" Asu! Sen böyle bir şeyi nasıl yapabilirsin? Ben şimdi Kerem'e ne diyeceğim? Of Asu of !! "
Asu gözyaşları içinde yatağının üzerinde oturmuş elindeki mendili yırtıp duruyordu. " Ben çok karşı çıktım ama Serkan beni ikna etti. Hamile kalacağımı bilmiyordum ki.. Lütfen bişeyler yap. "
Olan olmuştu, ona kızmanın bir yararı yoktu şuan. O sırada içeri Kerem girdi. Direk Asu'nun üzerine yürüyüp bağırmaya başladı. Şok olmuştum. Hemen Kerem'i ondan uzaklaştırdım.
" Sen nasıl bize bunu yaparsın lan? Bir daha o Serkan denen şerefsizle görüşmeyeceksin. O çocuğu da gidip aldıracağız. Annemle babam duymadan bu iş bitecek. " Asu yataktan kalkıp abisinin karşısına dikildi.
" Ben Serkan'ı seviyorum, o da beni seviyor. Bu çocuğu da asla aldırmam." Kerem elini kaldırdı, sonra da tekrar indirdi. Asu daha çok ağlamaya başlamıştı. Onu sakinleştirmek için yanına gidip yatağa oturttum.
" Tamam güzelim, sakin ol. Ağlama lütfen.. "
Kerem sinirle soludu. " Hep sen yüz veriyorsun buna. Aranızda konuşun, ikna et onu. Yarın bu bebekten kurtulacağız. "
**
Kerem odadan çıktıktan sonra Asu ağlayarak uyumuştu. Onun için ne kadar zor olduğunu biliyordum. Şu an karnında bir can taşıyordu ve ondan vazgeçmek istemiyordu. Sevdiği adamın çocuğuydu.
" Kerem, Asu bebeği aldırmak istemiyor. Lütfen sen buna karışma. Evet bir hata yapmış ama hatasının bedelini böyle ağır ödetme ona. Yıllarca bunun acısını çekecek. Bunu yaparsan Asu'yu kaybederiz, eskisi gibi olmaz. "
" Karışacağım tabiki. Bir daha da bu evden dışarı çıkmayacak. Doktorla konuştum, bizi bekliyor. "
Aşağı indiğimde Asu hazırlanmış bizi bekliyordu. Son dakikaya kadar Kerem'in fikrini değiştirmeye çalıştım ama nuh diyor peygamber demiyordu. Asu'nun gözlerindeki acıyı görebiliyordum.
Doktorun muayenesine geldiğimizde bizi hemen almışlardı. Önce Asu'yu muayene etmişlerdi. Bebek sekiz haftalıktı.
" Kerem, hâlâ vakit var. Lütfen bunu ona yapma, bebeği istiyor. Buna sen karar veremezsin."
" Asu, hadi abiciğim.. Bu senin iyiliğin için, ileride bana teşekkür edeceksin. Yaşın daha küçük, pişman olmanı istemiyorum. "
Asu oturduğu koltuktan kalkıp hemşirenin arkasından odaya girdi. Beni de istememişti yanında. 15-20 dakika sonra çıktığında ikimize de bakmıyordu.
" Asu, iyi misin? " Kafa salladı ama iyi değildi. Eve gidene kadar da konuşmamıştı. Eve gider gitmez odasına girip kapıyı kilitlemişti.
" Kerem, bunu yapmamalıydın.. O seni asla affetmeyecek. Ve ben de seni affetmeyeceğim. "
**
Aradan bir ay geçmişti. Asu hâlâ odasından çıkmıyor, sürekli yemek yiyip dizi izliyordu. Onun da acıyı yaşama biçimi buydu sanırım. Herkesin acıyı yaşama biçimi farklıydı. Ben üzgünken sadece uyurdum. Uyurken unuturdum her şeyi.
" Kızım, Asu neden odasından çıkmıyor? Serkan'ı da terk etmiş sanırım. Senle konuşur, gidip bir konuşsan? " dedi Tuna Hanım.
" Benimle de konuşmuyor. Yedek anahtarla girmeyi deneyeceğim. Kovacak değil ya. " Asu bir aydır odasından çıkmıyordu. Serkan kaç kez gelmişti ama onu bile görmek istememişti. Kerem o günden sonra pişman olmuştu. Asu'yla konuşmaya cesaret edememişti.
Yedek anahtarla odaya girdiğimde Asu ellerini karnına koymuş uyuyordu. Bu bir ayda kilo da almıştı. Sürekli hazır yemek yiyor, yatıyordu. Birden gözlerini açtığında korkup yattığı yerde doğruldu.
" Beni yalnız bırakın demiştim. "
Yatağın üzerine oturup ellerini tuttum. " Abinin yaptığı şey affedilir bir şey değil biliyorum Asu. Ama dünyanın sonu değil ki.. Serkan'ı da terketmişsin, kendine bunu yapma. "
Sinirle gülümsedi. " Abim, benim kahramanım dediğim adam çocuğumu elimden aldı benim. Sen gelmiş dünyanın sonu değil diyorsun. Abimi savunacaksan onun yanına git. Onu asla affetmeyeceğim. Serkan'a da söyle artık gelmesin buraya. "
**
Kafeye gittiğimde Serkan hemen yanıma geldi. Kürtaj olayını biliyordu ve bu yüzden Kerem'in üzerine yürüyüp yumruk atmıştı Kerem'e. Haklıydı, daha sevgilisinin hamile olduğunu bile bilmezken bebeğin aldırıldığını öğrenmişti. Ve Kerem'i ben de affedemiyordum.
" Asu nasıl? Beni görmek istemiyor, onu çok özledim. " Serkan'ın omzunu sıvazlayıp mutfaktaki sandalyeye oturttum.
" Üzgün.. Sürekli yemek yiyip uyuyor, odasından çıkmıyor. Beni arkadaşı olarak görmesine rağmen benimle bile konuşmuyor ama geçecek. Biraz zaman geçsin, bunları biraz sindirsin o zaman konuşursun. Üstüne gidersek daha kötü olabilir. " Serkan kafa salladı.
" Kerem'in yaptığı güzel bir şey değil, onu kaç kez vazgeçirmeye çalıştım ama dinlemedi. Şuan o kadar pişman ki.. Sana karşılık bile vermedi, haklı olduğunu biliyor çünkü. "
Kafeyi kapatıp eve gittiğimde Kerem odamda oturmuş beni bekliyordu. Çantamı ve montumu yatağın üzerine atıp karşısındaki koltuğa oturdum.
" Asu beni hiç affetmeyecek. Sen de affetmeyeceksin değil mi? Affettim desen de affetmeyeceksin. Ben böyle yaparak kardeşimi korumaya çalıştım ama yanlış yaptım. " Gözyaşlarını silip konuşmaya devam etti.
" Asu benim küçük kız kardeşimdi. Kıyamazdım ben ona, onun canı yansa benimki daha çok yanardı. Ama ben kardeşimi çok kırdım, belki de hayatını mahvettim. Ömür boyu taşıyacağı bir yük bıraktım belki omzuna. Ben yapamam Mila. Ben bunları kaldıramam. "
Yanına gidip önünde diz çöktüm. Ellerini tutup gözlerine baktım. " Hatanı kabul edip onunla yüzleşmelisin. Asu seni çok kolay affetmez belki ama affedecek. Onun yanında olmalıyız. "
" Ben bir süre diğer evde kalacağım. Sen burada onunla kal. Hem belki beni görmemek iyi gelir ona da."
Yanımdan geçip gittiğinde bir şey diyememiştim. Kaçmayı seçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Yara
Teen FictionGüzeller güzeli Mila, çapkın playboy Kerem'i değiştirebilecek mi? " Sen sadece benim kağıt üzerinde karımsın, bu kadar. Benden bir beklentin olmasın. "