Kerem-
Şirketteki bol toplantılı bir günden sonra nihayet odama girebilmiştim. Asistanımın getirdiği kahveyi içerken içeri Aslan girdi. Beti benzi sapsarıydı.
" Kerem Bey.. Mila! " Bu adamın ağzından Mila'nın adı hiç düşmüyordu. Mila'nın adını duymak istemiyordum. " Aslan, Mila'nın adını duymak istemiyorum. "
Önüme dönüp dosyalara bakmaya başladım. Aslan hâlâ başımda dikiliyordu. " Kafenin önünde bir olay olmuş, Mila vurulmuş. "
Dosyayı kenara fırlatıp ayağa kalktım. " BUNU ŞİMDİ Mİ SÖYLÜYORSUN?!"
**
Hastaneye geldiğimizde Mila ameliyattan çıkmıştı. Abisinin yanına gideceğim sırada Aslan kolumu tuttu.
" Herkes çok gergin, gitmeniz doğru olmaz. " Kafa salladım. Sonra İrem'e baktım. Öylece Mila'nın yattığı odaya bakıyordu. Yanına doğru yürümeye başladım.
Beni görünce gözyaşlarını sildi hemen. " İrem, biraz konuşalım mı?"
Hastanenin bahçesine inmiştik. Girişe yakın bir banka oturduk. Elleri titriyordu. " Ben ona çok kötü davrandım Kerem. Ben ona neler söyledim biliyor musun? "
İrem'in ona yaptığı şeyleri Aslan bana anlatıyordu ama pek üzerinde durmamıştım. " Bu olayla senin bir ilgin var mı? Korkutmak için mi yaptın? " Yeşil gözleri anında beni buldu. Ben İrem'i hiç sevmemiştim. Bana yalan söylemişti, kandırmıştı beni. İlk zamanlar ona karşı duygularım vardı ama zamanla soğumuştum ondan.
" Ben ona bunu yapamam ki.. Tamam annenle bir takım şeyler yaptık ama hepsi annenin fikriydi. Bak, ben çok pişmanım. Mila'ya kendimi affettirmek istiyorum, artık düşmanlık yok. Çok zor biliyorum ama senden de vazgeçeceğim. "
Ondan bunu beklemiyordum. Gülümseyip kafamı salladım. Anlaştığımıza sevinmiştim. Tekrar Aslan'ın yanına döndüğümüzde Mila'nın uyandığını söyledi. Sadece abisini yanında istemişti.
**
Mila-Aradan bir kaç ay geçmişti. Her şey güzel gidiyordu. Kafenin ikinci şubesini de açmıştık. Arada bir de oraya gidip çalışanları kontrol ediyordum. Yeni açılmış olmamıza rağmen kafe dolup taşıyordu.
Kerem'e gelince.. Vurulduğumu öğrenince hastaneye gelmişti hatta bir kez de arayıp geçmiş olsun demişti. Ama umrumda değildi artık. Tekrardan okula başlamıştım, üç dersim vardı onu verip mezun olabilecektim. Okuldan sonra kafeye gidiyor ve gece yarısına kadar orada kalıyordum.
" Mila? " Arkamdan seslenen kişiye baktım. Bizim bölümden bir çocuktu. Benim yaşlarımdaydı, o da okulunu dondurup tekrar geri dönmüştü. Yağan yağmura bakıp ceketimi giydim.
" Engin? " Sonra ikimizde güldük. Yanıma yaklaşıp arabasını gösterdi. " Yağmur çok yağıyor, seni bırakayım gideceğin yere. " Kafa sallayıp onunla arabaya doğru yürümeye başladım.
" Evlisin demek ha? Erken evlenmişsin, ne bu acelen? " Hem konuşuyor hem de arabayı kullanıyordu. Sorusuna cevap vermedim. Zaten kafeye gelmiştik. Tam ineceğim sırada Engin'e döndüm.
" Bak burası benim kafem. Sana bir şeyler ikram edeyim. " Engin arabayı parkedip benimle beraber içeri girdi. Karşımda Kerem'i görmeyi beklemiyordum. Engin'e çok kötü bakıyordu. Onu önemsemeden Engin'i boş bir masaya götürdüm. Ama o da peşimizden geliyordu.
" Daha boşanmadan sevgili yapmışsın? Aferin sana. " Sinirle ona döndüm. " Ne diyorsun sen be? Senin bana karışmaya hakkın yok, şimdi kafemden çıkıp git. "
Engin'e olan şeyleri anlatmıştım. O da Kerem'e sinir olmuştu. Bana karışmaya hakkı yoktu. Engin kafede bir saat durup gitmesi gerektiğini söylemişti. " Her şey için teşekkür ederim Mila, kafen çok güzel. Bizim çocuklara da tavsiye edeceğim. "
Gülümseyip onu kapıya kadar geçirdim. Kerem hala gitmemişti.
" Mila benim karım lan! " Tam yumruğunu Engin'e vuracakken elini tuttum, kaskatı kesilmişti. " Adam olsaydın da değerini bilseydin karının!" Engin bunu söyler söylemez Kerem beni ittirip Engin'in üstüne atladı.
" Kerem, dur diyorum. " Sonra içeri doğru seslendim. " Serkan!! " Serkan koşarak geldi. Elinde tava vardı. Tavayı, Asu'nun eline sıkıştırıp Kerem'i Engin'in üstünden aldı.
Kerem sinirden kıpkırmızı olmuştu. Yanıma gelip elimi tuttu. Arabaya doğru çekiştiriyordu. " Benimle geliyorsun! "
**
Geldiğimiz yer şehirdışında villa tarzında bir evdi. Salondaki tekli koltuğa oturup Kerem'in yüzüne baktım. " Ne istiyorsun? Niye geldik buraya? Kerem!! Susma. "
Kerem parmağımdaki yüzüğe bakıyordu. Yüzüğü çıkarıp ayağının dibine fırlattım. " Boşanmak istiyorum, bir an önce seni temsil eden her şeyden kurtulmak istiyorum." Gülerek ayağa kalktı. Yerdeki yüzüğü alıp cebine koydu sonra da bana döndü.
" Bu gece burada kalıyoruz. Ayrıca yarın bu yüzük parmağında olacak. Senin bana bağlı olman hoşuma gidiyor Mila Argun. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Novela JuvenilGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "