Multimedia : Baran Dağdelen
Arayan numarayı tanımıyorum ama göz aşinalığımdan olsa gerek numara bana hiçde yabancı gelmiyordu. Açıp açmama konusunda çok tereddütte kalıyorum çünkü koyduğum noktadan sonra yeni bir olay istemiyorum.
Telefonu elime aldım ve numarayı kontrol ettim. Arayan numarayı hatırlayamadım ve telefonu açtım.
"Alo," diye seslendim telefona.
"Alo," karşılığını çok sakin bir sesle alınca yatağımda doğruldum.
"Buyrun?" dedim otoriter bir sesle.
"Biz sizi Korkmaz Tasarlama'dan arıyoruz." deyip sustu. Bu cümleyi duyar duymaz gözlerimi devirdim. Bu numara, karakol sandığım şirkete giderken 'Geliyorum' dediğim numaraydı. Ve o numara bana cevap vermeden kapatmıştı.
"Ne istiyorsunuz? Beni neden aradınız? Sinan sen misin yoksa? Daha bir kaç saat önce son kez karşı karşıya gelmiştik. Ortağına da söyledim. Benden uzak durun artık! " dedim.
"Ben Görkem Korkmaz. Size bir teklifimiz var," deyince yutkundum. O'nun beni arayacağını aklımın ucundan bile geçirmedim. Her şey bir yana neden sanki yabancı biriymişim gibi konuşuyordu? İçimdeki ses yabancı değil misin? diye sordu bana. Tabii ki de ona yabancıyım.
"Hiçbir şey istemiyorum. Lütfen beni artık asla ve asla aramayın," deyip gözlerimi devirdim. Ben uzak durmak istedikçe sanki bana inadına yaklaşıyorlardı.
"Emin misiniz? Bu işten kazancınız büyük olabilir," dedikten sonra gözlerimi devirdim. Benim alnımda da enayi yazıyordu sanki. Para sunarak beni kullanabileceğini mi sanıyordu? Sinirden yumruğumu sıkıyordum.
"Bak, Görkem misin nesin! Beni masa başına- pardon üstüne oturtabileceğin kadınlar kadar basit, kolay ve gurursuz sandın galiba! Sen büyük kazançlı teklifini o basit ve şuursuz KADINLARINA yap. Bana değil," dedikten sonra sustum.
"Dilara!" diye seslendi. Bu sesleniş, 'kendine gel' demek gibiydi.
Aynı ses tonuyla cevap verdim. "Ne var!?"
"Teklifimi-" derken sözünü kestim.
"Ne olur artık beni aramayın! Yeter! İkinizin de peşimde dolaşmasını istemiyorum. Ben sizin kullanılacak oyuncağınız değilim. Teklifiniz ne ise onu da reddediyorum!" dedim.
"Eğer beş dakika içinde size çarptığım caddeye gelmezseniz, numaranı bulmaktan daha büyük bir şey yaparım," dediğinde bu tehditkar tavrına karşı kaşlarımı kaldırdım.
"Bak sen! Ne zamandan beri tanımadığınız birini tehdit ediyorsunuz Görkem Bey?"
"Tanımadığım biri terbiyesizlik yaptığından beri," dedi.
"Ne terbiyesizliğimi gördünüz?"
"Dört dakikanız kaldı. Geldiğinizde her şeyi öğrenmiş olacaksınız." Bu cümlesini dişlerini sıkarak söylediği belli oluyordu.
"Hiçbir şey öğrenmek istemiyorum. Sizi de görmek istemiyorum. İyi günler," deyip yüzüne kapattım. Bir insan ne kadar yüzsüz olabilir ki? Telefonu kapatır kapatmaz aynı numara tekrar aradı.
"Arama beni!" dedim.
"Son bir dakika! Ben geldim. Seni bekliyorum." deyince cama yöneldim. Perdeyi aralayıp caddeye baktığımda siyah arabanın orada olduğunu gördüm. "Artık evini de biliyorum." deyince perdeyi hemen kapattım.
Sıkıntıyla, "Buraya sakın gelme! Abim seni görürse öldürür." dedim.
"Otuz saniye," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANİST
ChickLitBir erkek bir kadın. Huyları suları birbirine ters düşen iki kişi. Her şey olmadık bir kazayla başlar. Biri mutlu neşeli diğeri buz gibi soğuk. Komik bulduğu her şeye gülen bir kız, ve hiç gülümsemeyen zor bir adam. Herkesi etkileyen bu kız açık söz...