35-

223 19 0
                                    

Kuzey-

" Baba, payka  gidelim. " Peşimde  dolaşan  Ada'ya  baktım. Her gün bu saatlerde parka gitmek istiyordu biz de kıyamayıp  götürüyorduk. Üç yaşına  girmişti Ada. Ona her baktığımda  sevdiğim  kadını, Tuğçe'yi  görüyordum.

" Kuzey Bey, ben Ada'yı  hazırladım. Ben de siz gelene kadar Ada'nın  sevdiği  poğaçalardan  yaparım. " dedi  Yağmur. Yağmur, Ada'nın bakıcısıydı. Ada 5 aylıkken bulmuştum  onu ve iyi ki de bulmuştum çok güzel  bakıyordu  kızıma. Yağmur'un  yanına yaklaşıp kulağına  fısıldadım.

" Biliyorsun peynire alerjisi  var, dikkat et. "

Ada yedi aylıkken  alerjisi olduğunu  öğrenmiştik. Peynir ve fıstığa  alerjisi vardı küçük  kızımın. Yağmur  kafa sallayıp  mutfağa geçti.

**

" Güzel  kızım,  artık  gidelim mi? Yağmur ablan merak etmiştir  bak hava çok karardı. "

Ada tamam dercesine kafasını  salladı. Tam parktan  çıkacakken elime yağmur  damlası düştü. Ardından  gök  gürüldemişti. " Hadi babacığım, yağmur  yağıyor. Bir an önce  arabaya  koşalım. "

Şimşek  çaktığında  Ada korkudan  kucağıma  zıplamıştı. Onu araba koltuğuna  yerleştirip  ben de arabaya binip motoru  çalıştırdım. Park, evden çok  uzakta değildi. Markete uğrayıp  eve gelmiştik. Yağmur, Ada'yı  içeri götürürken  ben de arabayı  garaja  bıraktım.

**

" Ellerine sağlık  Yağmur. " Yağmur biz yokken bir sürü  yemek hazırlamıştı.

" Afiyet olsun. Bu arada Asu aradı. Yarın  birlikte karakola gidecekmişsiniz  onu hatırlattı. "

Kafa sallayıp  ayağa  kalktım. Sonra bir anda Yağmur'a  döndüm. " Sen işe  başladığından  beri  izin yapmadın. İstersen yarın git aileni, arkadaşlarını  gör. Ben Ada'yı  yanımda  götürürüm. "

Yağmur bişey  demeden masayı  toparlamaya  başladı. Buna anlam veremesem de sesimi çıkarmadan  odama çıktım. Asu hâlâ vazgeçmemişti  Serkan'ı  aramaktan. Kızı  üç yaşlarındaydı Ada'dan iki ay küçüktü. Mila ve Kerem gittiğinden  beri onların  evinde  kalıyordu  kızıyla.

Kapı  tıklatıldığında oturuşumu  düzeltip  'gel' diye seslendim. Yağmur içeri girdiğinde ilk dikkatimi  çeken gözleriydi. Gözleri  ağlamaktan  kıpkırmızı  olmuştu. Hemen ayağa kalkıp  yanına gittim.

" Ne oldu sana? Bilmeden bir şey  mi dedim yoksa? Neden ağladın? " Yağmur odadaki  tekli koltuğa  oturdu. Ben de yatağın  kenarına  oturmuş konuşmasını  beklemeye  başlamıştım.

" Öncelikle özür dilerim, sana yalan söyledim. Biliyorum çok kızacaksın,  hatta işten kovacaksın  belki ama.. Kesin kovacaksın. "

" Anlat artık. " dedim sert bir sesle.

" Demiştim  ya ailem köyde  yaşıyor diye. Annem ben küçükken  vefat etmiş babam büyüttü  beni. Buna büyütmek  denirse tabi. Ben on yedi yaşına  kadar babamla yaşadım. Seni liseden alıp evlendiricem  dediği  için  evden kaçtım, teyzemin evine gittim. Ufak tefek işlerde  çalışıyordum onlara yardımcı  olmak için. Ama bir gün teyzem evde yokken  kocası... "

Sustu, sesi titremişti. Ağlamaya başladı. Yanına  gidip ona sarıldım. Gözyaşları  tişörtümü  ıslatıyordu.  Kafasını  kaldırıp  bana baktı.

" Bana dokunmaya kalktı ama kaçtım. Babama gidip  anlattım bana inanmadı. Arkadaşının  oğlu var adı Melih, beni onunla evlendirmek  istiyor ama istemediğim  için beni odama kapattı. Zorla beni o çocuğa  verdi, bana sormadan. Yine kaçtım. Ne yapacağımı düşünürken  yatılı  bakıcı  arandığını gördüm. Beni burada bulamaz. Lütfen  beni kovma. Eğer kovarsan yine beni bulurlar. Önceden sadece babam beni arıyordu  ama şimdi  Melih denen adam da beni her yerde arıyor. "

Kalbimdeki  YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin