10-

746 38 0
                                    

Sabah uyandığımda saat daha dokuz bile olmamıştı. Yavaşça yataktan kalkıp banyoya geçtim. Kerem iki gündür bana uzak davranıyordu. Başa dönmüştük yine. Üstümü giyinip telefonumu elime aldığımda İrem'in mesaj attığını gördüm.

İrem-

Seninle çok acil konuşmam lazım. Akşam benimle eski parkta buluş. Lütfen..

Eski park artık depo olmuştu. Oraya neden çağırıyordu bilmiyordum ama acil dediğine göre önemli bir şeydir. Kafeyi kapatıp geleceğimi yazdıktan sonra telefonu çantama attım.

Aşağı indiğimde Aysima Hanım salonda oturuyordu. Salonun kapısını kapatıp karşısındaki koltuğa oturdum.

" Demek abime dava açan sizdiniz? Neden? "

Aysima Hanım bir süre konuşmadan bekledi. Sonra konuşmaya başladı. " Ben reddedilmek ne demek bilmem. İlk kez reddedildim ve çok zoruma gitti. Yapabildiğim tek şey dava açmaktı. Doğru bir şey değildi ama olan oldu. "

Sinirle ayağa kalktım. Ben zaten kime ne anlatıyorum ki.. Odadan çıkıp kendimi dışarı attım. Aslan kapıda bekliyordu. Beni görünce yanıma geldi.

" Seni uyarmıştım. Kerem seni sevmiyor, sadece intikam almak istiyor. Sakın ona güvenme. " Aslan sürekli böyle şeyler imâ ediyordu ama nedenini bilmiyordum. Sorsam bile söylemiyordu. Gözlerimi devirip arabaya bindim.

" Bana böyle şeyler söylemeyi ne zaman bırakacaksın? Hayat benim için yeterince kötü zaten. Bir de sen başlama  lütfen. " Sesini çıkarmayıp arabayı  çalıştırınca  derin bir nefes aldım.

**

Aslan beni  kafeye bırakıp  gitmişti. Mutfağa  geçtiğimde  Serkan'ın  çok  telaşlı  olduğunu  gördüm. Siparişleri yetiştirmekte zorlanıyordu. Sesimi çıkarmadan  dolaptan  yumurtaları  çıkarıp  tezgahın  üzerine  koydum.

" Asu'nun yokluğu  çok  belli be patron. Şimdi  burada olsaydı her şey  yetişirdi. " Karıştırdığım  yumurta beyazını  bırakıp  ona döndüm.

" Kavga etmekten başka  bir şey  yapmıyordunuz  Serkan. Ondan hoşlanmadığını  düşünüyordum."

" Hoşlanmıyorum zaten seviyorum. " Sonra ne dediğini  anlayıp  sustu. Duymamış gibi yapıp  işime  geri döndüm.

Bulut  ekmekleri hazırlayıp  tezgahın  üzerine koydum. İrem'in  yanına  gidecektim daha. Önlüğümü  çıkarıp  Serkan'ın  eline tutuşturdum. " Ben biraz erken çıkacağım. Kafeyi kapatın,  yarın  açmıyoruz. Siz de izinlisiniz. "

Kafeyi bazen bir gün  boyunca  açmıyordum. O sürede elemanlar dinlenmiş  oluyordu. Çantamı alıp  kafeden çıktığımda  saat akşam  yediye geliyordu. Etrafa göz  gezdirdiğimde Aslan'ı  görememiştim. Ekrem Bey  ısrar  etmese işe  de kendim gelirdim ama gelinim rahat rahat  gidip gelsin  istiyorum  demişti.

**
İrem'in  attığı konuma  geldim. Çevrede  kimse yoktu. Tam onu arayacakken mesaj  geldi. İrem atmıştı.

" Mila,  kurtar beni. 30 numaralı  depodayım."

Aceleyle hem yürüyor  hem de depo numaralarına bakıyordum. 30 numaralı depoyu görünce  hemen girdim. Deponun içinde  sadece bir koltuk vardı. Koltuğun üzerine bir yastık  ve battaniye bırakılmıştı. Tam o sırada  birisi  beni ittirdi. Dengemi kaybedip yere düştüm. Beni iten kişiye  baktım.

" Tuna Hanım? "

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin