23-

602 25 1
                                    

Mila-

Kafeyi kapatıp  çıktığımda saat gece yarısı  olmuştu. Otobüs  durağına  yürürken sürekli  arkama bakıp  duruyordum. Haberlerde neler duyuyorduk.. Suçsuz, günahsız  insanlar öldürülüyordu. Yanımda  bir araba durduğunda  adımlarımı  hızlandırdım.

" Mila!! " Kerem'in sesiydi bu. Arkamı  döndüm. Arabadan inmiş  bana doğru  yürüyordu. " Seni eve bırakmama izin ver lütfen. Bu saatte tek başına  gitmene izin veremem. "

Bir şey  demeden arabaya bindim. O da bindiğinde  hemen arabayı  çalıştırdı.

" Şu gelen kız.. Onu  pek gözüm  tutmadı  benim. Dikkat edin, olur mu güzelim? " Cevap vermeden öylece bekledim. Bana hâlâ  güzelim  diyordu ama ona artık  inanamazdım. Sonra bir anda dönüp yüzüne  baktım.

" Daha ne kadar inat edeceksin? Boşanmak  istiyorum  diyorum. Kendime yeni bir sayfa açmak  istiyorum. " Gözlerinde bir çok  duyguyu görebiliyordum. Pişmanlık,  öfke,  hayal kırıklığı..

" O adamla aranda bir şey  mi var? Karakola gelen kılkuyruk vardı  bir tane. " Kafa salladım. " Onun bir adı  var. Ural benim  için  çok  özel  biri Kerem. Onu kaybetmek istemiyorum."

**

Eve gelir gelmez üzerimi  değiştirip  mutfağa  girmiştim. Aylin geleli bir hafta olmuştu  ama hemen iş bulup  çalışmaya  başlamıştı. Bize yük olmamaya çalışıyordu. Halamı çok  hatırlamasam  da onunla resimlerimiz vardı. Çok güzel bir kadınmış  halam.

" Mila abla , hoşgeldin. Ben yemek  yapmıştım seni bekledim. Kuzey  abi sevgilisiyle dışarıda  yiyecekmiş. Ben hiç  sevmedim  o kızı,  sen seviyor musun? " Gülümseyip  dolaptan çıkarttığım tabakları  masaya koydum.

" Biraz nefes  al Aylin! Ayrıca Tuğçe  çok  iyi biridir. Tuğçe'nin annesi babamın eski iş ortağıydı. Yani  çocukluktan  beri tanırız  birbirimizi. Ve lütfen  düşüncelerini  bu kadar açık bir şekilde  dile getirme  olur mu? İnsanlar yanlış  anlayıp  üzülebilir." Aylin kafa sallayıp  yemekleri  masaya taşıdı. Yemek yerken Aylin bileğimdeki bilekliğe bakıyordu.

" Çok güzelmiş,  nereden aldın? " Gülümseyip  bilekliğe  baktım. Ucunda güneş  ve dünya şekilleri  olan bir bileklikti. Annem on sekizinci yaş  günümde almıştı. " Annemin hediyesiydi."

Aylin daha yirmi yaşındaydı. Babasını  bir kazada kaybetmişti. Babasından iki sene sonra  da annesi ölmüştü. Anlattığına  göre  çok  seviyorlarmış  birbirlerini. " İş nasıl gidiyor? İstersen  abimle konuşayım sana daha güzel  bir iş bulsun. "

Aylin hayır  dercesine başını  sağa sola  çevirdi.  " Gerek yok, şuan  memnunum. Teşekkür  ederim." Yemekten sonra odalarımıza  geçmiştik. Çok  uykum vardı.

Engin-

Pelin arka kapıyı  açtığında  içeri  girdim hemen. Evde kimse yoktu sanırım. " Kimse yok  mu evde? "

Pelin  gülümsedi. " Hadi yine iyisin. Kuzey, sevgilisiyle dışarıda. Aradım  ama eve gelmeyeceklerini söylediler. Mila da uyumuştur şimdi. Yani sabaha kadar kız  senin. " Sonra kolumu tuttu.

" Sakın yanlış  bir şey  yapma. Yoksa bu kez  paçayı  kurtaramayız Engin. " Merdivenlerden  çıkıp Mila'nın  odasına  girdim. Uyuyordu, saçları  görmeyeli  uzamıştı baya. Kapıyı  kilitleyip montumu kapının  arkasına  astım.

" Çok özledim  seni. Sen de beni özledin  biliyorum. " Yanına  uzanıp saçlarını  okşamaya  başladım. Bana doğru  dönüp  iyice sokuldu.

" Kerem.." Sinirle dişlerimi  sıkıp sakinleşmek  için  10'a kadar  saydım. Hâlâ  o adamı  sayıklıyordu. O adamı  öldürmediğim için  o kadar pişman  olmuştum  ki.

" Buradayım  sevgilim, sarıl bana. Kocan seni çok özledi. " Bunu dememi bekliyormuş  gibi sarıldı  bana. Bu ilacın  yan etkilerini sevmiştim. Mila sabah hiç  bir şey  hatırlamayacaktı. Dudaklarımı  yanağına  bastırıp bir kaç  dakika öylece  kaldım. İstesem şimdi  onu kadınım  yapabilirdim ama ben öyle  bir insan değildim. Kendi  isteğiyle  benim olmasını  bekleyecektim.

Onu çok  sevmiştim. Ama o benden  kaçmıştı. Onu cezalandırmak  gerekiyordu ama ona kıyamıyordum  da. Üzerimizi  örtüp  kendimi uykunun kollarına  bıraktım.

Mila-

Uykumdan sıçrayarak  kalkmıştım. Rüyamda  Engin'in sesini  duymuştum, beni çok  özlediğini  söylüyordu. Düşüncelerimden  kurtulmak için yatağımı toparlayıp  aşağı  indim. Herkes kahvaltı maasındaydı.

" Günaydın, ne çok  uyumuşum. Bugün  kendime  izin  verdim, patron  izni. " Abim kahkaha atıp  yanındaki  boş  sandalyeyi gösterdi  oturmam için. Yanına  oturup tabağıma kahvaltılıklardan aldım. O sırada  bilekliğimin olmadığını  farkettim. Beş  senedir bileğimden çıkarmadığım bilekliğim yoktu.

" Bilekliğim  yok.. " Sandalyeden  kalkıp koşar  adım  odama çıktım. Yatağın  altını  üstüne getirdim  ama yoktu. Nereye gidebilirdi ki? Daha dün  gece bileğimdeydi. Bütün  modum düşmüştü. O benim  uğur  bilekliğimdi, bana uğur  getirdiğine  inanıyordum. Abim beni teselli etse de işe yaramamıştı.

Sonra aklıma  Aylin'in bilekliğe  hayranlıkla baktığı  an geldi. Acaba o almış  olabilir miydi? Ne de olsa  onun huyunu suyunu tam bilmiyorduk. Akşam  gelince ona soracaktım. Evde duramayacağımı anlayınca  Asu'ya mesaj attım görüşmek  için.

**
Tuğçe-

İşten  geldiğimde  evde sadece Aylin vardı. Mutfakta bir şeyler  yapıyordu. Ona selam verip Kuzey'in  odasına  çıktım. Aylin gidene kadar Kuzey'in  odasında  kalacaktım. Ben yatakta yatarken  Kuzey koltukta uyuyordu geceleri.

Eve dönerken  Kuzey'in  sevdiği  atıştırmalıklardan almıştım. O da gelmek üzereydi. Üzerimi  değiştirip  hafif bir makyaj yaptıktan  sonra aşağı  indim. Aylin sanırım  odasına  çıkmıştı.

Yemek  masasını  kurup Aylin'e  seslendim. İki dakika sonra gelmişti. Aylin geldiğinden  beri  yemeği  o yapıyordu. Yemekleri de çok  lezzetliydi. " Ellerine sağlık. Ben daha makarna yapmayı  beceremiyorum." dedim gülerek. Birlikte yemek yerken sohbet etmiştik,  sanırım  ısınmaya  başlıyordum.

" Ben geldim!! " Kuzey gelince kalkıp  onu karşıladım. Aylin bizi yalnız  bırakıp  odasına  çıktığında  Kuzey bana yaklaşıp  yanağıma  bir öpücük  kondurdu. " Deneme süresi  bitti sanırım. Bunu bir üst  seviyeye taşımak  isterim. İzniniz var mı efendim? " Kahkaha  atıp  kafa salladım.

Odaya çıktığımızda  Kuzey kapıyı  kilitleyip ışıkları  söndürdü. Karanlıkta  onu zar zor görüyordum. Yatağa  oturduğumuzda  Kuzey ellerimi tutmuş, öylece  bekliyordu.

" Seni incitmekten korkuyorum. Yıllardır  bu anı  bekledim  ama seni  incitmek istemiyorum. O yüzden  sadece sarılıp  uyuyalım sevgilim. "

Dudaklarımı  dudaklarına  bastırıp öylece  bekledim. Saniyeler içinde kıyafetlerimiz yere saçılmıştı bile.

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin