ÇIKIŞ

155 8 0
                                    

(Yazardan)

Görkem çok sinirliydi. Sinan'ın ona böyle bir şey yapmış olabileceğine inanamıyordu. Şu anda, ona karşı ne hissettiğini bilmediği bir kadınla aynı odada yalnızlardı. Kapının açılmayacağını anladığında sertçe bir tekme attı kapıya. Yüzü kapıya dönüktü ve arkasında duran Dilara'nın yüzünü görmeye hazır değildi. Konuşmaya başladığında kekelemekten korkuyordu, sözcüklerin boğazına dizileceğinden, kendini ele vermekten korkuyordu. O yüzden önce derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı.

Dilara ise arkadaşlarının planının bu olduğunu bir süre anlamamıştı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya devam ediyordu. Arkadaşlarının ona bunu yaptığına inanamıyordu. Şaşkınlıkla öylece Görkem'in sırtına bakıyordu. Görkem, birdenbire ona doğru döndüğünde nefesinin kesildiğini hissetti. Adamın gözleri sinirden kızarmıştı.

"Bana bundan senin haberinin olmadığını söyle!"

Dilara Görkem'in gözlerinin içine bakabildiğinde, korkmadığını belli etmek istercesine cevap verdi. "Tabii ki de haberim yoktu! Seninle neden aynı odada kalmak isteyeyim ki!"

Normal şartlar altında Görkem, böyle bir kelimeyi duyduğunda umursamazdı. Ancak şartlar normal olmadığı için kırgınlığı ve siniri aynı anda yaşıyordu bu cümle yüzünden.

"Ara o aptal arkadaşını, gelip kapıyı açsın!"

Dilara elini ceplerine götürürken bir yandan da söyleniyordu. "Benim arkadaşım aptal değil! Muhtemelen senin o şapşal arkadaşının planıdır bu."

Görkem cevap vermeden öylece duvara bakıyordu. Ama Dilara için bir gariplik vardı. Telefonu cebinde falan yoktu. Aklına gelen düşünceyle, telefonu üstünde aramayı bıraktı. Bir plan yaptıklarına göre telefonunu almayı tabii ki de akıl etmişlerdi.

"Telefonumu almışlar," dedi sessizce. Görkemden hiçbir cevap gelmeyeceğini anladığında kendini dar odadaki tek kanepenin üstüne attı.

Sena'nın, Sinan ve Müge'yi herkesten habersiz bir şekilde kilitlemesi üzerine Sinan epey hayal kırıklığına uğramıştı. Sena kapıyı kapatır kapatmaz, kapıyı açması için ikna etmeye çalışarak kapıya hem vurup hem de konuşuyordu.

"Sena şaka yapıyorsun galiba! Açar mısın şu kapıyı? Hadi bekliyorum aç, aç."

Sena'nın orada olmadığını anladığında hızla etrafına bakındı. Müge'yi gördüğünde, çok hoşnutsuz bir şekilde cama yapışıp Sena'ya karşı tehditkar söylemlerde bulunduğunu gördü. Sinan gözlerini Müge'den ayırıp köşede bulduğu bar taburesiyle, ayakları kapıya bakacak şekilde tutarak kapıya doğru hızla koşmaya başladı. Müge onu gördüğünde sinirlenmeden edemedi.

"Aptal mısın yoksa numara mı yapıyorsun? Küçücük tabure bu kapıyı kırar mı!?"

Sinan, tam kapıya vurmak üzereyken Müge'nin sesiyle durdu.

"Buradan kurtulmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorum! Seninle burada kalamam!"

Müge kollarını birleştirip Sinan'a döndü. "Ay ne olur burada kalalım (!). Sensiz yapamıyordum ben (!)."

Sinan, Müge'ye pek kulak asmadan kapıyı açmak için bir şeyler arıyordu. Masanın üstünde, bir tel tokası gördüğünde kapıya yaklaşıp açmaya çalıştı. Ama kapının açılacağı falan yoktu. Müge Sinan'ın uğraşlarını gördüğünde, o da etrafına bakınmaya başladı. Diğer odayı gösteren kocaman camı görünce sevinçle seslendi.

"Aa, burada bir oda var. Camı kırarsak oranın kapısından çıkabiliriz."

Sinan bu fikri duyunca ağır çekim ile Müge'ye döndü.

PİYANİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin