O günden sonra Kerem'i görmezden geliyordum. Karar vermiştim, boşanıp kendime yeni bir hayat kuracaktım. Ekrem amcayla konuşmak için şirkete geldiğimde beni asistanı karşıladı.
" Hoşgeldiniz, ben Ekrem Bey'e haber verdim. Sizi bekliyor."
Kıza teşekkür edip kapıyı tıklayarak içeri girdim. Ekrem amca beni ayağa kalkıp karşıladı.
" Hoşgeldin kızım, geleceğini duyunca çok şaşırdım. " Sonra eliyle masasının karşısındaki koltuğu gösterdi. Koltuğa oturdum.
" Ekrem amca, seninle önemli bir şey konuşmak istiyorum. Bu pek hoşuna gitmeyecek ama.. Ben boşanmak istiyorum. " Ona Kerem'in uykusunda Melek diye birinin adını sayıkladığını anlattım. Zaten bizden olmayacağını hepimiz biliyorduk.
" Melek, Kerem'in beş sene önceki sevgilisiydi. Bir gün bir açıklama bile yapmadan terketti Kerem'i. Ama seni sevecek, sevmeli. " Gülümsedim..
" Ekrem amca kimseye zorla birini sevdiremezsiniz. Tuna Hanım'ın kardeşine olanlar için çok üzgünüm ama kazayla ölmüş, annemin hiç bir suçu yok. Ben daha bebektim, abim küçücük bir çocuktu. O bile hatırlamıyor olanları. " Ekrem amca oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. " Bak kızım, Kerem'in kafası çok karışık. Ama seni seviyor, sevmese sen vurulduğunda bu kadar korkmazdı. Senden sadece bir hafta istiyorum. Bir hafta sonra boşanmana izin vereceğim."
Bir şey diyemedim. Ekrem amcaya iyi günler dileyip odadan çıktım. Artık yaşadıklarım çok ağır geliyordu. Eve döndüğümde Tuna Hanım'ın koltukta oturduğunu gördüm. " Hoşgeldiniz. "
Cevap vermeden oturmaya devam etti. Kapı açıldığında Kerem girmişti içeri. Yanında bir kız vardı. Kızın ayağı sargıdaydı ve aksayarak yürüyordu. Tuna Hanım şaşkınca ayağa kalktı. " Melek, ne oldu sana? "
Melek... Daha az önce Ekrem amcayla bu kızı konuşmuştuk. Şimdi onu karşımda görmek şaşırtmıştı beni. Kerem, Melek'i koltuğa oturtup bana baktı.
" Melek bugün bir kaza geçirmiş ve beni aradı. Bu gece burada kalacak. "
Kafa salladım. " Seninle biraz konuşabilir miyiz? " Birlikte onun odasına girdik. Kapıyı kapattım.
" Bu ne demek oluyor? Eski sevgilinin ne işi var bizim evimizde? " Kerem gülümsedi. " Bizim evimiz? Sen benden boşanacaktın hani, ne oldu? Aa dur, sen Melek'i kıskandın değil mi?" Kahkaha atıp eliyle saçlarını karıştırdı.
" Ekrem amcayla konuştuk. Melek'i anlattı biraz. Hiç bir açıklama yapmadan terketmiş seni. Ve sen, seni üzen kadını buraya getirdin. Benim olduğum eve. Ekrem amcaya söz vermiştim bir hafta beklemek için ama gerek kalmadı. "
Kerem kafa salladı. " Haklısın. Bir an önce boşanalım ve ben Melek ile evleneyim. En azından onun annesi bir katil değil. "
Sinirle komodinin üzerindeki gece lambasını ona fırlattım. Yere düşmeden eliyle yakalamıştı. Yanından geçip odadan çıktım.
**
Melek iki gündür bizde kalıyordu. Tuna Hanım sürekli Melek'e meyve soyup zorla yediriyordu. Onlara görünmeden evden çıkacakken Tuna Hanım'ın konuşmasını duydum.
" Merak etme, şu kızdan kurtulalım ben seninle Kerem'in arasını yapacağım. "
" Ama Tuniş, Mila vazgeçmezse.. Ya son anda boşanmaktan vazgeçerse.Hem biliyorsun Kerem hâlâ bana kızgın." Daha fazla orada durmak istemiyordum. Evden çıkıp arabama bindim. Bir an önce kafeye gitmek istiyordum.
Kafeye geldiğimde dışarıda iki tane polis arabası vardı. İçeri girdim. Bir polis memuru Serkan ve Asu'ya bir şeyler soruyordu. Yanlarına gittim.
" Serkan? Ne oluyor burada? " Polis memuru bana döndü.
" Mila Argun? " Kafa salladım.
" Dün bir ihbar aldık. Yemeklerinizi yiyen bir kaç müşteri zehirlenmiş. O yüzden gıda denetimi yapılacak. O zamana kadar burayı mühürlüyoruz." Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki. Yine birisi benimle oynuyordu.
Asu bana sarılıp teselli etmeye çalıştı ama olmuyordu. " Ben buraya yıllarımı verdim Asu! Liseye giderken okuldan sonra buraya gelirdim o zamanlar küçüğüm tabi annem yardım ediyor. Sonra sadece tek başıma işletmeye başladım. Benim onca emeğim var burada. "
Gözyaşlarıyla kafeyi mühürlemelerini izledim. Eve dönmek istemiyordum ama gideceğim tek yer orasıydı. " Hadi gidelim yenge, biraz dinlenmen lazım."
Asu'yla eve gelmiştik. Asu bir süredir arkadaşında kaldığı için olayları bilmiyordu. Melek'i görünce şaşırmıştı o da. Tuna Hanım gülümseyerek bize baktı.
" Kötü bir şey yok değil mi? Erken geldiniz de." Dikkatle ona baktım. Gözlerinin içi parlıyordu.
" Siz yaptınız değil mi? Kafeyi siz mühürlettiniz. " Kerem kolumu tutup beni kenara çekti. Melek de korkmuş koltuğa sinmişti.
" Ay, bizi öldürmez dimi? Annesi katilmiş ya hani. Bir yerde okumuştum, ailemizin genlerini alırmışız. " Kerem'i ittirip Melek'in üzerine atladım. Saçını tutup çektim.
" Benim annem katil değil duydun mu? Benim annem katil değil."
" Yeter artık Mila! " Kerem beni ondan uzaklaştırdı. Kolumu da sıkı sıkı tutuyordu. Ama susmadım.
" Yeter artık, ben size ne yaptım da bana bunu yapıyorsunuz? Oğlunuzla evlendim diye yapmadığınızı bırakmadınız bana! Size güzel bir haber vereyim. Bizim evliliğimiz kağıt üzerindeydi gerçek değildi. Ama bana yaptığınız her şey için pişman olacaksınız. "
Odama gidip kapımı kilitledim. Tuna Hanım, Melek ve Kerem de gitmişti. Artık yapamıyordum. Yaşadıklarım çok ağırdı. " Özür dilerim anne, yapamadım. " Elime doldurduğum ilacın hepsini içtim.
" Ben sadece sevmiştim onu. Ama onlar beni çok yaraladı anne ,kalbim acıyor. Kalbimdeki yara geçmiyor, yanına geliyorum lütfen bana kızma. Sizi çok özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Teen FictionGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "