18-

658 30 0
                                    

O günden sonra Kerem'i görmezden geliyordum. Karar vermiştim, boşanıp kendime yeni bir hayat kuracaktım. Ekrem amcayla konuşmak için şirkete geldiğimde beni asistanı karşıladı.

" Hoşgeldiniz, ben Ekrem Bey'e haber verdim. Sizi bekliyor."

Kıza teşekkür edip kapıyı tıklayarak içeri girdim. Ekrem amca beni ayağa kalkıp karşıladı.

" Hoşgeldin kızım, geleceğini duyunca çok şaşırdım. " Sonra eliyle masasının karşısındaki koltuğu gösterdi. Koltuğa oturdum.

" Ekrem amca, seninle önemli bir şey konuşmak istiyorum. Bu pek hoşuna gitmeyecek ama.. Ben boşanmak istiyorum. " Ona Kerem'in uykusunda Melek diye birinin adını sayıkladığını anlattım. Zaten bizden olmayacağını hepimiz biliyorduk.

" Melek, Kerem'in beş sene önceki sevgilisiydi. Bir gün bir açıklama bile yapmadan terketti Kerem'i. Ama seni sevecek, sevmeli. " Gülümsedim..

" Ekrem amca kimseye zorla birini sevdiremezsiniz. Tuna Hanım'ın kardeşine olanlar için çok üzgünüm ama kazayla ölmüş, annemin hiç bir suçu yok.  Ben daha bebektim, abim küçücük bir çocuktu. O bile hatırlamıyor olanları. " Ekrem amca oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. " Bak kızım, Kerem'in kafası çok karışık. Ama seni seviyor, sevmese sen vurulduğunda bu kadar korkmazdı. Senden sadece bir hafta istiyorum. Bir hafta sonra boşanmana izin vereceğim."

Bir şey diyemedim. Ekrem amcaya iyi günler dileyip odadan çıktım. Artık yaşadıklarım çok ağır geliyordu. Eve döndüğümde Tuna Hanım'ın koltukta oturduğunu gördüm. " Hoşgeldiniz. "

Cevap vermeden oturmaya devam etti. Kapı açıldığında Kerem girmişti içeri. Yanında bir kız vardı. Kızın ayağı sargıdaydı ve aksayarak yürüyordu. Tuna Hanım şaşkınca ayağa kalktı. " Melek, ne oldu sana? "

Melek... Daha az önce Ekrem amcayla bu kızı konuşmuştuk. Şimdi onu karşımda görmek şaşırtmıştı beni. Kerem, Melek'i koltuğa oturtup bana baktı.

" Melek bugün bir kaza geçirmiş ve beni aradı.  Bu gece burada kalacak. "

Kafa salladım. " Seninle biraz konuşabilir miyiz? " Birlikte onun odasına girdik. Kapıyı kapattım.

" Bu ne demek oluyor? Eski sevgilinin ne işi var bizim evimizde? " Kerem gülümsedi. " Bizim evimiz? Sen benden boşanacaktın hani, ne oldu? Aa dur, sen Melek'i kıskandın değil mi?" Kahkaha atıp eliyle saçlarını karıştırdı.

" Ekrem amcayla konuştuk. Melek'i anlattı biraz. Hiç bir açıklama yapmadan terketmiş seni. Ve sen, seni üzen kadını buraya getirdin. Benim olduğum eve. Ekrem amcaya söz vermiştim bir hafta beklemek için ama gerek kalmadı. "

Kerem kafa salladı. " Haklısın. Bir an önce boşanalım ve ben Melek ile evleneyim. En azından onun annesi bir katil değil. "

Sinirle komodinin üzerindeki gece lambasını ona fırlattım. Yere düşmeden eliyle yakalamıştı. Yanından geçip odadan çıktım.

**

Melek iki gündür bizde kalıyordu. Tuna Hanım sürekli Melek'e meyve soyup zorla yediriyordu. Onlara görünmeden  evden çıkacakken  Tuna Hanım'ın konuşmasını  duydum.

" Merak etme, şu  kızdan  kurtulalım ben seninle Kerem'in  arasını  yapacağım. "

" Ama Tuniş, Mila vazgeçmezse.. Ya son anda boşanmaktan  vazgeçerse.Hem biliyorsun Kerem hâlâ bana kızgın."  Daha fazla orada durmak  istemiyordum. Evden çıkıp  arabama bindim. Bir an önce  kafeye gitmek istiyordum.

Kafeye geldiğimde  dışarıda iki tane polis arabası  vardı. İçeri  girdim. Bir polis memuru  Serkan ve Asu'ya bir şeyler soruyordu. Yanlarına  gittim.

" Serkan? Ne oluyor burada? " Polis memuru bana döndü.

" Mila Argun? " Kafa salladım.

" Dün  bir ihbar aldık. Yemeklerinizi  yiyen bir kaç  müşteri  zehirlenmiş.  O yüzden  gıda  denetimi yapılacak. O zamana kadar burayı  mühürlüyoruz."  Başımdan aşağı  kaynar sular  dökülmüştü  sanki. Yine birisi benimle oynuyordu.

Asu bana sarılıp  teselli etmeye çalıştı ama olmuyordu. " Ben buraya  yıllarımı verdim Asu! Liseye giderken okuldan  sonra buraya gelirdim o zamanlar  küçüğüm  tabi annem yardım  ediyor. Sonra sadece tek başıma  işletmeye  başladım. Benim onca emeğim  var burada. "

Gözyaşlarıyla kafeyi  mühürlemelerini izledim. Eve dönmek  istemiyordum ama gideceğim  tek yer  orasıydı. " Hadi gidelim yenge, biraz dinlenmen lazım."

Asu'yla eve gelmiştik.  Asu bir süredir  arkadaşında  kaldığı  için olayları  bilmiyordu. Melek'i  görünce  şaşırmıştı  o da. Tuna Hanım  gülümseyerek bize baktı.

" Kötü  bir şey  yok değil  mi? Erken geldiniz de." Dikkatle ona baktım. Gözlerinin  içi  parlıyordu.

" Siz yaptınız  değil mi? Kafeyi  siz mühürlettiniz. " Kerem kolumu tutup  beni kenara çekti. Melek de korkmuş  koltuğa  sinmişti.

" Ay, bizi öldürmez dimi? Annesi katilmiş  ya hani. Bir yerde okumuştum, ailemizin  genlerini alırmışız. " Kerem'i  ittirip Melek'in üzerine  atladım. Saçını  tutup  çektim.

" Benim annem katil değil duydun mu? Benim annem katil değil."

" Yeter artık  Mila! " Kerem beni  ondan uzaklaştırdı. Kolumu da sıkı  sıkı  tutuyordu. Ama susmadım.

" Yeter artık,  ben size ne yaptım  da bana bunu yapıyorsunuz? Oğlunuzla evlendim diye yapmadığınızı  bırakmadınız  bana! Size güzel  bir haber vereyim. Bizim evliliğimiz kağıt  üzerindeydi gerçek  değildi. Ama bana yaptığınız her şey  için  pişman  olacaksınız. "

Odama gidip kapımı  kilitledim. Tuna Hanım,  Melek ve Kerem de gitmişti. Artık  yapamıyordum. Yaşadıklarım  çok  ağırdı. " Özür  dilerim  anne, yapamadım. " Elime doldurduğum ilacın hepsini  içtim.

" Ben sadece sevmiştim onu. Ama onlar beni çok  yaraladı  anne ,kalbim acıyor. Kalbimdeki yara geçmiyor,  yanına  geliyorum lütfen  bana kızma. Sizi çok  özledim."

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin