37. Bölüm "Son Tek Nefes"

10.9K 724 415
                                    

Merhaba! Nasılsınız?

Küçük yıldızımızın parlaması gerekiyormuş, bir el atarsanız.

Yorum yapmayı da unutmayınn.

Keyifli okumalar.

37. Bölüm "Son Tek Nefes"

 Bölüm "Son Tek Nefes"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsilidir.)

Yaralarını tümüyle sarmaya çalışan bir  çocuk vardı karanlık dünyanın içinde. Aslında en büyük yara kendisiydi, biliyordu. Kendi de dahil, bu oyunun içinde ki herkes biliyordu. Görevler verilmiş, senaryolar ezberlenmişti. Çocukluktan gelen itaat etme duygusu ciğerlerin en derinine işliyordu.

Bugün buradayım.

Yarın ise Dünya'nın öbür ucuna gidebilirim.

Kendimi düşünmedim, sevmedim, hissetmedim. Aklımda dönen isimler belli, yaşanılanlar, acılar ve affedilmeyecekler.

Kızgınım, kırgınım. İnsan kendine kızgın olabilir ama kırgın olamaz demişti, o. Ben yaptığım karşısında, yansımama kırgındım. Boyun eğişime, sesimin çıkmayışına. Her tamamımın sonunu düşünmeyişime kırgındım. Böyle olmak zorunda demişlerdi, tamam demiştim. Başına her şey gelecek demişlerdi, tamam demiştim. Yeminler edilmiş, eller o bayrağın üzerine and içmek için konulmuştu bir kere. Elini o ateşten çekmek mümkün değildi. O ateşin içine bütün sevdiklerini de atıyordun aslında. Yemin etmeden kaybettiklerimde oldu, yemin ettikten sonra da. Biri canımı çok yaktı, ondan canını aldım. Ben aldım. Kendi ellerimle yaptım bunu. Canım dediğimin, canını aldım. Onu kendimle sınadım. Sınamak zorunda bırakıldım. Arkasına sığındığım hep bu olacaktı. Zorundalık. Onun umurunda olur muydu? Olmazdı. Acılıydı, bu acıyı da bilirdim. Hissettim onu, her zerremde. Mutluluğunu değil, acısını. Sevdim onu, her zerremde. Yüzünü değil, yüreğini. Yaktım canını, yandı canım. Tek bir isim verdim buna. Zorundaydım. Onu öldürdüm, tek bir isim verdim buna. Zorundayım.

Ondan gittim, tek bir isim verdim buna.

Ben, bunu yapmaya zorundayım.

Bugün buradayım.

Kendi ayaklarım üzerinde bile değilim. Kendim değilim. Kendimden nefret eder bir vaziyette bir yataktayım. Hayır, yatakta benim değil. Üzerimde ki kıyafetler de. Hatta adım bile bana ait değil. Yabancıyım. Aslında bu dünyayı tanıyorum, hiç zorluk çekmeden alıştım. Alışmak zorunda kaldım. Tanıdığım dünyanın insanı değilim, ben çok yabancıyım. Çok başka bir dünya istiyorum. Kapı dışarı edildiğim dünyayı.

Bu cehennemi yaşamak istemiyorum.

Çoktan o ateşe düştüm.

Acıyı hissediyorum, sadece fiziksel değil. Öldüm, yine sadece fiziksel değil. Bir çocuk yaklaşıyor yanıma, gözlerimi kapatsam bile görüyorum onu. Bir kız çocuğu önce sağ diz kapağını koyuyor soğuk zemine. Zeminin soğukluğunu biliyorum çünkü tenimle temas içinde. Daha sonra diğer dizini koyuyor kız çocuğu yere. Gözünden akan yaşlar durmuş, artık ağlamıyor ama gözleri kızarmış. Etrafımda ki bütün sesler susmuşken sadece onun iç çekişinin sesi duyuluyor kulağıma. Öyle bir nefes çekiyor ki ciğerlerine, ciğerlerindeki eski nefes yerini bu hava dolduruyor. Eskiden iz kalmıyor, artık her şey bambaşka oluyor. Küçük ve yaralı ellerini yavaşça yüzüme dokunduruyor. Üzerinde ki toza karşı o kadar temiz duruyor ki sarılmak istiyorum ona. Yapamıyorum, hareket edemiyorum.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin