Merhaba!
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.
Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.
Keyifli okumalar...
***
"Deniz!" Sesiyle gözlerim açıldı. Önce bulanık gördüğüm görüntü netleşince sesin sahibini anladım ve gözlerimi ovaladım.
"Günaydın! Senin bu uyanmanı çok sevdim ben ya! Tek seslenişte hemen uyanıyorsun."
Ebru'yla aynı evde kalmaya başlayalı 4-5 gün olmuştu, bu zamanda askeriyede ki diğer timlerden biri görevli olduğu için biz izinli sayılmıştık, bu izin işi hoşuma gitmesede time benden önce verilen bir görevin dinlenmesiydi. Önce ki görevler hakkında pek bilgi alamasam da, yaklaşık 3 ay süren bir görevden geldiklerini öğrenmiştim."Günaydın," dedim ve yataktan kalktım, salona gelince gülümseyerek Ebru'ya döndüm. Tabiri caizse bir tek kuş sütü eksik olan kahvaltı masası tam karşımda duruyordu. Salatalık alıp, ağzıma attım.
"Hayırdır, kim geliyor?" dedim ağızımda ki salatalığı çiğnerken."Bizimkileri çağırdım kahvaltıya." demesi ile salatalık boğazıma kaçtı. Anında öksürmeye başladım.
"Ay, kız ölüyor. Yetişin komşular!" diye sırtıma vuran Ebru ile daha çok öksürmeye başlamıştım ki sonunda geçti.
"Kızım, sen manyak mısın? Ne diye mahalleyi ayağa kaldırıyorsun?" dedim demesine ama çalan kapıyı açmaya giden Ebru'nun pek umrunda gibi görünmüyordu.
"Aman ne bileyim be! Ölüyorsun sandım bir an." Kapıyı açması ile Tim içeri girdi. Emir komutanın gözleri direk beni buldu. Başımı sallayıp selam verdim.
"Hoşgeldiniz komutanım." Başını salladı o da. Umut, Buğra, Çağlar ve Alparslan abi de geçince kahvaltı masasına oturduk. Alparslan abinin bir bebeği varmış ve nedense içimden bir ses o bebeği görmem gerektiğini söylüyordu.
"Hoşgeldiniz." dedim diğerlerine de hitafen. Çağlar anında lafa atladı. Diğerleri de Ebru'yla selamlaşırken, kahvaltı masasına geçmiştik.
"Hoşbulduk, komutanların kralı. " dedi. Büyük ihtimalle bir şey isteyecekti, normalde bu kadar çok iltifat almadım ondan.
"Pardon kraliçesi, kralı Emir komutandı." dediğinde masada bir öksürme sesi yükseldi, elinde ki çayı kenara koyan Emir Komutan'ın bu öksürüğü uyarı mıydı yoksa bir refleks miydi anlamamıştım. Güldüm ve elimi sırtına götürüp hafif bir şekilde vurdum. Geçmiş olacak ki, öksürüğü durdu.
"Ay bugünde herkesin boğazına bir şeyler kaçıyor." dedi Ebru.
"Değil mi ya?" Buğra'dan gelmişti bu saçma soru, sanırım Ebru ile konuşmaya çalışıyordu. Ama başarısız oluyordu çünkü Ebru gözlerini devirip bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
ActionÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...