Sabah uyandığımda saat daha dokuz bile olmamıştı. Yavaşça yataktan kalkıp banyoya geçtim. Kerem iki gündür bana uzak davranıyordu. Başa dönmüştük yine. Üstümü giyinip telefonumu elime aldığımda İrem'in mesaj attığını gördüm.
İrem-
Seninle çok acil konuşmam lazım. Akşam benimle eski parkta buluş. Lütfen..
Eski park artık depo olmuştu. Oraya neden çağırıyordu bilmiyordum ama acil dediğine göre önemli bir şeydir. Kafeyi kapatıp geleceğimi yazdıktan sonra telefonu çantama attım.
Aşağı indiğimde Aysima Hanım salonda oturuyordu. Salonun kapısını kapatıp karşısındaki koltuğa oturdum.
" Demek abime dava açan sizdiniz? Neden? "
Aysima Hanım bir süre konuşmadan bekledi. Sonra konuşmaya başladı. " Ben reddedilmek ne demek bilmem. İlk kez reddedildim ve çok zoruma gitti. Yapabildiğim tek şey dava açmaktı. Doğru bir şey değildi ama olan oldu. "
Sinirle ayağa kalktım. Ben zaten kime ne anlatıyorum ki.. Odadan çıkıp kendimi dışarı attım. Aslan kapıda bekliyordu. Beni görünce yanıma geldi.
" Seni uyarmıştım. Kerem seni sevmiyor, sadece intikam almak istiyor. Sakın ona güvenme. " Aslan sürekli böyle şeyler imâ ediyordu ama nedenini bilmiyordum. Sorsam bile söylemiyordu. Gözlerimi devirip arabaya bindim.
" Bana böyle şeyler söylemeyi ne zaman bırakacaksın? Hayat benim için yeterince kötü zaten. Bir de sen başlama lütfen. " Sesini çıkarmayıp arabayı çalıştırınca derin bir nefes aldım.
**
Aslan beni kafeye bırakıp gitmişti. Mutfağa geçtiğimde Serkan'ın çok telaşlı olduğunu gördüm. Siparişleri yetiştirmekte zorlanıyordu. Sesimi çıkarmadan dolaptan yumurtaları çıkarıp tezgahın üzerine koydum.
" Asu'nun yokluğu çok belli be patron. Şimdi burada olsaydı her şey yetişirdi. " Karıştırdığım yumurta beyazını bırakıp ona döndüm.
" Kavga etmekten başka bir şey yapmıyordunuz Serkan. Ondan hoşlanmadığını düşünüyordum."
" Hoşlanmıyorum zaten seviyorum. " Sonra ne dediğini anlayıp sustu. Duymamış gibi yapıp işime geri döndüm.
Bulut ekmekleri hazırlayıp tezgahın üzerine koydum. İrem'in yanına gidecektim daha. Önlüğümü çıkarıp Serkan'ın eline tutuşturdum. " Ben biraz erken çıkacağım. Kafeyi kapatın, yarın açmıyoruz. Siz de izinlisiniz. "
Kafeyi bazen bir gün boyunca açmıyordum. O sürede elemanlar dinlenmiş oluyordu. Çantamı alıp kafeden çıktığımda saat akşam yediye geliyordu. Etrafa göz gezdirdiğimde Aslan'ı görememiştim. Ekrem Bey ısrar etmese işe de kendim gelirdim ama gelinim rahat rahat gidip gelsin istiyorum demişti.
**
İrem'in attığı konuma geldim. Çevrede kimse yoktu. Tam onu arayacakken mesaj geldi. İrem atmıştı." Mila, kurtar beni. 30 numaralı depodayım."
Aceleyle hem yürüyor hem de depo numaralarına bakıyordum. 30 numaralı depoyu görünce hemen girdim. Deponun içinde sadece bir koltuk vardı. Koltuğun üzerine bir yastık ve battaniye bırakılmıştı. Tam o sırada birisi beni ittirdi. Dengemi kaybedip yere düştüm. Beni iten kişiye baktım.
" Tuna Hanım? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Ficção AdolescenteGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "