38-

179 19 1
                                    

" Geldim işte, bir daha gitmeyeceğim."

Ada hâlâ bana surat asıyordu. Gideceğim diye korktuğundan gece yanımda uyuyordu. Eve döneli bir hafta olmuştu. Kuzey ile pek muhattap olmuyordum artık.

" Yağmur, yemeği dışarda yiyelim. Yemek yapmadın değil mi? "

Elimdeki tavayı ocağa koyup Kuzey'e döndüm. " Yapmadım, şimdi yapacaktım. "

Kuzey gülümseyip Ada'ya baktı. Ada da bana bakıp elimi tuttu. " Gidelim yütfen! "

**

Geldiğimiz yer sahilde bir köfteciydi. Ada burada yapılan ekmek arası köfteyi çok seviyormuş.

Kuzey arabanın bagajından katlanabilir masa ve sandalyeleri çıkarıp köfte arabasının yanına kurdu. " Usta, bize iki tam ve bir yarım köfte atar mısın? "

Adam kafa sallayıp işine döndü. On dakika sonra getirmişti siparişlerimizi. " Kuzey Bey hoşgeldiniz, uzun zamandır gelmiyordunuz. Küçük cimcimeyi özledik. " dedi adam. Kuzey adamla biraz sohbet ettikten sonra adam gitmişti. Ada sanki günlerce aç kalmış gibi yiyordu ekmek arası köfteyi.

" Ada burayı çok seviyor. Biz eskiden buraya geliyorduk, Tuğçe'yle. "

Anladım dercesine kafamı salladım. Tuğçe'nin ölümünü Mila anlatmıştı bana. Doğumda kalbi durmuş. Çocukluk aşkıymış Kuzey'in. Sakın abime aşık olma, üzülmeni istemiyorum. Tuğçe ölmüş olsa da onu asla unutmaz abim demişti Mila. Ama ben çoktan aşık oldum ve kalbime söz geçiremiyorum.

**

Eve döndükten sonra Ada'yı odasına götürdüm. Saat çok geç olmuştu.

" Hadi artık, uyu. " Ada yatağında doğrulup oturdu. " Yağmuyy, ben şana anne demek istiyoyum."

Şaşkınlıkla Ada'ya baktım. Yatağın kenarına oturup Ada'nın elini tuttum.

" Ama ben senin annen değilim güzelim. " Komodinin üzerindeki resim çerçevesini elime alıp Ada'ya gösterdim. Kuzey ve Tuğçe'nin fotoğrafı vardı. Parmağımla Tuğçe'yi gösterdim. " Bak, annen bu. "

Ada sinirle yataktan çıkıp karşıma dikildi. Gözlerinden yaşlar akıyordu.

" Şen beni şevmiyoşun! " Onu tutup kendime çektim. Sarılıp sakinleşmesi için saçlarını okşadım.

" Yağmuy abla, annem oluy muşun?

" Babama şöylemem, o yokken deyim."

Tam o sırada odanın kapısı açıldı. Kuzey gelmişti. Ada'yı kucağına alıp gözyaşlarını sildi.

" Ne oldu kızım? Anlat hadi." Ada bana baktı ama konuşmadı. Sonra babasına döndü.

" Yağmuy, beni şevmiyo. Annem oluy musun diyoyum olmuyo."

" O zaman annem gelşin. Ben anne istiyoyum."

**

Kuzey-

Ada nihayet uyuduğunda üzerini örtüp odadan çıktım. Yağmur salonda oturuyordu. Yanına gidip oturdum. Bana döndü.

" Kuzey Bey, ben çok özür dilerim ama ona anlatmaya çalıştıkça hırçınlaşıyor. Kabullenemiyor. Belki de annesinin mezarına götürmelisiniz. Kabullenmesi güç olsa da kabullenecek. "

" Özür dilenecek bir şey yok. Senin suçun yok ki. Seni çok seviyor. Anne şefkatini sende buluyor. "

Yağmur'a karşı bir şeyler hissediyordum ama yanlıştı. Ada da onu annesi gibi görüyordu. Konuştuklarını duymuştum. Ada ona anne demek istiyordu. Çünkü annesi gibi görüyordu Yağmur'u. Yağmur da kızı gibi görüyordu onu.

" Hadi sen de git dinlen. Ben de birazdan uyurum. "

" Peki, iyi geceler. " Yağmur gittikten sonra biraz salonda oturduktan sonra odama geçtim. Yarın büyük bir gün olacaktı. Projeye başlamıştık ben de gidip bakacaktım.

**

" Anne! Çayı ben götüyebiliy miyim?"

Ada'nın sesini duyduğumda hazırlanmış odamdan çıkıyordum. Dinlemeye devam ettim.

" Ada, kaç kez konuştuk seninle. Seni çok seviyorum ama bana anne demen doğru değil. Bu arada çayı götüremezsin. Sen gidip bana telefonumu getir olur mu?"

" Tamam anne! "

Gülümseyip aşağı indim. Ada beni görünce Yağmur'a koştu. " Yağmuy abla, babam uyanmış."

Bu kız ne ara bu kadar üçkağıtçı olmuştu acaba. Bir şey demeden sandalyeme oturdum. Sonra Ada'ya baktım.

" Birisi anne diye bağırıp duruyordu kimdi o? " Ada hemen Yağmur'a baktı. Sonra bana dönüp gülümsedi.

" Çizgi fiym izliyodum baba."

Kahvaltıdan sonra Yağmur'a masayı toplamasına yardım ettikten sonra evden çıkmıştım. Arabam tamirde olduğu için otobüsle gidecektim.

Biraz bekledikten sonra otobüs gelmişti. Tam otobüse binecekken birini gördüm. Tuğçe'nin boylarındaydı ve ona benziyordu. Otobüsten inip kadının peşinden gittim.

" Tuğçe! "

Kadın beni duymamıştı, gelen arabaya binip gitti. Arabada küçük bir çocuk vardı ve kadına anne diye seslenmişti. " Sanırım Tuğçe'nin ölümünü kabullenmeyen sadece Ada değil. Benim de kabullenmem gerek. "

**



Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin