Boğazımı sıkan eller gevşediğinde derin bir nefes aldım. Beni neredeyse boğacak olan adama baktım, yüzünde kar maskesi vardı. Boyu bir seksen civarındaydı. Koltuktan kalkıp kapıya yöneldim ama kapıyı açamadan adamın beni fırlatmasıyla kendimi yerde buldum. Dizim acımıştı. " Ne istiyorsun benden?"
Adam konuşmadan öylece ayakta dikiliyordu. Sonra maskesini çıkardı. Bu adamı Kerem'in doğum gününde görmüştüm. Şirkette işe yeni başlayan biriydi. " Ama sen? "
Güldü. " Evet, ben. Rakip firma tarafından görevlendirildim. Seni vuran da bendim. Ama bunu kimse bilemeyecek, çünkü öleceksin. "
Tam bana yaklaşacakken adam yere yığıldı. Arkasında beliren Kerem'e baktım. " Geçti, korkma. " Koşup ona sarıldım.
**
Polisler gelip adamı almıştı. Bütün gece uyumamış salonda oturmuştum. Tabi Kerem de yanımdan ayrılmamıştı. Bugün de eve kamera ve alarm sistemi takılmıştı. Alarm sadece Asu, Kerem ve beni tanıyacak şekilde tasarlanmıştı. Yabancı biri girince ötmeye başlayacaktı ve hemen polis devreye girecekti." Vay canına, demek az kalsın nalları dikiyordun ha? " Engin'in omzuna vurup güldüm. " Dalga geçme, çok korktum. " Engin gülümseyip saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bozuntuya vermeyip ondan biraz uzaklaştım. O da bunu anlamış olacak ki yanımdan geçip gitti. Bugün son sınavımızı olacaktık, mezun olacaktım.
" Seni tanımak güzeldi Mila. " Engin'e bakıp gülümsedim. " Seni de tanımak güzeldi. "
Kafeye geldiğimde Tuğçe oradaydı. Çantamı ofise bırakıp yanına gittim. Beni görünce ellerini çırptı.
" Son sınavı olduk, eğer geçersem mezunum. " dedim heyecanla. Tuğçe bana sıkıca sarılıp tebrik etti beni.
**
Akşam eve geldiğimde Asu yoktu ama güzel bir yemek masası hazırlanmıştı. Masanın üzerinde kocaman bir gül buketi vardı. Buketi elime alıp kokladım. Arkamda bir nefes hissettiğimde korkuyla arkamı döndüm. Kerem gelmişti. Elimi kalbimin üstüne koydum.
" Beni korkuttun. " Kerem elimdeki çiçeği alıp masaya bıraktı. Sonra beni kendine çekti. " Boşanmak istemediğini biliyorum, gururun yüzünden bunu istiyorsun. Ama boşanmayacağız. "
Sonra dudaklarıma baktı. Yutkundum. Beni öptüğünde zaman durmuştu. Ben de ona karşılık verdim.
" Mila, uyan! " Gözlerimi açtığımda Kerem karşımdaydı. Yattığım yerde doğruldum. Salonda uyuyakalmıştım. Gördüğüm rüyanın etkisindeydim hâlâ. Sonra kendimi toparlayıp kalktım. " Kusura bakma, çok yorulmuşum. Gelir gelmez uyudum." dedim mutfağa yönelirken. Kerem kolumdan tutup beni durdurdu.
" Ben dışarda yemiştim. Ama sen açsan bir şeyler hazırlayabilirim." Hayır dercesine kafamı sağa sola çevirdim. " Ben kafede yemiştim." dedim.
Hiç konuşmadan öylece oturuyorduk. Sonra Kerem direkt konuya girdi. " İş için şehirdışına gideceğim, seni de babamlara bırakacağım. " Sonra devam etti.
" İtiraz etme, hadi eşyalarını hazırla gidiyoruz. " Tuna Hanım olmadan çok mutluydum ben ama mutluluğum kısa sürmüştü.
**
Kerem gideli bir hafta olmuştu. Ben yine işten eve evden işe gidip geliyordum. Tuna Hanım her zamanki formundaydı yine. Sabah sabah laf sokmak için beni bekliyordu." Bazen korkuyorum biliyor musun? Annen sana adam öldürmeyi öğretti mi? Öğrettiyse bizi gözünü kırpmadan öldürebilirsin. " Sinirle ayağa kalktım. " Tuna Hanım kendinize gelin, benim annem kimseyi öldürmedi. Siz onun yerinde olsaydınız ne yapardınız? "
Tuna Hanım gülümsedi. " Polisi arardım. " Bu sefer gülümseyen bendim ama dalga geçer gibi gülmüştüm. " Evet, bir adam sizi tutmuşsa ve sizden kat kat güçlü bir adamsa, evde iki çocuğunuz varsa hemen polisi arardınız. "
Kerem geldiğinde ikimizde susmuştuk. Tuna Hanım hemen Kerem'in yanına koştu. " Oğluşum!!"
" Aç mısın? Niye haber vermedin geldiğini? Aslan'ı gönderirdim. " Tuna Hanım susunca Kerem benim yanıma gelip elimi tuttu. Sonra kulağıma eğilip fısıldadı. " Babam bugün şirketin yönetim kuruluna beni geçirecek tabiki tek şartı seninle barışmamız. "
Odaya çıktığımızda kapıyı kapatıp yanıma geldi. " Böyle bir şeyi kabul edemem. Ekrem amca bunu hak etmiyor o yüzden yapmayacağım."
" Sana yapar mısın demedim, yapacaksın. Üç ay buradasın ve benim dediğim şeyleri yapacaksın."
**
Kafeye gitmeden önce diplomamı almak için okula gitmiştim. Engin'in diploması da oradaydı ama gelmemişti. Onu aradığımda biraz hasta olduğunu söylemişti. Onun diplomasını da alıp oradan ayrıldım.
Engin'in evi bahçeli müstakil bir evdi. Evi biraz havalandırıp mutfağa geçtim. Annemin gizli bir tarifi vardı aslında bildiğimiz tavuk suyu çorbası ama içine farklı baharatlar katıyordu. Çorbayı yapıp bir kâse Engin'e götürdüm.
" Imm, bu çok lezzetli!! Ellerine sağlık. " Çorbayı içtiğinde biraz kendine gelmişti. Ortalığı toparlayıp gitmek için ayrılacakken elimi tuttu. Gözleri farklı bakıyordu.
" Gitme Mila, ne olur. Bak, tanıdığım çok iyi bir avukat var boşanmanı sağlayabilirim. Sonra da çok mutlu oluruz. " Elleri yüzümde geziniyordu. Onu ittirip tokat attım.
" Ne diyorsun sen be? Bir daha sakın karşıma çıkma! " Tam gidecekken beni kollarıyla tutup koltuğa doğru fırlattı. Kafam koltuğun köşesindeki tahtaya çarpmıştı.
Gözlerim bulanıktı ama Engin'in koşturduğunu duyabiliyordum.
" Mila, özür dilerim. "
**
Kendime geldiğimde hareket eden bir yattaydım. Yanımda Engin vardı.
" Neredeyim? Nereye gidiyoruz? "
Engin oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. Kafamdaki yarayı inceliyordu. " Özür dilerim. Bunu yapmak zorundaydım. Çok mutlu olacağız Mila."
Ona defalarca evli olduğumu, Kerem'i sevdiğimi söylesem de bunu önemsemedi. Sadece beni sevdiğini söylüyordu. Yattığım yerden kalkıp odadan çıktım. Hava kararmıştı. Deniz uçsuz bucaksız ve korkutucuydu.
" Korkuyorsun değil mi? Yüzme de bilmiyorsun.. " Motor durduğunda Engin yanıma geldi. " Korkularınla yüzleşmeye ne dersin? "
Ben daha cevap veremeden beni kucağına alıp yattan aşağı attı. Denizle buluştuğumda korkuyla çırpınmaya başladım. Batıp çıkıyordum. " Engin, lütfen! " En sonunda Engin bana bir can simidi atmıştı. Simide sarılıp yata çıkmayı başardım. " Gerizekalı! " Kendime gelmem biraz zaman almıştı.
" Avukat arkadaşımla konuştum da boşanman biraz zor ama Kerem ölürse otomatikman boşanmış oluyorsun. " dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Teen FictionGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "