hadi siz inin. Biz Aytek'le beraber gideriz.
Kızları resmen otobüsten ittik. Okuldan uzaklaşınca zaferle birbirimizi kutladık.
MELİS
Melis-Bunlar normalde de tuhaflar. Ama bugün çok tuhaflar.
Zeynep-Çok tuhaf şeyler düşünüyolardı.
Nisa-Normalde olsa kızardım ama merak ettim.
Zeynep-Mert, İlayda saçını kessin diyo. Koray bum çiki çiki diyo. Berke yerdeki çimenleri saymaya çalışıyodu.
Nisa-Allah'ım bula bula bunları mı bulduk biz?
Berfin-Haklı. Bunları mı buldunuz?
Hak verdim ve beraber okuldaki çardağa oturduk. Berfin kantine gidince nihayet konuşmayı beklediğimiz şeyi konuşmaya başladık.
İlayda-Melis kimi seçiceksin?
Melis-Bilmiyorum.
Nisa-Bak aileni seçsende biz arkadaşlarımızla görüşme şansımızı yok ettiğin için sana düşman olmayız.
Melis-Bu bi teselli mi yoksa sitem mi? Anlamadım.
İlayda-Batırdı.
Nisa-Noldu yaa?
Zeynep-Başladı gene.
İlayda-Nisa'nın demek istediği; aileni seçersen eğer seni anlarız.
Melis-Aslında ailem olmamasına üzülmüyorum artık alıştım ama bi umut olduğunu hatırlayınca içim bi karıncalanıyo.
Nisa-Tedavi **** (marka söylemiyorum. )
Zeynep-O pişik kremi değil mi?
Nisa-Aaa... Böcek ilacının adı neydi?
İlayda ve Zeynep, Nisa'nın kafasına birer şaplak attı.
Nisa-Hücre kalmadı kafamda!
İlayda-Var mıydı peki?
Zeynep-Konumuza dönelim.
Melis-Aslında olay şu: arkadaşlarımla anılarım var. Gülerken. Ağlarken. Dans ederken. Okuldan kaçarken. Kehanet lanetini yenerken. Hatta lunaparktaki olaylar... Ailemleyse sadece anılarım var ve tuhaf bi aile olucağımızı hayal ederdim.
Nisa-Nasıl tuhaf?
Melis-Mesela benim kesinlikle bi abim olmalı! Biz üç kardeşiz ve ailem iki dakika evden çıkıyo eve geri geldiklerinde her yer darmadağın olmuş. Tabi biz sürekli ceza alıyoruz. Ama grubun ele başı benim. En hain... En kurnaz falan. Sakar bi babam olmalı. Ve hayatımızın her anının fotoğrafını çeken bi annem. Mesela hayatımdaki ilk doğum günü pastamı kusma videom gibi videolar çekmeli.
İlayda-Ben kusmuştum.
Melis-Şey... Neyse.
Nisa-Bence aileni seç.
Zeynep-Koray seni anlicaktır.
Melis-O zaman ben bu akşam Koray'a da bi soruyım. Yarın büyüyü yaparız.
KORAY
Koray-Melis'e hangş yüzük olur.
Aytekin-Senin parmağına girmeyen Melis'e olur.
En küçük yüzüğü gösterdim. Gözlerini belerterek baktı. "O kadar da değil. "
MERTİN EVİNDE
Koray-Yüzüğü aldık da nasıl teklif edicem?
Mert-Dizlerinin üstüne çök.
Koray-Çok zekisin.
Berke-Ben de hiç fikir yok.
Koray-Oğlum öküzsünüz!
Berke-Hergün bi kıza evlenme mi teklif ediyoz biz?
Mert-Sende de fikir yok.
Aytekin-Çok abartıyosunuz. En sevdiği yiyeceği falan koyun önüne, mesela siz ikiniz kızlara bi kutu petito alın gitsin. Koray Melis en çok neyi sever?
Koray-Melis gülmeyi çok sever. Komik olaylara bayılır.
Aytekin-O zaman komik bi evlenme teklifi olsun. Mesela bak duvara kırmızı boyayla evlen benle yaz altına da kanımla mühür bastım yazarsın.
Koray-Vurun şuna!
Mert ve Berke Aytek'in kafasına şaplak attı.
Mert-O değilde Hande geri dönerse İlayda'yla kavga ederler mi?
Berke-Kavga etmezlerde... İlayda alınır.
Koray-Barbie sonuçta.
Aytekin-Ne güzel kız kavgası izleriz.
Ona kötü kötü bakınca elindeki yastığı kafasına koyup "Önlem alıyorum. " dedi. Göz çevirip tekrar düşünmeye başladık. Şu Sanem'le olan iş bitsin Melis'e evlenme teklif edicem.
BU BÖLÜM KISA OLDU AMA DİĞER BÖLÜMÜ DAHA UZUN YAZICAM EMİN OLABİLİRSİNİZ CANLARIM. SINAVLARDAN DOLAYI PEK GİREMEDİM AMA ANNEMİN Bİ SONRAKİ NÖBETÇİ OLDUĞU GÜN YB YAZICAM. BU ARADA MelAyistler GÖZÜNÜZ AYDIN NİHAYET ŞSTEDİĞİNİZ OLUYO EVLENİCEKLER İNŞALLAH. Bİ DE MELİS KORAY JUNİOR ÇIKIYOMUŞ ORTAYA.
![](https://img.wattpad.com/cover/25095593-288-k338998.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu 2
FantastikArtık Lise 3'e gidiyoruz. Bi yaş daha büyüdük. Onca olay yaşadık. Ama eminimki bizim hayatımızda aksiyon biter artık sakin yaşicaz kuralları olmadığı için bir sürü macera yaşamaya devam edicez. Kesinlikle eminim bundan. Eski arkadaşlar başka okula g...