" Ne var bu yurtdışında Allah aşkına ya! Niye gidiyorsunuz ki? " Benim isyanıma gülen İrem sıkıca sarılmıştı bana. Sonra Kerem'e döndü.
" Bu deli sana emanet. İkisine de çok iyi bak." dedi. Kerem kafasını sallayıp Aslan'a döndü. Vedalar neden bu kadar zor olmak zorundaydı?
İrem ve Aslan yurtdışına gidiyordu. Bir süre orada yaşayacak sonra tekrar döneceklerdi. İkisiyle de vedalaşıp onları yolcu ettik.
**
Telefon çaldığında evde oturmuş dizi izliyorduk. Abim arıyordu. Hemen açtım." Alo? Abi? " Bir süredir onlarla görüşememiştik. Abim işi yüzünden çok yoğundu. Tuğçe de genelde evde duruyordu.
" Mila sana ihtiyacım var. Tuğçe'yi doğuma aldılar. Lütfen gel. " Abimin sesi heyecandan çok çaresiz gibi çıkıyordu. Hemen telefonu kapatıp Kerem'e haber vermiştim.
**
Asu, Kerem ve ben hastaneye vardığımızda doğum devam ediyordu. Abimin yanına gittim çok gergin duruyordu. " Abi, korkma.. Tuğçe'ye hiç bir şey olmayacak. Allahın izniyle çıkacak ordan." dedim ona güç verircesine. Ben de çok korkuyordum ama bunu abime belli edemezdim.
" Mila, kalbi durdu. Tekrar döndürdü doktorlar ama yine durursa bebeğin de Tuğçe'nin de yaşama şansı çok düşükmüş. Ben artık bebeği de geçtim Tuğçe iyi olsun bana yeter. "
Bebek ağlama sesini duyunca abimle birbirimize baktık.
Kuzey-
Bebek ağlama sesiyle Mila'ya baktım. Ağlayan benim kızım mıydı? Doğumhanenin kapısı açıldığında kucağında bebekle bir hemşire çıktı. " Kuzey Ilgaz? " Bir adım öne gittim. Kızım hemen bir adım önümdeydi ama benim aklım karımdaydı. Bebeğe bakmadan içeri girdim.
" Tuğçe? " Tuğçe'nin başında iki doktor vardı. Beni görünce çıkmamı söyleseler de çıkmadım. Tuğçe'nin yanına gidip elimle saçlarını okşadım. Terden sırılsıklam olmuştu.
" Bebeğimiz doğdu sevgilim. Kime benzediğini bilmiyorum ama sana benzediğine eminim. Hadi kalk gidelim. " Bana cevap veren tek şey sessizlikti.
" Beyefendi çok üzgünüm ama eşinizi kaybettik. İkinci kez kalbi durduğunda kurtaramadık. " Sonra diğer doktora döndü.
" Ölüm saati 20:00 "
**
Tuğçe gitmişti. Beni bu dünyada bir başıma bırakıp gitmişti. Onsuz yaşamayı bilmiyordum ki ben. Çocukluğumdan beri o vardı benim için. İlk ve tek aşkımdı Tuğçe.
Bebek hâlâ küvezdeydi. Hastaneye gitmeye cesaret edemiyordum. Ya onu da kaybedersem ya o da annesi gibi bırakıp giderse. Tuğçe'nin bana emanetiydi o. Adına bile karar vermiştik, Ada olacaktı kızımızın adı.
" Abi, bebeği küvezden çıkaracaklar. Aynı Tuğçe'nin bebekliği biliyor musun? Karın sana kopyasını bırakmış. Hadi gidelim abi. Bebekler hisseder. "
Güçlükle ayağa kalktım. Kendimi yerlere atıp ağlayasım vardı ama yapamıyordum. Benim bir kızım vardı. Annesi doğumda melek olan bir kızım.
**
Hastaneye gittiğimizde bebek bakım ünitesindeki hemşire hemen bebeği getirmişti. Gerçekten de aynı Tuğçe'nin bebekliğiydi. Ona çok benziyordu. Mila'ya onu gösterdim.
" Şimdi o ses ondan mı çıkıyor? " Mila gülümseyip kafa salladı. Küçücüktü ama ağlama sesiyle bütün hastaneyi birbirine katmıştı. Hemşirenin bebeği bana uzatmasıyla dikkatle kucağıma aldım.
" Kızım.. Ada'm.. " Kollarımda susmuştu. Minicikti. Sevdiğim kadından bir parçaydı.Onun bana emanetiydi.
**
Mila-
Aradan üç ay geçmişti. Minik oğlum içimde git gide büyüyor doğmak için sabırsızlanıyordu. Zaman çok çabuk geçiyordu. Daha dün gibi hatırlıyordum Tuğçe'nin hamileliğini.. Ama şimdi o yoktu. Bizi, kocasını ve kızını bırakıp gitmişti.
Abim yaşayan bir ölü gibiydi. Sadece işe gidip geliyor başka da bir şey yapmıyordu. Ada bizimle kalıyordu tabiki abim de. Abim kendi dünyasında üç kişiydi. Hayallerinde yaşattığı karısı ve karısının emaneti olan biricik kızı.
" Yenge, Sude'yle biraz ilgilenir misin? Karakola gidip Serkan'ı soracağım. " dedi Asu , Sude'yi uzatırken. Sude'yi kucağıma aldım. Asu bir ay önce doğum yapmıştı bir de bunun üstüne kocasının peşine düşmüştü. Serkan doğumdan iki gün önce şeflik eğitimi için yurtdışına gidecekti ama uçak düşmüştü ve Serkan hayatını kaybetmişti. Haberleri izlediğimizde bunu Asu'dan nasıl saklayacağımızı düşünüyorduk ama öğrenmişti. Gerçi hiç bir ceset ona ait değildi ama korkuyorduk.
Karşımda oturan Kerem'e baktım. Onu çok seviyordum. Ona bir şey olsa delirirdim herhalde. Asu ve abim en sevdiklerini kaybetmişlerdi ve onlar için çok üzülüyordum. Sonra Sude'ye baktım ardından Tuna Hanım'ın kucağındaki Ada'ya. Biri babasını hiç göremeyecekti diğeri annesini.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Teen FictionGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "