21-

666 28 4
                                    

İrem-

Bir kaç  aydır  Ankara'da teyzemdeydim.Annemin içip  içip  ağlamalarından, benimle kavga etmesinden bıkmıştım artık. Babam ben küçükken annemi terk etmişti. O bile dayanamamıştı anneme. Annemden gizli babamla görüşüyordum hâlâ.

İstanbul'a döndüğümde  Mila'nın  intihar ettiğini  duyduğumda  korkudan  aklımı kaybedecektim. Ama çok  şükür  iyiydi.

" Mila iyi.. Taburcu  olduktan  sonra  İzmir'e  gitmişlerdi  ama döndü. "

Aslan bana son olayları  anlatırken  sürekli  gözlerimin  içine  bakıyordu.

" Mila'nın  iyi olmasına  çok  sevindim. Benim tanıdığım  Mila affetse bile Kerem'i süründürür önce. Lisede bir çocuk  vardı. Mila ondan hoşlanıyordu  ama çocuk  dalgaya alıyordu  onu. Mila sonra onu bir güzel rezil etmişti. Hâlâ  unutamıyorum." Ben gülünce  Aslan da güldü. Sonra elimi tuttu. Şaşkınca  ona baktım.

" İrem, sana bir şey  söyleyeceğim. Hemen söylemezsem daha söyleyemem. Ben sana aşığım,  hem de bir senedir. Biliyorum yanlıştı. Sen patronumun sevgilisiydin o zamanlar ama gönül  bu işte  ferman  dinlemiyor. "

Şaşırmıştım. Sevilmeyecek bir adam değildi  Aslan. Ama kafam  çok karışıktı. " Ben gitsem iyi olur. Mila'nın  yanına  gidip onunla aramı düzeltmem lazım, sonra görüşürüz."

**
Kafeye geldiğimde  hâlâ  Aslan'ın söylediklerini düşünüyordum. Düşüncelerimi  bir kenara  atıp  içeri  girdim. Mila masalara servis yapıyordu. Beni görünce  yanıma  geldi.

" İrem? Ne işin  var burada? " Bir şey  demeden sıkıca  sarıldım. " Çok  şükür iyisin. Aslan olanları  anlattı,  çok  korktum. Ben çok  özür  dilerim  Mila, her şey için  özür  dilerim. "

Mila kolumu tutup  boş  bir masaya oturttu  beni. O da karşıma oturdu.

" İrem ben sana kızgın  değildim  ki kırgındım  sadece. Kaç  yıllık  arkadaşız, hiç demedin  Mila böyle  bir şey  yapmaz diye. Hepiniz beni  suçladınız. Ben o evde ne hakaretler, laflar işittim  biliyor musun? Kerem bir yandan  annesi bir yandan.. Yanımda  kimse yoktu tek başımaydım  ben. "

Kafa salladım. İkimizin de gözünden  yaşlar akıyordu. " Haklısın,  ne desen haklısın. Ama lütfen  affet beni. Ben sıfırdan  başlayacağım her şeye. Bir kaç  aydır  Ankara'da tedavi görüyordum şuan  çok  iyiyim. Ama sana ihtiyacım  var. "

Mila oturduğu  yerden  kalkınca  ben de kalktım. Bana sarıldığında  ben de ona karşılık  verdim. " Seni bir daha hiç  üzmeyeceğim Mila. Söz  veriyorum.  "

Mila-

" Cansu, ben İrem'in yanına  gidiyorum. Ortalığı  toparlayıp  kafeyi kapatırsınız. " Cansu kafa sallayıp  işine  döndü  tekrar. İrem'i affetmiştim,  o benim  en iyi arkadaşımdı. Arabama  binip İrem'in çalıştığı yere doğru  sürdüm.

İrem aslında  üniversite  mezunuydu ama işe girememişti. Kendini toparlayıp işe de başlamıştı. O da abim gibi mimardı. Şu an bir mimarın  yanında  çalışıyordu. Oraya ulaştığımda  İrem'in  patronu Ural Bey beni karşıladı.

" Hoşgeldiniz,  İrem'in çok  az bir işi  kaldı. Sizi bekleme odamıza  alayım." Ona teşekkür  edip peşinden  bekleme odasına  girdim. Ural Bey  benimle sohbet ediyor bir yandan  da elindeki telefonla  uğraşıyordu.

" İrem seni çok  anlatıyor. Kafen varmış  galiba,  bir gün  gelmek isterim. " Gülümsedim.

" Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz. " Sonra İrem girdi  içeri. İrem gelince  Ural Bey  ayağa  kalkıp  ikimize  de bir bakış  attıktan  sonra  İrem'e döndü.

" Akşam  yemeği yesek mi beraber? Lütfen  kırmayın  beni. "

İrem bana  bakıp  kabul etmem için  göz  kırptı.

**
İrem ve ben Ural Bey'i takip ediyorduk arabayla. " Ural  Bey senden hoşlanıyor. Sana bakışlarını  farketmedin mi? " Gözlerimi  devirip güldüm.

" Aman ne hoşlanması  İrem ya. Ben daha kocamdan boşanamamışım bir de başka  biriyle uğraşamam. "

Yemek yiyeceğimiz  yere gelmiştik. Arabayı  parkedip içeri  girdik. Yemek boyunca Ural Bey  gözlerini  benden ayırmamıştı. Sanırım  İrem haklıydı.

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin