39-

171 21 6
                                    

Asu-

Bugün Sude'nin doğum günüydü. İki yaşına giriyordu benim güzel kızım. Doğum gününe annem ve babamı, ablamları ve Kuzey abiyi davet etmiştim.

" İyi ki doğdun Sude! "

Herkes hediyesini masanın üzerine bırakıyordu. Kuzey abi ve Yağmur çok güzel bir bebek almışlardı. Sude şimdiden çok sevmişti oyuncağını. Ablam ve eniştem de kocaman bir bebek evi almışlardı Sude'ye.

Annem yanıma gelip elindeki kağıdı bana uzattı. Sonra Sude'ye döndü. " Bu da dedenle benden. Sude'nin geleceği için. " Elindeki kağıdı aldım. Sude için  banka hesabı açmışlardı.

Herkese tek tek sarılıp teşekkür ettim.

**

Sabah Sude'yi de alıp parka gelmiştim. Evin hemen aşağısında bulunan parkı Sude çok seviyordu.

" Beni şalla! " Kaşlarımı çatıp Sude'ye baktım. " Emir vermiyorduk ya anneciğim. Sallar mısın demen lazım."

" Şallar mışın? " Gülümseyip salıncağa oturttum Sude'yi. Sallamaya başladım. Saatlerce de sallansa sıkılmıyordu.

" Anneciğim on dakika oldu. Ekmeğimizi alıp eve gidelim."

O sırada telefonumun zil sesini duydum. Cebimden çıkarıp baktım. Ablam arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

" Efendim abla? "

" Parktayız, birazdan eve geçeceğiz."

Biraz ilerleyip telefonla konuşmaya devam ettim. Telefonu kapatıp arkamı döndüğümde Sude'nin yanında yabancı biri olduğunu gördüm. Siyah kapüşonlu bir hırka giymişti adam.  Onu sallıyordu. Koşar adım yanlarına gittim.

" Siz kimsiniz? Benim çocuğumun yanında ne yapıyorsunuz? " Adam kafasını kaldırıp bana baktı. Birden tüm dünya dönmüştü sanki. Destek almak için salıncağın zincirinden tuttum.

**

Gözlerimi açtığımda yanımda o vardı. Gözlerimi bir kaç  kez açıp kapattım.

" Sude nerede? " Bana cevap vermeden odadaki beşiği gösterdi. Sude beşikte uyuyordu.

" Sessiz ol, uyanmasın. "

Yattığım yerde doğrulup oturdum.

" Neredeyiz şuan? "

" Benim yanımdasın. Ait olduğun yerdesin Asu. "

Kahkaha attım. " Ne ait olması? Sen şaka mı yapıyorsun Serkan? Üç senedir yoksun, öldü biliyoruz seni. Her hafta karakola gidiyorum ben seni sormaya. "

" Her şeyi anlatacağım sana. "

**

" O gün uçağa binmeden önce havaalanında cüzdanım ve telefonumun bulunduğu çantam çalındı. Kimliğim ve pasaportum da çantada olduğu için uçağa alınmadım. "

" Eve neden dönmedin? Eve dönebilirdin Serkan. " Devam etmek için boğazını temizledi.

" Dönemedim çünkü peşimde birileri vardı. Kim olduklarını bilmiyorum ama hedefleri ben değildim, abindi. Hatırlarsan havaalanına giderken onun arabasını almıştım. Beni Kerem  zannedip takip etmişler. Onlardan kaçarken bir otel bulup girdim. Bir kaç gün orada kaldım. Uçağın düştüğünü de orada öğrendim. "

" Sonra otelden ayrılıp eve dönmeye karar verdim. Ama yine peşime düştüler. En sonunda ellerine düştüm. Beni alıp Yunanistan'a götürdüler.   Benim Kerem olmadığımı anlayınca bırakırlar sanmıştım ama onlar bana bir sene boyunca işkence etti. Kerem'i onlara getirirsem beni bırakacaklarını söylediler kabul etmedim. Sana ve çocuğuma zarar vermelerinden çok korktum. "

Gözyaşlarım tişörtümü ıslatıyordu. Serkan'a baktım. Onu çok özlemiştim. " Peki nasıl kurtuldun? "

Serkan ellerimi tutup dudaklarına götürüp öpücük kondurdu. " Benim onlara Kerem'i vermeyeceğimi anlayınca beni öldürmeye çalıştılar. Kaçıp polise sığındım. Polisle çatışmaya girdiler, polis hepsini öldürdü. Beni de koruma altına aldılar. Adamların ele başını yakaladıktan sonra beni de bıraktılar. "

Serkan'a sarıldım. Ona anlatmak için o kadar çok şey biriktirmiştim ki.. Ama önce karakola gitmemiz gerekiyordu.

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin