Güçler Okulu 2

Geri Dönüş Ritüeli

Bölüm şarkısı medyada So Cold şarkısının Teen Wolf için uyarlanmış hali var. Videodaki konuşmalar, ağlama sesleri şarkıyı daha da etkili yapıyor bu yüzden bu videoyu koyuyorum.

Bölüm ithafı bana internetini veren arkadaşım Hilal'e teşekkürler. SENİ SEFİYOOOMMMM!!!! BAK BİR DE YAZMA DİYO MÜBAREK :D

Berkelerin evindeydim. Yaren sınavı geçince Melis bize haber verecek ve ritüel için ormana gidecektik. O zamana kadar, Berke'nin ailesiyle evde takılı kalmıştım ve Berke'nin ablası Beril, bana sataşıyordu. Tam olarak sataşmak değildi, daha çok imalı konuşmalar yaparak beni sinirlendirmekti. Işin sinir bozucu yanı beni sinir etmeyi de başarıyordu.

Köpüklü kahveyi fincanlara koyarken aklıma Beril'in Hindistan cevizine alerjisi olduğu geldi. Şeytan diyorki; şu kahvenin içine dolaptaki paket Hindistan cevizini boşalt, aromasını alana kadar karıştır sonra da süz, ver şu kızın eline içsin! Ama... Berke'nin ablası işte.

Boşuna dememişler, görümce görümce görmeyeyim ömrümce diye.

Kahveleri tepsiye koydum ve gülümseyerek salona geçtim.

Berke bir öğrenci evinde kalıyor olsa da evinde kahve bulundurması beni biraz şaşırtmıştı.

Kafamdan bu düşünceyi de atıp Beril'in bir sonraki imalı ezmesine odaklanmaya başladım.

Ikili koltuğa, Berke'nin yanına oturdum. Beril kahvesinden içmeden bana baktı.

"Ailen ne diyor?"

"B-bilmiyorlar. "

"Öğrenseler ne derler?"

Gözlerimi Berke'ye çevirdim. Ben yokum der gibi kaşlarını kaldırdı ve kahvesinden büyük bir yudum aldı.

Tekrar Beril'e döndüm. "Ailem öğrense de kızmaz çünkü biz ciddi düşünüyoruz. "

Berke ağzındaki kahveyi büyük bir gürültüyle püskürttü. Normalde gülmem gerekirdi ama donup kalmıştım. Ağzım şaşkınlıkla kocaman açılmıştı ve kocaman olmuş gözlerle Berke'ye baktım. Öksürükleri arasında gözleri yaşarmıştı. Öksürükleri dinince ikimiz de bir şey olmamış gibi davranmayı tercih etmiştik. Sonradan trip atmam gerektiğine karar verdim ama Beril'in karşısında bunu yapamazdım. Ufacık da olsa bir trip atayım dedim ve dirseğimle Berke'nin karnına vurdum ve benden biraz uzaklaşmasını sağladım.

Beril kahvesinden büyük bir yudum alıp bana uzattı. "Canım, çok şekerli olmuş bu. Tekrar yapar mısın?"

Gülümseyerek "Tamam. " dedim ve kahveyi alıp hızlı adımlarla mutfağa gittim.

Yok! Karar verdim. Buna dayıyacaksın hindistan cevizini! Durmam hata!

Kahveyi tekrar yaptım. Hindistan cevizini ararken telefonuma mesaj geldi. Daha mesaja bakamadın Berke yanıma gelmişti.

"Melis mesaj attı, gidiyoruz. " dediğinde sevinç çığlığı atmamak için zor tuttum kendimi.

"Ee, Beril'e ne diyeceğiz?" dedim.

Berke elimden tutup beni salona doğru yöneltti. Ailesinin karşısında durduk ve "Biz sinemaya gidiyoruz. " dedi.

Beril, "Arka koltuklara oturmayın. " diyerek göz kırptığında dalgacı bir şekilde gülümsedim. Bu defa haddini aşmıştı ve alaycı gülümsememi görmesine izin verdim. Zaten fark etmişti ve suratını astı.

Berke hala elimi tutarken evden çıktık. O'na öfkeli bakışlarımı attım. Tam bir şey söyleyecekken işaret parmağınla kendi dudaklarına bastırıp susmamı işaret etti. Sinirle dudaklarımı birbirime bastırdığımda "Kendin kaşındın. " dedi.