12-

746 49 2
                                    

" Her şey  yalanmış Cansu, her şey  intikam içinmiş. " Gözyaşlarımı  silip masanın  üzerindeki çikolata  dolu kâseye uzandım. Buraya geleli iki gün  olmuştu bir kez bile aramamıştı  Kerem beni. Başak  abla sürekli  mesaj atıyordu, mesajlarına  cevap vermiyordum. O kadar insanın  içinde  rezil olmuştum, rezil  etmişti  beni.

" Mila sen bu adama aşık  olmuşsun, hem de çok  fena. Ama annenin geçmişte  yaptığı  bir şey  yüzünden  seni cezalandırması  doğru  değil. Hem de annen haklı  bulunmuş  bu olayda. "

Lise yıllarımda annemin günlüğünü  bulmuştum. Babamla tanıştığı  andan beri yazdığı  defter.. Orada bir sayfa vardı, şöyle  yazıyordu;

" Kara gün.. Dünyamın başıma  yıkıldığı  gün desek daha doğru  olur. Aylardır  kabusum olan adam dönmüştü. Biz onu öldü  sanıyorduk ama o yine gelip beni buldu. Aras ile nişanlıyken kaza geçirmiştik, beni bir adam kurtarmıştı  kaza yerinden. Şizofrenin  tekiydi, beni haftalarca evinde tuttu. Hatta karısı  Gözde'yi de evin arka tarafında  tutuyormuş,  ben sonradan  öğrendim. Ama Aras beni kurtardı  ondan. Sonra Serhan cezaevinden kaçmayı  başardı. Gözde'yi  bulmuş  yine, Gözde'yi  öldürmeye  çalışırken  Gözde  kafasına  taşla  vurmuş. Öldü  sanıyorduk  ama Mila daha yeni doğduğunda  evimize girdi. Kazayla merdivenlerden düşüp   öldü. Hâlâ  çok korkuyorum  bir yerlerden çıkıp  gelir de çocuklarımın  hayatına  musallat olur diye.

Bu yazıyı anneme  sorduğumda babamla oturup olanları  bana anlatmışlardı. Eda teyze ve Caner amca da bana olayı  anlatmıştı  birebir. Eda teyze Serhan'ın kız  kardeşiydi  ama oralar biraz  karışıktı. Kısacası o adam bizim evimizde, kazayla ölmüştü. Annemin bir suçu yokken şimdi ona katil demeleri çok zoruma gidiyordu. 

" Ben boşanmak  istiyorum, dava için  ne gerekiyorsa  yapalım  Cansu."

**

Kafeye geldiğimde  Tuğçe  ve abim buradaydı. Abim beni görünce  koşup  yanıma  geldi. Olanları  duymuş  olmalıydı. " Mila, artık  bana her şeyi  anlatacak mısın? " Kafa salladım. Abimi ve Tuğçe'yi alıp ofise götürdüm.

" Biliyorum, sana yalan söylediğim  için  kızgınsın  bana ama bunu ben istemedim. Sana dava  açan  kişi Kerem'in halasıymış,  bunu bende  seninle birlikte öğrendim. "

Abim ses çıkarmadan  beni dinliyordu. Devam ettim. " Ekrem Bey, burada yemek yediği  zaman beni çok  beğenmiş. Sonra da Kerem'e gidip o kızı  evliliğe  ikna etmezsen seni mirastan men ederim diye tehdit etmiş. Normalde bana gelip  evlenelim dese kabul  etmezdim ama o beni araştırmış."

Abim sinirle güldü. " Sonra da sana gelip  benimle evlenirsen davayı  kapattırırım dedi değil  mi? Ah Mila, ah! Neden söylemedin bana, neden seni üzmeme izin  verdin? " Yerimden kalkıp  abime sarıldım.

" Mila, polis kayıtlarına  ulaşamıyoruz. Dosya  çok  eski olduğu  için kayıtlar  belli bir süreden  sonra arşivleniyormuş. Ama her şey  açığa  çıkacak  merak etme. Önce  seni Kerem Argun denen pislikten boşayacağız." Tuğçe  bunları söyledikten sonra abime baktı. Bakışları  çok  yumuşaktı. Sanki aşık  gibi..

Abimle aramızı  düzeltmiştik nihayet. Onu çok özlemiştim. Onunla konuşmayı,  didişmeyi.. Abimler gittikten  sonra kendimi işe vermiştim ancak böyle  dağılıyordu  kafam.

Mutfağa  geçtiğimde  Asu ve Serkan yemek yapıyordu. Serkan bir kaç  gün  önce  Asu'ya açılmıştı. Şimdilik  flört ediyorlardı. " Serkan, ben tatlıları  hallettim. Cansu'yla biraz  işimiz  var, burası size emanet. "

**

" Kahretsin ya, adamdan kurtulmak bile imkansız. Boşanmaya  yanaşmıyor, beni sevmiyor  hatta nefret ediyor. " Cansu üzüntüyle  bana baktı. Kerem boşanmayı  kabul etmiyordu, daha ne kadar zarar verecekti bana? Ne kadar  daha üzecekti  beni?

Cansu'ya döndüm. " Teşekkür  ederim Cansu, sen elinden geleni  yaptın. Benim biraz  işim  var, sonra kafeye uğrarım." Cansu yanımdan  ayrılınca Aslan'a konum attım. O beni sürekli  uyarıyordu çünkü  biliyordu  Kerem'in planını.

" Biliyordun  değil mi? O yüzden  hep uyardın  beni. Ama ben seni dinlemedim  bak ne hâldeyim, Kerem onca insanın  önünde  neler dedi bana. Benim annem katil değildi,  o çok  iyi biriydi. O adam yani Kerem'in dayısı kazayla ölmüş. " Aslan bana sarıldı. Onun sarılmasıyla hıçkıra  hıçkıra  ağlamaya  başladım.

" Ben artık  dayanamıyorum.." Gözlerim  karardığında  kolumla Aslan'ı tuttum.

**

Gözlerimi  açtığımda  hastane odasındaydım. Başımda  abim ve Ekrem Bey vardı. Tuna Hanım  da uzaktan bana bakıyordu. Yüzünde  alaylı  bir sırıtış  vardı. Kerem de yanındaydı.

" Kızım,  iyi misin? Çok  korkuttun bizi." Sadece gülümsedim. Tuna Hanım  yaklaşıp  kocasının  omzuna dokundu. " Hayatım,  sen Kuzey'i de alıp  kantine in. Mila'ya yiyecek bir şeyler  alın, acıkmış  olmalı." dedi üzüntülü  bir sesle. O sesin sahte olduğunu  çok  iyi  biliyordum. Bir şey  istemediğimi  söylesem  de ikisi de odadan çıkıp  bizi yalnız  bıraktılar. Kerem'e  baktım  sonra da annesine.

Yattığım  yerde doğruldum. " Tuna Hanım,  istediğiniz  oldu işte, sevinebilirsiniz.Ama şunu  unutmayın  her şey  için  pişman  olacaksınız. Hiç  bir şey  bilmiyorsunuz,  benim annemin neler yaşadığını,  kardeşinizin  anneme neler  yaşattığını  bilmiyorsunuz. Öğrendiğiniz  zaman yaptığınız,  söylediğiniz  her şey  için pişman  olacaksınız  ama her şey  için  çok  geç  olacak."

Son sözleri  Kerem  için  söylemiştim. Ve o da bunu çok  güzel anlamıştı  ama umrunda olduğunu  sanmıyordum.

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin