33-

293 18 7
                                    

" Ne var bu yurtdışında  Allah aşkına ya! Niye gidiyorsunuz ki? " Benim isyanıma  gülen  İrem sıkıca  sarılmıştı  bana. Sonra Kerem'e döndü.

" Bu deli  sana emanet. İkisine  de çok  iyi  bak." dedi. Kerem kafasını  sallayıp  Aslan'a döndü. Vedalar neden bu kadar zor olmak zorundaydı?

İrem ve Aslan yurtdışına  gidiyordu. Bir süre  orada yaşayacak sonra  tekrar döneceklerdi. İkisiyle  de vedalaşıp onları  yolcu ettik.

**
Telefon çaldığında  evde oturmuş  dizi izliyorduk. Abim arıyordu. Hemen açtım.

" Alo? Abi? " Bir süredir  onlarla görüşememiştik. Abim işi  yüzünden  çok  yoğundu. Tuğçe  de genelde evde duruyordu.

" Mila sana ihtiyacım  var. Tuğçe'yi  doğuma aldılar. Lütfen  gel. " Abimin sesi heyecandan  çok  çaresiz gibi çıkıyordu. Hemen  telefonu  kapatıp  Kerem'e haber vermiştim.

**

Asu, Kerem ve ben hastaneye  vardığımızda doğum  devam ediyordu. Abimin yanına  gittim çok gergin duruyordu. " Abi, korkma.. Tuğçe'ye hiç  bir şey  olmayacak. Allahın  izniyle çıkacak  ordan." dedim ona güç  verircesine. Ben  de çok korkuyordum ama bunu abime belli edemezdim.

" Mila, kalbi durdu. Tekrar  döndürdü doktorlar ama yine durursa bebeğin  de Tuğçe'nin  de yaşama  şansı  çok düşükmüş. Ben artık  bebeği  de geçtim  Tuğçe  iyi olsun bana  yeter. "

Bebek ağlama  sesini duyunca abimle birbirimize  baktık.

Kuzey-

Bebek ağlama  sesiyle Mila'ya baktım. Ağlayan  benim kızım mıydı? Doğumhanenin  kapısı  açıldığında kucağında  bebekle bir hemşire  çıktı. " Kuzey  Ilgaz? " Bir adım  öne  gittim. Kızım  hemen bir adım  önümdeydi ama benim aklım karımdaydı. Bebeğe  bakmadan içeri  girdim.

" Tuğçe? " Tuğçe'nin  başında  iki doktor vardı. Beni görünce  çıkmamı  söyleseler  de çıkmadım. Tuğçe'nin yanına  gidip elimle saçlarını  okşadım. Terden sırılsıklam  olmuştu.

" Bebeğimiz  doğdu  sevgilim. Kime benzediğini  bilmiyorum  ama sana benzediğine  eminim. Hadi kalk  gidelim. " Bana cevap veren tek şey sessizlikti.

" Beyefendi  çok  üzgünüm  ama eşinizi  kaybettik. İkinci  kez kalbi durduğunda kurtaramadık. " Sonra diğer doktora   döndü.

" Ölüm  saati 20:00 "

**

Tuğçe  gitmişti. Beni bu dünyada  bir başıma  bırakıp  gitmişti. Onsuz yaşamayı  bilmiyordum ki ben. Çocukluğumdan  beri o vardı  benim için. İlk ve tek  aşkımdı  Tuğçe.

Bebek hâlâ  küvezdeydi. Hastaneye gitmeye cesaret edemiyordum. Ya onu da kaybedersem ya o da  annesi gibi  bırakıp  giderse. Tuğçe'nin  bana emanetiydi  o. Adına  bile karar vermiştik,  Ada olacaktı  kızımızın  adı.

" Abi, bebeği  küvezden  çıkaracaklar. Aynı  Tuğçe'nin  bebekliği  biliyor  musun? Karın  sana kopyasını  bırakmış. Hadi gidelim abi. Bebekler  hisseder. "

Güçlükle  ayağa  kalktım. Kendimi  yerlere atıp  ağlayasım  vardı  ama yapamıyordum. Benim bir kızım  vardı. Annesi doğumda  melek olan bir kızım.

**

Hastaneye  gittiğimizde bebek bakım ünitesindeki  hemşire  hemen bebeği  getirmişti. Gerçekten  de aynı  Tuğçe'nin  bebekliğiydi. Ona çok  benziyordu. Mila'ya  onu gösterdim.

" Şimdi  o ses ondan mı çıkıyor? " Mila gülümseyip kafa salladı. Küçücüktü  ama ağlama  sesiyle bütün  hastaneyi birbirine  katmıştı. Hemşirenin  bebeği  bana uzatmasıyla  dikkatle kucağıma  aldım.

" Kızım.. Ada'm.. " Kollarımda  susmuştu. Minicikti. Sevdiğim  kadından  bir parçaydı.Onun bana emanetiydi.

**

Mila-

Aradan üç ay geçmişti. Minik oğlum içimde git gide büyüyor doğmak için sabırsızlanıyordu. Zaman çok çabuk geçiyordu. Daha dün gibi hatırlıyordum  Tuğçe'nin hamileliğini.. Ama şimdi  o yoktu. Bizi, kocasını  ve kızını  bırakıp  gitmişti.

Abim yaşayan  bir ölü  gibiydi. Sadece işe  gidip  geliyor başka  da bir şey  yapmıyordu. Ada bizimle kalıyordu tabiki abim de. Abim kendi  dünyasında  üç  kişiydi. Hayallerinde yaşattığı karısı ve karısının  emaneti  olan biricik kızı.

" Yenge,  Sude'yle biraz  ilgilenir misin? Karakola gidip Serkan'ı soracağım. " dedi Asu , Sude'yi  uzatırken. Sude'yi  kucağıma  aldım. Asu bir ay önce  doğum  yapmıştı bir de bunun üstüne  kocasının peşine düşmüştü. Serkan doğumdan  iki gün önce  şeflik eğitimi için  yurtdışına  gidecekti ama uçak düşmüştü ve Serkan hayatını kaybetmişti. Haberleri   izlediğimizde bunu Asu'dan nasıl saklayacağımızı düşünüyorduk ama öğrenmişti. Gerçi  hiç  bir ceset ona ait değildi  ama korkuyorduk.

Karşımda  oturan Kerem'e baktım. Onu çok  seviyordum. Ona bir  şey  olsa delirirdim  herhalde. Asu ve abim en sevdiklerini  kaybetmişlerdi  ve onlar  için  çok  üzülüyordum. Sonra Sude'ye baktım  ardından  Tuna Hanım'ın kucağındaki Ada'ya. Biri babasını  hiç  göremeyecekti  diğeri  annesini.

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin