5-

873 53 1
                                    

Kafede işler çok iyi gidiyordu. Hatta o kadar iyiydi ki ikinci şubeyi açmayı düşünüyordum. Babam bu kafeyi bana açtığında çok sevinmiştim. On altı yaşımdan beri mutfakta bir şeyler üretmeyi çok seviyordum. Babam benim yaptığım tatlıları çok severdi, annemden gizli çalışma odasına tatlı götürür babama verirdim. Dolan gözlerimi silip kapıdan içeri giren Tuğçe'ye baktım.

" Kuzum benim! Neler olmuş neler, daha yeni öğrendim. " Bana sarıldığında ben de ona sarıldım. Gözyaşlarım akmamak için dirense de beni takmayıp Tuğçe'nin omuzlarına aktılar. Tuğçe'yi çalışma odasına alıp kapıyı da kapattım.

" Abim nasıl? Beni görmek istemiyor değil mi? Onu sonsuza kadar kaybettim Tuğçe! " Tuğçe elimi tutup güven verircesine sıktı.

" Kuzey duygularını pek belli etmiyor ama üzülüyor tabiki. Ama merak etme ben her gün kontrole gideceğim." Gülümsedim. Abim öyleydi. Duygularını belli etmez sonra da en uçlarda yaşardı. Eminim şimdi bol bol hazır yemek yiyip, geç uyuyordur. Aklıma gelen fikirle gülümseyip Tuğçe'ye döndüm. Benim yaptığım yemekleri kabul etmezdi ama Tuğçe götürürse yerdi.

**

Eve döndüğümde Tuna Hanım girişte bekliyordu. Ona selam verip odaya çıkmak istesem de beni çağırdığı için ona doğru yürüdüm. Yüzünde benden iğreniyormuş gibi bir ifade vardı. Sonra salondan çıkan kişiye baktım.

" Sen o kadar acınacak haldesin ki arkadaşının sevgilisiyle evlendin. İrem bana her şeyi anlattı. Kerem'i nasıl ayarttığını, kancanı ona nasıl taktığını. "

İrem'e baktım. Gözlerinde nefret vardı. Ona her şeyi anlatmak istesem de yapamadım. Ama bir gün herkes her şeyi öğrenecekti. Yanlarından geçip gidecekken Tuna Hanım arkamdan seslendi.

" Bu eve çok bağlanma. Yakında gideceksin. Bir yolunu bul, Kerem'i terket. " Elimde olsa koşa koşa uzaklaşırdım bu evden. Kahretsin ki abimi düşünmek zorundaydım. Bu hayatta sadece o kalmıştı ailemden geriye.

" Boşuna söylüyorsunuz Tuna Hanım, onda gurur olsa benim sevdiğim adamla evlenmezdi. " İrem'in söyledikleriyle ne diyeceğimi bilememiştim. Hayal kırıklığıyla ona baktım. O bana bakmıyordu. Odaya çıkıp çantamı yere fırlattım. Senden nefret ediyorum Kerem!

**
Yemeğe inmemiştim, kendimi çok kötü hissediyordum. Kerem odaya geldiğinde ona bakmayıp arkamı döndüm.

" Hazırlan. Betül ve Cem evlerine davet etti, bir kaç arkadaşımız daha olacak. " Yüzüne dik dik baktıktan sonra yatağa attım kendimi.

" Yorgunum, uyuyacağım."

Kolumdan tutup zorla kaldırdı. Ayakta dikiliyorduk, kolumu hâlâ bırakmamıştı. Kolumu ondan çekip kurtardım. " Ben gidiyoruz dediysem gidiyoruz. Fazla kalmayacağız."

**
Betül ve Cem'i görmek iyi gelmişti. Ama diğerleri için aynı şeyi söyleyemezdim. İçlerinde bir tane kız vardı, sürekli beni inceleyip yanındaki diğer kıza fısır fısır bir şeyler anlatıyordu. Kızı bir yerden tanıyor gibiydim.

" Ee Mila, evlilik nasıl gidiyor? " Gülümseyip Kerem'e baktım. Gelmeden önce her şeyi ezberlediğim için zorlanmayacaktım.

" İyi gidiyor, zaten birbirimizi sevdikten sonra gerisi çok da önemli değil diye düşünüyorum. "

Karşımdaki kız gülünce dik dik ona baktım. Kızı şimdi hatırlamıştım. İrem'in arkadaşıydı. Bir şey demedim, gerginlik çıksın istemiyordum. Ama kız boş durmamıştı.

" AY KEREM, BU KIZI ÇOK MU ARADIN? DAHA ÇOCUK GİBİ BAKSANA! "

Ben sesimi çıkarmadım. Ama diğer kız da susmuyordu. " Cidden Kerem, İrem gibi sevgilin varken bu kız niye? Tanımıyoruz bile, baksana şuna. İçki bile içmiyor, çok ezikçe! "

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin